***
10. BÖLÜM'ÜN SON KISMI
Sadece bir isim söyledi. Bu ne yapmaya çalışacağını anlamam için yetmiş de artmıştı bile. ONU BU BELAYA SÜRÜKLEMEYECEKTİM. NOKTA.
Daha çok kendiyle konuştu gibi:
"Mert" diye mırıldandı.
***
11. BÖLÜM
Uçağın küçük penceresinden baktığımda inişe yaklaştığımızı anladım. Yanımda uyuyan Damla'ya baktığımda ne yapacağıma hala karar verememiştim. Onu da mı bu belaya sürüklemeliydim. Yoksa kendi başıma mı halletmeliydim. Ama daha kendim bile bir şeyleri halledemezken onu bu işe nasıl buluşturabilirdim ki.
Şimdilik bu düşüncüleri unutmaya çalışarak dışarıyı izlemeye devam ettim.
Gök sanki diğer günlerin aksine daha bir hüzünlüydü. Bulutlar her an ağlayacak gibi...
Aynı benim gibi diye düşündüm. Ben de daha hüzünlüydüm. Daha çok ağlayacakmışım gibi.
Gözlerimi kapattım ve dinlediğim şarkının nakaratına odaklandım.
Ben ne yangınlar gördüm. Böylece bırak beni.
Sen ateşten korkarsın kaç kurtar kendini.
Ben ne yaralar aldım hiçbiri öldürmedi.
Sen de git unut beni.
Gözlerimi açtığımda havaalanına iniş yapmıştık. Damla'yı uyandırdım ve çantamı toplamaya başladım. Uçak hafifden boşaldığında biz de çıktık. Annemler yarın akşam geleceklerdi. Bizim okulumuz başlayacağı için biz bugün gelmek zorunda kalmıştık.
Sabah Damla ile konuştuktan sonra ona şiddetle itiraz etmiştim. Ama o tabii ki de beni dinlememişti. Ben de konuyu sonraya ertelemiştim.
Uraz bana hala kızgın olduğu için Cem ve Kaan ile birlikte ayrı tarafta oturmuştu. Biz de Damla ile başka bir yere oturmuştuk. Kuzey'i ise o günden beri görmemiştim. İstanbul'a ne zaman gelecekti acaba? Bizimle aynı uçakta olsaydı muhtemelen fark ederdim ama onu uçakta görememiştim.
Arkamdan Damla'nın iteklemesiyle kendime geldim ve yürümeye başladım. Uçaktan inmemle İstanbul'un soğuk havası yüzüme çarpması bir oldu. Bodrum'un sıcağına alışınca bu biraz fazla soğuk gelmişti.
" Kızım hadisene yaa"
Oflayarak otobüse bindim. Damla ile aynı anda bir boş koltuk görüş açımıza girdi. Önce yavaş yavaş birbirimize baktık sonra da boş olan koltuğa. İkimizin de aynı şeyleri düşündüğümüzü anladım. Ve son hızımla boş koltuğa koşmaya başladım. -Kendimi koşu maratonunda hissettiğim doğrudur.-
Damla benim bu kadar çabuk harekete geçeceğimi beklemediğinden dolayı afalladı. Ben de bir anlık afallamasından yararlanarak koltuğu kaptım. Etrafımızdakiler bize deliymişiz gibi bakarken biz kahkahalarla gülüyorduk. İkimize de bu kadar olaydan sonra bu küçücük eğlence bile yetmişti.
Damla'nın bana kurduğu hain planları düşünmemeye çalışarak telefonumu çıkarıp bildirimlere baktım.
İstanbul'a dönmemle ikinci bir bela olan Cenk ile de karşı karşıya kalacaktım. Aynı zamanlamayla bir mesaj bildirimi gördüm. Yaşadığım dejavunun şokunu atlattıktan sonra mesajı açtım.
Gönderen: Piç Kurusu
Seni almaya geldim bebek :)
Oflayarak mesajı Damla'ya gösterdim. Damla'nın da morali fark edilebilir derecede bozulmuştu. Tabii bu salak bilmiyordu benim tek başıma gelmeyeceğimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuz Aşk #Wattys2016
Teen FictionHayat dolu bir kız. İntikam isteyen bir erkek. İntikam için birleşen yolları aşkla biterse... Peki ya işler tersine döner de kız intikam isterse... Ona bakmaya kıyamamak mı, yoksa bakıp da doyamamak mı AŞK? Kapak için #zlhsla ya teşekkür ed...