Evet üvey annem gene yakınıyor neymiş efendim çirkinmişimde kimse almamış beni de evde turşumu kuracakmışmış da her gün dinlediğim zırvanalar. İşitmek alışkanlık yaptı.Tam pencerenin önündeyim onun yani Uras ağanın arabayla geçmesini bekliyorum.Tam kafamı içeri çevirdim araba sesleri duyuldu o geçiyordu hemen baktım perdeyi bile aralayamıyorum. Elinde telefonla arabayı sürüyordu.zaten hemen geçti. Içeri geçtim üvey annem yemek yapıyordu. Ben de oturma odasına oturdum öyle boş boş oturdum.Pencere açılırsa ben o odada olmayacağım niye benim babam çok kıskanç biri annem de benim gibi pencereyi açsa dahi kafasını dışarı çıkartamaz evden dışarı çıkmayız ama üvey annem öyle değil istediği yere gidip gelen biri benim öyle bir şansım yok.Neyse sıkamayayım sizi. Babamın gelmesiyle sofra kurulup yemek yemeğe başladık. Sessizliği bozan üvey annem di.
"Halil benim yarın günüm var diyorum ki Sevda da gelse kız sıkılmıştır "
"Gerek yok Aliye sen git gideceğin yere Sevda evde durur"
"Aaa Halil kız evde olduğundan bekar zaten hem ömür boyu onu mu bekleyeceğiz merak ediyorum sevda nın var olduğundan kimin haberi var ?kimsenin yok belki görücü buluruz o da yuva kursun dimi ama!!"
"İyi gitsin seninle ama fazla konuşmak yok kızım:
Başımla onayladım. Ben buyum eve hapis yaşayan,onun varlığından kimsenin haberi olmayan kız.Bir de sevdiğim adamdan beni sevmesini istiyorum ne kadar komik değil mi?
"Sevda bak geçen sana aldığım mavi elbise var ya onu giy"
Tamam gıcık olabilir ama zevki güzeldir.Allahım küçükken sadece 2 kez çıktım dışarı zaten o zaman Uras Ağa ya aşık oldum.bir daha çıkmadım dışarı.Onca seneden sonra ilk defa dışarı çıkacağım .
____________________________________________________________________
Kahvaltı yaptıktan sonra hazırlanmak için odama geçtim. Mavi elbisemi giydim rengini bilmediğim bir şalımı taktım. Hafif bir sürme çektim üvey annemin zoruyla siyah Çantamı aldım ayakkabı olarak bayramda aldığım ama giymediğim siyah hafif topukluluları giydim.Üvey annemde hazır olduğunda kapının önüne çıktık.ben kapıyı kitledim döndüm arakamı yürümeye başladım heyecan yaptım bir an.Üvey annemin koluna girip anne kız havası veriyoruz o başı dik yürürken ben başım eğik yürüyordum. Sanki beni izliyorlarmış gibi hissettim sonra düşündüm beni kim niye izlesin? Kaç dakikadır yürüyoruz bilmiyorum ama yoruldum Sonunda konağın önünde durduk ne yani konağa mı gireceğiz? Iyice heyecan yaptım. Konağın kapısı büyük bir gürültüyle açıldı içeri girdik normalde hikayelerde hayran bakış atarlar yaa ben yapamadım üvey annem bilmişlik edasıyla yürüyor. Avluya geldiğimizde kocaman sedir döşenmiş. Kadınlar sanki yas tutuyorlar hepsi siyah giyinmiş ama illaki gösteriş vardı ya yazmasında ki oyası ya da kıyafetindeki işlemler. Üvey annem selam verip oturdu.Ben de hemen oturdum. Esmer tenli kara Kaş kara gözlü bir bayan beni baştan aşağı süzdü sonra konuştu.
"Bu Istanbulda ki hafız kızın mı?"
"Evet "
Dedi üvey annem büyük bir gururla tamam hafızım da İstanbul ne alaka? Evet hafızım annem kur an kursu hocasından bana kur anı ezberletmesini istemiş o da kabul etmiş her gün eve gelir ezber yaptırırdı. Annem beni düşünürdü bu dünyan hapis bari diğer dünyan da rahat ol demişti.
"Hoş geldin kızım"
Dedi bir abla!
"Hoş buldum efendim nasılsınız?"
"Maşallah ne kadar da mütevazisin.okuduğunu belli ediyor "
"Maşallah yüzünden nur saçıyor tü tütü"
Diye tükürük saçtı suratıma. Ben de Elhamdülillah Deyip sildim yüzümü.
"Eee kızım Burda ders verecek misin?"
"Güzel bir iş olursa neden çalışmasın canım"
Diye atıldı annem.
"Kızım benim küçük kızım var onada öğretir misin sadece eve gelmen lazım?"
"Kaç yaşında efendim kızınız? "
"5 yaşında "
"Yardımcı olur canım"
Diye tekrar araya girdi.
"Bekarsın demi kızım?"
"Bekar bekar onu kimler istedide gitmedi eh hali vakti yerinde dinine uygun birisi olsun ister kendisi aslına mühendis vardı da oğlan biraz tipsiz di.vermedik.Tanıdığınız var mı? şöyle yakışıklı hali vakti yerinde,dinine uyan eee artık evlenme vakti de geldi "
"Kaç yaşındasın hanım kızım?"
"24 efendim"
"Benim oğlum var dinine bağlıdır maddi durumumuz epey iyi yakışıklı bir görüşün isterseniz?"
"Görüşsünler bence ikisi de olgun kişiler oğluna sor isterse görüşmek haber verirsin "
Deyip sustu.Ben kıpkırmızı kesildim.
"Ayy ne de utangaç"
Deyip gülüştüler benim daha da utanmamı sağladılar. Sonra yemek filan öyle geçti ne utandım ama yaa.Tam gün bitti çıkacağız adını öğrendiğim Sabiha Teyzem e (oğluna isteyen)annem seslendi.
"Sabiha haber beklerim "
Eve geldiğimizde direk üstümdekileri çıkartıp uyudum. Uyandığımda babam gelmiş ti.Ben de anneme yardım ettim.sofraya oturduğumuzda annem olan herşeyi babama anlattı o anlatıkça ben kızarıyorum babam bana yandan yandan bakıyor. Babamla böyle meseleleri konuşmak beni utandırıyor .Bir anda annemin telefonu çaldı hemen açıp diğer odaya geçti. Bir kaç dakika sonra oynayarak geldi.
"Sabiha nın oğlu kabul etmiş görüşmeyi. Yarın gelecekler sana bakmaya. Ha bu arada oğlunun adı MUSTAFA ymış.bilgin olsın"
Bu kadar çabuk mu gelecekler ne aceleleri var?sofrayı toplayıp odama geçtim..
Yıldızları perdenin arkasından izledim ne güzel parlıyorlardı. Ezan okunmaya başladı daha da güzel oldu.Gene Uras geldi aklıma ondan vazgeçmeliyim Allah nasip ederse yuva kuracağım. Inşallah iyi biridir adı neydi?hıh Mustafa ismine layıktır inşallah. Abdestimi tazeleyip namazımı kıldım dua ettim Uras ı unutmak için.
Uykum geldi yaa gözlerim kapanıyor hemen üzerimi değiştirip yattım.Sabah üvey annemin neşeli bir şekilde şarkı söylerken buldum.
"Hayırdır neden bu kadar neşelisin? "
"Aaa hayırlıysa mürvetini göreceğim ben sevinmeyeyimde kim sevindim? "
Anlaşıldı ben den kurtulduğundan seviniyor. Bir şey demeden kahvaltı yapıp topladım.Yaaa kaç saattir temizlik yapıyorum temiz olan evi temizledim. Neymiş efendim misafir gelecekmiş mişte neyse.Şimdi mutfağa geçiyoruz ikram hazırlayacağız. Neymiş göz rengime yani yeşil. Uygun giyinecekmişim beğensinmiş
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK-I SEVDA ( AŞK-I SERİSİ -2)
SpiritualSeviyorum , çünkü gözümden akan yaşa değdiğini biliyorum. Yanıyorum, çünkü bilinmiyorum İstiyorum, Çünkü imanımı tamamlamak istiyorum. Aşığım, çünkü sana aşığım.