0 ; 3

2.1K 238 102
                                    

"Evet sınıf, hemen iki takıma ayrılın!" dedi Bay Hopkins bağırarak. Öğrenciler takım oluşturmaya başladı. Luke köşede garip bir şekilde duruyordu, hangi takıma gireceğini bilmiyordu çünkü sınıftaki kimseyle arkadaş değildi.

"Hemmings! Clifford'un takımına katıl!" Michael'ın takımı huzursuzca inledi.

"Cidden takımımızda ağlak bir bebeğe ihtiyacımız var mı?" Michael sızlandı.

"Kapa çeneni Clifford ve sahaya çık."

Michael gözlerini devirdi ve sahaya doğru yürümeye başladı. Takımı onu arkasından takip ediyordu, Luke da takımın en arkasındaydı. İki takım da sahanın iki ucuna geçti ve alana dağılmaya başladılar.

"Tamam, basit futbol kuralları geçerli. Bu sefer KESİNLİKLE çelme takma yok. Gözüm üstünde Josh." Bay Hopkins düdüğünü çaldı ve maç başladı.

+

Luke topu sahada sürerken dikkatini sadece topa vermişti. Ama bu yüzden kendisine doğru koşan çocuğu görmedi ve çocuğun göğsüne çarpıp yere düştü. Bay Hopkins düdüğünü tekrar çaldı ve tüm öğrenciler oyunu bırakıp dikkatlerini o yöne verdiler. Luke kafasını tutarak yerde yatıyordu.

"Of, siktir." Michael inledi.

"Hangi sikik yöne gittiğine dikkat et." Luke gözlerini çevirdi ve Michael'ın ağzını tutarak yere oturduğunu gördü.

"Ne oldu?" Luke sordu.

"Direk bana doğru koştun ve resmen kafa attın. Şanslısın ki boyun kısa aksi taktirde burnumu kırabilirdin."

"Tam bir salak." Luke, tanımadığı bir çocuğun fısıltısını duydu.

"Kör falan mı?"

"Hayır, büyük ihtimalle her zaman ağlamaktan önünü göremiyordur."

Luke'un mavi gözleri dolmaya başladı ve kafasını kaldırınca tüm sınıfın ona baktığını farketti. Herkes kaba şeyler fısıldıyor ve gülüyordu. Luke gözyaşlarını daha fazla tutamadı. Ayağa kalktı ve soyunma odasına koştu. Gözlerinden yaşlar akarken tüm sınıfın arkasından kahkaha attığını duydu.

"Hemmings, hemen buraya gel." Öğretmen bağırdı ama Luke duymamazlıktan geldi.

Luke soyunma odasına girip oradaki bir bankın yanına oturdu. Bacaklarını göğsüne çekti ve hıçkırmaya başladı. Herkes ona karşı çok kabaydı. Evet kolay ağlıyordu, ama bu nefret etmek için bir sebep olmamalıydı.

+

Yaklaşık 40 dakika sonra, Luke içeri başka birinin girdiğini farketti. Dolapların yanına saklandı çünkü başka birinin daha onunla dalga geçmesini istemiyordu. Başını köşeden uzattı ve koyu sarı saçlı tanıdık bir çocuğu gördü. Michael kendi dolabını açıp terden ıslanmış tişörtünü değiştirmek için bir tişört aldı. Üstündeki tişörtü hafifçe kaldırında Luke'un gözleri şaşkınlıkla açıldı. Koyu mor ve yeşil çürük izleri Michael'ın sırtının her yerindeydi. Büyüklü küçüklü bir sürü iz. Michael'a ne olmuştu? Bunu ona kim yapmıştı?

Luke, Michael'a bunu sorması gerektiğini hissetti. Sonunun iyi bitmeyeceğini bilmesine rağmen çok meraklanmıştı. Saklandığı yerden çıktı ve yavaşça Michael'ın arkasına yürüdü. Yavaşça omzuna dokundu ve "Michael?" diye sordu. Michael sıçradı ve olduğu yerde arkasını döndü.

"Aman Tanrım Luke!" Bağırdı. "Bunu bir daha asla yapma. Hem sen buraya ne zaman geldin?"

"Üzgünüm... Saatlerdir burdayım sanırsam. Birinin geldiğini duydum ve kim olduğuna bakmak istedim." dedi Luke. "Sana bir şey sormak istiyorum."

"Umarım bu soru 'Neden bana bu kadar kaba davranıyorsun?' değildir çünkü buna cevap vermeyeceğim."

"Hayır o değil."

"Peki, o zaman biraz hızlı ol." Michael dolabına yaslanıp kollarını göğüsünün üstünde birleştirdi.

"Sa-sana ne oldu?"

"Neyden bahsediyorsun?" Michael, neyden-bahsettiğini-biliyorum-ama-sana-anlatmak-istemiyorum dercesine sordu.

"Çürüklerin. Biri seni incitti mi?"

"Ben,şey..." Michael kekeledi. Arkadaşları da soyunma odasına girmeye başlayınca Michael bağırdı. "Siktir git Luke, sana hiçbir bok anlatmak zorunda değilim!"

"Özür dilerim... Ben sadece yardım etmeye çalışıyordum." Luke sessizde mırıldandı.

"Belki de sen önce kendine ağlamamayı öğrenme konusunda yardım etmelisin." Calum güldü ve arkadaşlarına beşlik çaktı. Luke etrafını saran kalabalıktan yavaşça uzaklaştı ve yemeğin bitmesine 5 dakika kala kafeteryaya indi.

Luke, Michael'a yardım etmek istiyordu ama onun buna asla izin vermeyeceğini de biliyordu.

~
Selam! Umarım hikayeden memnunsunuzdur dkshdkd.

Bu arada Luke, Instagram hesabının adını değiştirdi ve fetüs Luke hikayesi çevirirken bunu görmek bana iyi gelmedi. *gözyaşlarıyla gülümser.*

Herneyse en uzun bölüm galiba buydu. Daha sık bölüm çevirmeye çalışabilirim o yüzden. İyi okumalar, sizi seviyorum.
:'3

cry baby //muke {türkçe}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin