14. BÖLÜM

134 52 15
                                    

Hepinize çok teşekkür ediyorum 1K olmuşuz. Hepinizi ayrı ayrı çok ama çok seviyorum...... 

E 1K nın hatrına oyları artırırsınız değil mi?

Ayşenur'um canım kankim söz verdiğim gibi 1K olduk ve bölümü sana ithaf ediyorum.

********

Akşamın geri kalanı benim somurtmalarım eşliğinde geçip gitmişti. Annem birkaç kez ne olduğunu sorsa da yorgunum diye geçirmiştim.

Şu anda o odada ne olduğundan çok Kuzey'in gözlerinin neden bacaklarımda olduğunu merak ediyordum.

Yan tarafıma dönüp çıkarabildiğim en soğuk sesimle "Gözlerine hakim ol" dedim. Tabii ben bunu diyince Kuzey altta kalır mı?

"Niye rahatsız mı oldun?"

"Evet"

"Peki umrumda mı?"

"Değil mi?"

"Değil"

"Peki o zaman" deyip karşı koltuğa geçmek için ayağa kalktım. Kalktım kalmasına da karşı tarafta yer yoktu ki.

Kuzey'in arkamdan kısık sesle güldüğünü duyunca bir an 'keşke hep böyle gülse' diye geçirdim içimden.

Orada fazla dikildiğimi anladığımda tükürdüğümü yalayarak geri yerime oturmak zorunda kaldım.

"Ne oldu ayaklanmıştın"

"Kokun burnumdan uzaklaşınca rahatsız oldum ondandır" dediğime karşılık şaşırmışa benziyordu.

"Biliyorum canım. Vazgeçilmez bir kokum var"

Ona dik dik baktım. "Mal mısın? Yoksa malım numarası mı yapıyorsun"

Cevap vermek yerine elinde tatlılarla kapıdan giren hizmetliye çevirdi bakışlarını.

İkimiz arasındaki uzun bir sessizliğin ardından sonunda konuşan o oldu.

"Biraz hava alalım mı?"

Ortamın sıcaklığından mı yoksa Kuzey'in bende bıraktığı etkiden mi kaynaklanıyor bilmem ama terlemiştim. Biraz hava alsam iyi olacaktı. Ve artık yavaş yavaş planımı başlatmanın zamanı gelmişti.

Samimi olmaya çalışarak "Neden olmasın" demeyi başarmıştım.

Dışarı çıktığımda yüzüme vuran ılık hava kendimi biraz daha iyi hissettirmişti.

Manzaraya göz gezdirdim de... ne kadar da güzeldi öyle.Bir yanda denizin manzarasıyla rahatlarken öbür yandan neredeyse bitişiğimde kuzeyin olduğunu bilmek beni oldukça rahatsız ediyordu.
Daha manzaraya doyamamışken Kuzey kolumdan tutup beni kendine döndürdü.
Yakınlığımızdan dolayı dönerken burnum omzuna çarptı.
Hadi ama böyle bir ortamda olur mu bu? Bütün ambiyans uçup havaya karışmıştı sanki.

Burnumun sızısıyla kendime geldiğimde burnumu tutarak bir iki adım geriledim. Aynı Zamanda da yerimde zıplamaya başladım. Burun bu boru değil yani!!! Ve en önemlisi de sızlayan bir burun.

Benim burnumda olan elimin üstüne bir el konulduğunda hafifçe irkildim. Kuzey elimi burnumdan çekti ve kendisi baktı burnuma.

"Geçti acısı bakmana gerek yok" diyerek bir iki adım geri çekildim. Bu hareketimle eli boşluğa düşmüştü.

Kaşları hafifçe çatıldı. Hiç beklemediğim bir anda beni kolumdan sıkıca tutup kendine çekti. Ve ne oldu biliyor musunuz? Burnum bu sefer de çenesine çarptı. Ne kadar acısa da acısını belli etmedim.

Sonsuz Aşk #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin