19. Bölüm

37 1 0
                                    

Denizde geçen, yorucu bir günün ardından harikulade(!) evimize geri döndüğümüzde bahçe kapısında bizden çok az küçük yaşta, dize kadar taytı ve çiçeklerle dolu tuniğiyle bizi bekleyen bir kız duruyordu. Erden ona, "Neden burada bekliyorsun?" diye sorduğunda koyu renk gözlerini bize dikerek, "Size bir şey sorabilir miyim?" dedi. Başımızla onayladıktan sonra sordu: "Şey...Ben az önce arkadaşımla küstüm de sizle arkadaş olabilir miyim?" Bu soru üzerine gülsek mi ağlasak mı bilemedik. Birbirimize baktık. Elâ bir şey söylemeden bahçeye girdi ve bahçe hortumunun yardımıyla adeta kumdan kale olmuş ayağını temizledi. "Neden küstün ki arkadaşınla?" diye sordum bizden küçük kıza. "Ben de bilmiyorum. O küstü." dedi ve arkadaşının olduğu yöne baktı. "O zaman sen git onla barış, sonra tekrar düşünürsün."dedim gözlerimi kızdan ayırmadan. Kız hafifçe başını sallayarak yanımızdan ayrıldığında dördünün de bana bakmakta olduğunu fark ettim. Daha fazla ayakta beklemeye son vererek biz de Elâ gibi ayaklarımızı yıkadık. Upuzun bir duş sırası beklememden sonra sırarın bana gelmesiyle beraber duşa girdim. Yaklaşık 20 dakika sonra çıktım, üstümü giyindim. Saçımı taramaya başladığımda kapımın tıklatılma sesini duydum. Gelen Erden'di. "Affedersin. Saç kurutma makinesi var mı bu odada?" diye sordu. "Var." dedim. "Anlaşılan sen saçını kurumamışsın. Kalsın." dedi o da. "Hayır, hiç önemli değil. Benim saçım güneşte de kurur." dedim ve çekmecenin üstünde duran saç kurutma makinesini ona doğru uzattım. "Peki." diyerek aldı ve kendi odasının yolunu tuttu.

GünlükHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin