Yeni Kız..

67 7 0
                                    

Rüzgar'dan:

Okulun ilk günü. Ben her zaman ki gibi sıkkın bıkkın evden ayrıldım. Acaba bugün hangi yeninin başı beladaydı.

Bizim okulun bir geleneği vardır ki: Okulun ilk günü yeni gelenlere bir şaka hazırlanır.

Bunu çok saçma buluyordum fakat karşı da değildim. Bana da eğlence çıkıyordu.

Kulaklığımı taktım ve müziklerimi açtım. Eski şarkılara her zaman bir sempatim vardır. İlhan İrem Boşver Arkadaş (1974) şarkısını açtım bugün okulların açılmasını boverircesine ama yine de okula yürüdüğüm gerçeğini değiştiremeden.

Bugünün kurbanını gördüm az önce galiba. Yazık dedim içimden. Çok tatlı gözüktüğünü kendime itiraf ettim ve kendimi tutamayarak biraz sırıttım içime doğru. Beni görmüş olacak ki "ne gülüyon be" dercesine baktı. Bugün okulda kesin kıyameti koparırdı bu. Tipi buna müsaitti.

Ciddi suratımı taktım yüzüme. Çok gülmeyi seven bir insan değildim. Aslında buna duygusuzluk desek daha doğru olurdu. Duygusuz olmayı seviyorum. Çünkü kimseyi umursamıyorum.

Okula varmıştım bile. İçime kötü bir his doğmuştu ama nedenini sorgulamadım. Herkes sıradaydı ve tüm yenileri ona göre koymuştu öğrenciler sıraya.

Yani bir şekilde bunu sağlamışlardı. Hocalar bile artık alışmış.. Zaten hocalarımız çok kafadır. Öğrencinin halinden anlıyorlar.

Ben her zaman ki gibi en arka sırada yerimi almıştım. İstiklal marşı okundu ve içeriye girmek için ilk adımlar atıldı.

Aslında bu kadar erken gelmezdim ama soğuk havaları çok severdim ve havanın soğukluğu benim dışarı çıkmamı sağlamıştı.

Hemen yenilere yönelttim bakışlarımı duygusuz bir şekilde. Zaten 5 tane yeni vardı. Merdivenlere yaklaşmışlardı.

Tuzak şuydu: Merdivenlerin bitiminde kapıyla aradaki mesafe kadar yerde kapıya dokunulduğu an yukarıdan su vb. şeyler yenilerin üzerinde..

6 basamaklıydı merdivenler ve en önde benim sabah ki gördüğüm yeni vardı. Şimdiden onun çığlıklarına hazırlamıştım kendimi.. Gözlerimi kısmıştım.. Ve şimdi! İşte o iğrenç sıvı dökülüyordu. Adını koyamıyorum ama yapış yapış ve biraz sulu. Yapışkan şeylerden her zaman nefret emişimdir. Kesin yine bir karışım yapmışlardır.

Bu düşüncelerimi bir kenara bırakıp yeniyi izlemeye koyuldum. Oldukça sakin ve ürkekti. Bu hali bende gidip onu oradan alma isteği uyandırmıştı. Yüzünü gözünü temizlemek istemiştim ama yapmadım.

Hepsi çığlık çığlığaydı ama bizimki sessizliğini koruyordu. -ne zaman bizimki oldu saçmalama Rüzgar-

Herkes etraflarına toplanmış yenilere gülerken ben doğruca sınıfıma gittim. Sınıflar değiştiği için sınıfı aramaya koyuldum. Biraz aradıktan sonra "nihayet" dedim sesli bir şekilde nefesimi dışarı verirken. Sınıfa girer girmez en arka sıraya yöneldim ve yerime oturdum.

Okulumuzda 3 tane 12. sınıf vardı yeni bir okul olduğu için. Daha geçen sene ilk mezunlarını vermişti.

Herkes içeri girmeye başlamıştı. Sonunda.. Yenilerle eğlenceleri bitmişti anlaşılan. Hoca malum konuşmasını yapmaya başlamış ben çoktan kafamı sıraya gömmüştüm.

Kafamı kaldırıp saate baktığımda 15 dk kalmıştı zilin çalmasına. Kapı çaldı. O kız gelmişti. Gitmiş üstüne başına bir şeyler almış. Oldukça dar bir pantolon, üzerine bir bluz ve eline bir hırka almıştı. İtiraf etmeliyim tatlı gözüküyordu.

Hocadan geç kaldığı için özür diledi. Ne gerek varsa? Hoca kendini tanıtmasını istedi:

-Adım Belinay Erenoğlu.
17 yaşındayım. Buraya yeni taşındık.

Tanışma faslıda geçtiğine göre bir yere oturması gerekiyordu.
Hoca bana benden onay almak ister gibi baktı, ben de ona 'umrumda değil' der gibi omuz silktikten sonra benim yanımı gösterdi.

Yanıma doğru ilerlemeye başladı. İşimiz vardı bununla. Kesin. Yeni olduğu belliydi. Yoksa böyle yanıma doğru yürümesinin başka bir açıklaması olamazdı.. Oturdu ve yanlış bir izlenime kapılmadığımı bana ispat etti.

* * * * * * * *

Arkadaşlar lütfen yorum yapın.. Yorumlarınızı bekliyorum. Akşam bir bölüm daha yayınlanacak. Akşam görüşmek dileğiyle.. ❤

Bugün Gökyüzü Daha MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin