DUYGUSAL

13 1 0
                                    

DUYGUSAL

Odamda oturmuş ödev yapıyordum. Sonra içerden sesler duymaya başladım. Tartışma sesleriydi. Yine annemle babamın ufak kavgalarıydı işte. Sonra ben fark etmeden annem odasına geçmiş. Annemlerin yatak odasıyla benim odam yan yanaydı. Sesler artık daha anlaşılır geliyordu. Tartışmıyorlardı. Babam konuşuyordu. Söyledikleri çok garipti. Annemin ona yalan söylediğini, onu kandırdığını filan söylüyordu. Yanlış anlamayın, aldatma olayı falan gibi değil daha farklı. Onu salak yerine koyduğuyla falan ilgiliydi. Zaten annemin sesi bir tek orada duyulmuştu. "Ben seni kandırdım mı?" demişti.

Daha sonra babam oturma odasına döndü. Kötü hissetmiştim. Üzülmüştüm. Dikkatimi derse veremiyordum. Kısa süre sonra tekrar kapı sesi geldi içeriden. Babam yeniden geldi ve yine söylenip gitti. Daha da çok üzülmüştüm. Bu birkaç kez böyle tekrar etti. Her seferinde daha ağır konuşuyordu. Ağlamaya başlamıştım fark etmeden. Sayıklıyordum da. "Yeter artık" diyordum, yeniden geliyordu. "Sus" diyordum, daha çok konuşuyordu. Fakat sayıklamalarım kapının ardından duyulacak güçte değildi.

Ne olduğunu bilmiyordum, ya da kimin haklı olduğunu.. Ama annemi savunuyordum içten içe. Annem haklıymış gibi geliyordu. Ben bile onun sözlerine burada bu derece üzülüp ağlarken, annemin hissettiklerini düşünemiyordum. Biliyorum ağlamıyordu, o ağlamazdı. Ama eminim, ağlasa olamayacağı kadar üzgün ve kırgındı. Ona böyle hissettirmeye hakkı yok gibi geliyordu. Her ne olursa olsun..

Sonra babam tekrar geldi. Artık dayanamıyordum. Ağlamaktan kızarmış gözlerimle bir anda kapıyı açtım. Var gücümle bağırdım "YETER ARTIK! KONUŞMA!". Ardından hemen sağ tarafımdaki lavaboya girdim ve kapıyı kitleyip, önüne oturdum. Dizlerimi karnıma çekerek ellerimi bacaklarıma doladım. Hala ağlıyordum. Sessiz hıçkırıklarımdan nefes alamayacak şekilde. Yüzümü de bacaklarıma gömerek gitmesini bekledim.

Ayak seslerini duyduğumda gittiğine emin oldum ve dışarı çıktım. Hemen annemin yanına gittim. Yatağında yatarken, ifadesizce tavanı izliyordu. Yanına yattım, burnumu çekerken. Ona döndürdüm kafamı "İyi misin?". Bakmadı bana. "Ne oldu?" dedim fısıltıyla ve yatağın üzerinde oturur pozisyona geçtim. Bana baktı bir süre. Boş boş, gözlerimin içine baktı. Sonra o da kalktı ve bana sarıldı. Ağlamaya başladı. Ben de ona eşlik etmiştim. Bir süre anne-kız ağladıktan sonra gözlerini sildi ve burnunu çekerek ne olduğunu anlatmaya başladı.

Bitirdiğinde artık ikimiz de ağlamıyorduk. Ben ona moral vermek için aklıma gelenleri sıralıyordum, o da tebessüm etmekle yetiniyordu. Birkaç dakika sonra ikimiz de eski halimize dönmüştük. Ben odama döndüm ve neşeli bir şekilde, yapmam gerekeni yapmış olduğumu bilerek, ödev yapmaya devam ettim. Her şey normale dönmüştü.

Ve ben bunların hiçbirini yapamadım...

Babam konuşurken odamdan çıkmadım. Çıkamadım. Susup gitmesini bekledim ve lavaboya giderek burnumu silebileceğim bir mendil aldım. Annemin kapısının önünden geçerken içeri girip onu teselli etmedim. Edemedim. Ben odamda tüm yapamadıklarıma lanet ederken, dış kapının açılma sesini duydum. Babamın bu evin kapısını son çekişinin sesini..

Ve bu kadardı. O gece hala saniyesi saniyesine aklıma kazınmış bir halde, canı sıkıldıkça bana sırıtıyor, ne kadar korkak ve güçsüz olduğumu hatırlatıyordu artık...




-M&M

Can SikinitisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin