1 ; 6

1.7K 208 136
                                    

"Hey, Luke." Michael, Luke'un yanına otururken hafifçe gülümsedi.

"Selam." dedi Luke iç çekerek.

"Sen iyi misin?" Michael devam etti. "Dün ben Melanie'yle takılırken sen oldukça üzgün görünüyordun."

"Evet, iyiyim." Luke yüzüne sahte olduğu belli olan bir gülümseme kondurunca Michael sıkıntıyla gözlerini devirdi.

"Dünyadaki en kötü yalancısın, Lucas. Şimdi bana neler olduğunu anlat."

"Hayır, o kadar da kötü değilim." Luke karşı çıktı. "Ayrıca bana Lucas deme."

"Benim, senin iyi olduğuna inanmamı mı bekliyorsun? Hem de seni ağlarken ya da dün üzgün olduğunu görmeme rağmen mi?"

"Tamam, tamam. Hiç iyi değilim."

"Neyin var peki?" Michael, Luke'a yaklaştı. Luke derin bir nefes aldı, "Seni ve Melanie'yi yanyana görmek beni üzüyor."

"Ne? Neden? Sana bir şey mi yaptı? Yoksa ondan mı hoşlanıyorsun? Ondan hoşlanmıyor olsan iyi olur. Yoksa onu benden mi kıskanıyorsun?"

"HAYIR!" Luke'un sesi istediğinden daha yüksek çıkmıştı.

"Peki, sakin ol. Yani o zaman seni ne üzüyor?"

"Ben Melanie'yi senden kıskanmıyorum... Seni ondan kıskanıyorum." Luke'un yanakları kızardı ve bakışlarını kucağına indirdi.

"Ne L-luke?"

"Özür dilerim." Luke dolmuş gözlerini Michael'ın zümrüt yeşili gözlerine dikti. "Düz olduğunu biliyorum ve Melanie'yle çıktığını da biliyorum ama lanet olsun Michael, seni seviyorum. Seni çok fazla seviyorum ve bunu engelleyemiyorum."

"L-luke ben-"

"Biliyorum, 'Ben düzüm Luke, üzgünüm!' diyeceksin." Luke hızla sırasından kalktı ve çantasını sırtına astı.

"Hayır! Luke!" Michael onun bileğinden tutup gitmesini engelledi. "Ben de seni seviyorum."

"Ne?"

Michael fısıldadı, "Seni seviyorum."

"Ne söylediğini bilmiyorsun." Luke şaşkınlıkla ona bakıyordu.

"Bir şey söyleme ve sadece, sadece buraya gel." Michael yavaşça Luke'a yaklaştı ve elini sarışın çocuğun beline yerleştirerek onu kendisine çekti. Luke ona yaslanınca gözlerini kapattı. Ve küçük bir saniye sonrasında dudakları birleşti. Michael'ın yumuşak dudakları, Luke'un ince dudakları üstünde hareket ederken Luke da ellerini onun boynuna doladı. Nefes almak için ayrıldıklarında Luke gülümsedi.

"Aman Tanrım."

"Evet." Michael kıkırdadı.

"Michael, anlayamıyorum. Eğer eşcinselsen neden Melanie'yle çıkıyorsun? Ya da biseksüel falan mısın?"

"Hayır, tamamen eşcinselim."

"İlk soruma geri dönüyorum, neden onunla çıkıyorsun?"

"Şey, umm..."

~Flashback~

"Anne!" Michael, salondan annesine seslendi.

"Evet Mikey?"

"Buraya gelebilir misin? Seninle bir şey konuşmalıyım."

Michael'ın annesi yavaşça salona girdi.

"Ne oldu?" diye sordu.

"Sanırım oturmalısın." Michael, yanındaki mindere hafifçe vurdu.

"Michael, beni korkutuyorsun." Annesi gergince güldü.

"Tamam, şey, sana cidden önemli bir şey söylemeliyim. Bu bana olan bakış açını değiştirebilir ama bunu açıklama vaktimin geldiğini düşünüyorum."

"Her şeyi anlat. Hiçbir şey sana olan sevgimi değiştiremez. Sen benim oğlumsun ve seni seviyorum."

"Peki." Michael derin bir nefes alarak devam etti. "Be-ben eşcinselim."

Michael'ın annesi ona şaşkınlıkla baktı. "Ne?!"

"Anne, ben erkeklerden hoşlanıyorum."

"Hayır hoşlanmıyorsun!"

"Bunu değiştiremezsin!"

Michael'ın annesi hızla ayağa kalktı ve ona baktı.

"Seni bu konuda desteklemeyeceğim. Asla."

"Anne, lütfen!" Michael'ın gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı.

"Hayır, eşcinsellere saygı duymuyorum."

"Ne zamandan beri?" Michael burnunu çekti.

"İncil'de yazdığımdan beri!"

"İncil'i sikeyim!" Michael bağırdı.

"Michael Gordon Clifford, söylediklerimi iyi dinle." Annesi bağırdı ve onu yakasından tutarak ayağa kaldırdı. "Ya bir kız arkadaşın olur ya da bu evde daha fazla yaşayamazsın. Beni anladın mı?"

"T-tamam, ö-özür dilerim."

"Şimdi iyi bir çocuk ol ve odana çıkıp ödevlerini bitir."

Hafifçe mırıldandı, "Peki."

~Flashback sonu.~

"Aman Tanrım." Luke mırıldanarak Michael'a sarıldı ve ağlamaya başladı.

"O benden nefret ediyor, Luke. Ve beni istemiyor."

"Senden nefret etmiyor, Michael. Sadece birden duyunca şaşırmış olmalı. Oğlunun erkekletden hoşlandığını öğrenmek büyük bir şoktur, ona biraz zaman ver."

"Yaklaşık bir hafta oldu! Bir hafta oldu ve hala bana kızgın bakışlar atıyor!"

"Geçecek, Michael. Her adımda senin yanında olacağım."

"Teşekkürler, Luke." Michael gülümseyerek Luke'un kolları arasından çıktı.

"Onun hakkında endişelenme. Atlatacaktır."

"Luke?"

"Evet?"

"Sevgilim olur musun?"

"M-michael bunun iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum. Annenin durumunu biliyorsun ve, Melanie'yle çıkıyorsun!"

"Luke, annem öğrenmez! Ve Melanie'ye olayları açıklarım. Onun bizim gibileri desteklediğini biliyorum! Eminim ki benim sahte sevgilim olması konusunda bir sorun olmayacaktır!"

Luke iç çekti, onun sevgilisi olmayı çok istiyordu. Ama ilişkilerini saklama düşüncesinden nefret etmişti.

"Peki." Luke gülümsedi.

Michael'ın gözleri, Luke'un tepkisi yüzünden mutlulukla parlıyordu. Hiçbir şey söylemedi ve sadece Luke'a sıkıca sarıldı.

cry baby //muke {türkçe}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin