Salonda,bütün 7'ler toplanmış,birinin doğum gününü kutluyorlardı.Yemeğimi alıp ben de onlara katıldım.Ben yanlarına geldiğimde,sohbete dalmışlardı.Hilal,"O zaman hep birlikte alışveriş merkezine gidelim."dedi.Bazıları karşı çıktı,bazıları hemen atlayarak "Olur,olur."dedi.En sonunda uzlaşarak kararı verdik.Yarın otelin yanındaki alışveriş merkezine gidecektik.Sabah olduğunda hemen hazırlanıp aşağıya indim.Hayret,en erken ben gelmişim.Salonda birkaç görevli dışında kimsecikler yoktu.Yaklaşık 3 dakika sonra ajan geldi.Arkamı döndüm."Selin,sen misin?"diye sordu.Sesimi çıkarmadım."Neden dün akşamdan beri benle konuşmuyorsun?"dedi."Biz tanışalı kaç gün oldu farkında mısın?" "Tamam ama..." Bir an kendimi tutamayarak "Çünkü sen bir ajansın!"diye bağırdım.Sesim salonda küçük bir yankı yaptı."Ne?Ne ajanı?Neden bahsediyorsun?"dedi sesi gitgide yükselerek."Bana bağırma!Suçlu olan sensin!"dedim haykırarak."Neden bahsediyorsan açık açık konuş benimle."diye devam etti."Elâ,Hilal ve Senanur...Onlar sana bunu yapmanı söyledi değil mi?" "Neyi?Neden bahsettiğini..." "Kes!İkimiz de biliyoruz."dedim sakinleşmeye çalışırken."Evet tamam mı?Evet!Rahatladın mı?"dedi bağırarak. "Rahatladım."dedim normal bir şekilde.Tam o sırada içeriye İremsu girdi. "Kötü bir zamanda gelmedim değil mi?" "Hayır,hayır tam zamanında geldin.Yetişmeseydin ben bu şahsiyeti dövecektim çünkü."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Günlük
Fiksi RemajaSelin'in hikayesini keşfetmeye ne dersiniz? * ......"Bir an hiç düşünmeden yanında olduğum masanın üzerindeki dibinde azıcık su kalmış olan sürahiyi elime aldım. Tam yukarıya kaldırdığım anda Erden bileğimden kavradı."Ne yapıyorum ben? "diye düşündü...
