4. YENİLİK
Güneşin yüzüme can alıcı ışıklarını vurmasıyla gözlerimi araladım. Dün gece yatarken perdelerin kapalı olmadığının farkına bile varmamıştım. Uyuşuk bedenim, kapalı zihnim gördüğüm farklı odayla anında sarmalanmış olduğu o duygudan arındı ve kendine geldi. Önce nerede olduğumu idrak edemedim ama sonradan Ali'nin evinde olduğumu, gördüklerimle tanıdım ve anladığımda gevşedim. İki gündür farklı yerde gözlerimi açıyordum ve her şey yabancıydı ama oldukça huzur veriyordu. O evde olmadığım sürece bana her şey bayram havası katıyordu bu yüzdende asla şikâyetçi değildim. Gözlerim saati aradı ve bulduğunda gördükleriyle yüzümde minik bir gülümseme meydana geldi. Saat ona geliyordu ve ben hiç uyanmadan bu kadar uyumuştum. Dünden beri uyku beni fazlaca doyurmuştu buna memnundum.
Yataktan kalkıp banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Kendime bir kez bile bakmadan banyodan uzaklaştım. Aynalara bakmayı sevmezdim. O yaşlı kadın anneme benzediğimi bazen iğneleyici kelimelerle yüzüme vurduğundan bende bir iz kalmıştı. Onun yüzünden aynaya bakmaya korkardım. Anneme benzediğim için değildi. Aslında anneme benziyorsam daha fazla bakmam gerekiyordu ama ben cesaret edemiyordum. Banyoda işimi hallettikten sonra odadan çıktım. Ali sabah işinin olduğunu söylemişti, çoktan gitmiş olmalıydı. Zaten evde ses de yoktu. Mutfağa indiğimde tezgâhın üzerinde ufak kâğıdın üzerine yazılmış bir not buldum. Düşünceli Ali... Yine beni düşünmüştü. Neden böyleydi? Neden böyle yapıyordu? Beni, hiç tanımadığı birisini evde hem yalnız bırakmıştı hem de kalbimi gururlandıracak not yazmıştı.
Sabah geç kalmışım. Sana kahvaltı hazırlamak isterdim iyi bir ev sahibi gibi ama sonra düşündüm ve artık seninde bu evde yaşadığını hatırladım. Misafir değilsin, kahvaltını güzelce yap, Ayşe. Seni çok yoracağım için güçlü olman gerekli. Bu arada gerçekten de kendi evin gibi rahat et. Sakın çekinme... Ali :)
Ali bir insanın sahip olabileceği en iyi arkadaş olabilir miydi? Bu yaptıkları kafa karıştırıcıydı ama güzeldi. Beni düşünmesi kendimi garip hissettiriyordu. Belki de bu zamana kadar kimsenin beni düşünmemiş olmasındandı. Anladığım kadarıyla yeni hayatımla yeni duygular da tadacaktım ve ben sanırım buna inanamayacak kadar mutluydum.
Kalbimdeki küçük kıpırtıların eşliğinde dolabı açıp kahvaltılıklardan çıkarıp doyacağım kadar yedim. Ali'yi ikna edecek kadar yemediğime emindim ama fazlasını midem almıyordu. Bu durum elimde değildi. Geçmiş bir çırpıda unutulmuyor ve silinmiyordu. Ama ben bu geçmişi yavaş ve kalıcı bir şekilde silecektim. Alışkanlıklar, yaşanmışlıklar... Hepsini silmek ve bir daha hatırlamak istemiyordum.
Ortalığı yavaşça toplayıp mutfaktan çıktım. Salonun kapısından içeri girdiğimde eve dünden daha çok ayrıntıyla baktım. Pencerenin önünde beyaz uzun bir masa, koltukların renginden daha koyu sandalyeler vardı. Kapının hemen karşısında oturma grubu ve televizyon ünitesi vardı. Ve bir de çok büyük olmasa da bir kütüphane vardı. Kütüphaneye göz attığımda çoğunluğu yabancı kitap ve dergilerden oluşuyordu.
Ali bir erkeğe göre gayet düzenliydi. Evi çokta temizdi. Evde her şey bir düzen içindeydi. Koltuğun minderlerine kadar her şey yerli yerindeydi.
Camın önüne giderek bahçeye baktım. Çok büyük olmasa da geniş bahçesi vardı. Yerler çimenlerle kaplanmış, orta büyüklükte hasır bir masa konulmuştu. Pencereyi açıp temiz havayı içime çektim. Bakımlı bahçeye çıkıp dolaşmaya başladım. Tek başına kalmasına rağmen ev oldukça büyüktü. Neden bu kadar büyük bir evde yaşadığını sorgulamayacaktım Çünkü haddime değildi, beni ilgilendirmiyordu. Bahçedeki sandalyeye oturup etrafa bakmaya devam ettim.
Ali hakkında bilgi sahibi değildim. Merak da etmiyordum... Ama aynı evde kaldığım kişinin adı dışında başka bilgilerini de öğrenmek elbette ki istiyordum. O benim ilk arkadaşımdı. İleride... diye düşünmem ne kadar doğru olacaktı? Yine kendimi kaptırıyordum. Geleceğim olacağını bile bilmezken, ileriyi düşünmek ne kadar doğru olacaktı? O evden kaçmıştım evet ama sonunu düşünmeden kaçmıştım. Sonunu düşünmeden bir yola çıkmıştım. Bu yüzden sanırım kendimi fazla kaptırmamamda gerekiyordu. Acı çekeceksem bu az yaşanmışlığın, az hatıraların olduğu bir acı olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyük Kaçış | Kitap Oldu
RomansMüptela Yayınları ile kitap olmuştur. Ruhsuz ruhumun aydınlığı... Romantik ve aşk dolu bir hikaye. Dikkat bolca aşk vardır! Bolca romantik bir Ali ❤️❤️❤️ Bir Ali ve Ayşe hikâyesi... Üzgündüm. Kendim için değil ama onla...