cry baby //muke {türkçe}

0 ; 8

Luke ve Michael, Michael'ın gelmek için yalvardığı oyun salonuna gelmişlerdi. Michael'ın asırlardır beklemesine rağmen bir hafta önce açılmıştı, ama hiç oyun oynamayı seven arkadaşı olmamıştı. Michael Pac-Man oynuyordu, bu onun favorisiydi çünkü oyun makinesi orjinaldi. "Yaşasın!" 'En yüksrk puan' kelimeleri önündeki ekranda parlarken bağırdı.

"Seni piç." Luke şakayla surat astı.

"Ben oyun kralıyım." Michael kahkaha attı.

"Hadi ama! Seni bu oyunların çoğunda yendim!" Luke savunmaya geçti.

"Sen öyle san!"

+

Telefonu titrediğinde, Michael odasında oturup bir zamanlar babasının olan eski gitarından rastgele notalar çalıyordu. Telefonu çıkarıp arayan kişiye baktı, Calum'dı. Michael iç çekti ve telefonu açtı.

"Selam?"

"Hey, ben Calum."

"Evet, biliyorum. Arayan numarayı kontrol ettim."

"Oh" Calum gergince güldü.

"Yaniii, neden aramıştın?" dedi Michael garip bir ses tonuyla.

"Ben şey, sadece özür dilemek istemiştim."

"Ne için?"

"Arkadaşlarımın- yani arkadaşlarımızın senin hakkında dedikodu çıkarmasına izin verdiğim için. Bu doğru değildi ve sana böyle davranmamalıydım."

"Cal, önemli değil."

"Gerçekten mi?"

"Evet! Sen benim en iyi arkadaşımsın ve bilerek böyle bir şey yapmayacağını biliyorum."

"Teşekkürler, yarın okuldan sonra takılalım mı?"

"Evet, tabii ki."

"Anlaştık. Sonra görüşürüz inek."

"Görüşürüz ezik."

~
Doldurma bölüm gibi bir şeydi bu fazla önemsemeyin hegdjdja.