Daesung yataktan fırlayıp pantolonunu giydiğinde yaptığı şeyin yanlışlığını daha yeni kavramış gibiydi. Bakışlarında Seung Hyun'un bakışları gibi suçlayıcı bir ifade vardı. Bu bakışın altında kandırılmaktan dolayı öfkede barınıyordu. Bunu hak ettiğini düşünmüyordu. Karşısında gözleri yaşlarla dolu olan sevdiği kızın ona yalan söyleyeceğini aklının ucundan bile geçirmemişti. Sadece duygularını ona açmış ve yeni başlangıcında yanında olmasını istemişti. Şu an bir çıkmazdaydı. Ri Ta'nın gözlerinde ise kaybetmenin acısı ve pişmanlık vardı. Hayır sandığı gibi Daesung onu savunmayacaktı. Yatağın örtüsünü iyice kendine çektiğinde Daesung'un sorusunu yanıtlamak yerine kafasını kendine çektiği dizlerine gömmüştü. Boğuk bir sesle:
"Git Daesung!" dedi.
Bunu yüzüne bakarak söyleyemezdi.Çünkü utanıyordu. Daesung elini önüne düşen saçlarından geçirip derin bir nefes aldığında bağırarak konuştu.
"Burada kalmak için hiçbir sebep göremiyorum! Beni kandırdığına inanamıyorum. Benden intikam mı alacaktın! Seni keşke tanımasaydım!"
Hyun Ah'ın yüreğine bir sancı girdiğinde onun keşkesi olduğuna pişmandı. Kafasını bir süre kaldırmadan odayı dinlediğinde dış kapının sertçe kapandığını duydu. Karşısında durmalıydı. Kendi kendine bir hıçkırık koyverdiğinde mırıldandı.
"Seni sevdiğimi söylemeliydim."
Yataktan doğrulduğunda dün gecenin anısına gülümsedi. Bir anda her şeyin değişmesine kendini hazırlamalıydı. Ama buna nasıl hazır olunurdu o bile bilmiyordu. Eşyalarını büyük valize yerleştirdiğinde içeride hala uyumakta olan kızı hatırladı. Telefonundan Seung Hyun'a mesaj atmaya karar verdi.
"Choi Seung Hyun taksicinin kızı için ayarladığım okulların listelerini size gönderdim. İstifa ettiğimi bildirmek isterim. Umarım bir gün beni anlarsınız."
Soğuktu mesajı... Kendi hayatına darbe indiren bir kişiye nasıl bir mesaj çekileceğini bilmiyordu. Mesaj sesi geldiğinde mesajı açtı.
"Ok... / Seung Hyun."
Histerik bir kahkaha savurdu. Valizi sürükleyerek çıktığında buradan gitmek dışında bir düşüncesi yoktu. Evet her şey ortaya çıkınca burada kalacak bir nedeni de kalmamıştı. Arabanın anahtarlarını masaya bıraktı. Daesung'un ona aldığı hattı çıkardı. Geldiği gibi çıkıp gitti.
***
Hyun-Ah / 1 Ay Sonra
"Bir kez daha ayakta kalmam için bana güç ver Tanrım!"
Bunu söylerken bir ayda olanları evinden çıkmadan izliyordu. Bir umutla onu beklerken tam tamına bir ay beklemişti. Ama ne gelmişti ne de o kendini açıklamak adına onu aramıştı. Zaten telefonlarının değiştiğine emindi. Hesabındaki paraya dokunmamıştı. Annesi evden çıkmadan her gün yaptığı gibi ona seslendi.
"Hyun-Ah bari bugün dışarıya çık!"
Halim yoktu. Sesime neşe katmaya çalışarak:
"Omma belki yarın..."
Ama yarında çıkmaya hevesim yoktu. Anneme olanları anlatmasam da az çok biliyordu. Bu can yakıyordu. Annemin bile benim yaralarıma çare olamaması can yakıyordu. Kapının kapandığını duyunca interneti açtım. Son bir ayın haberleri hayatını çok güzel yaşadığının kanıtıydı.
"Daesung'un suçsuz olduğu taksicinin itirafıyla onaylandı."
"Daesung taksiciye yardım etmek için taksicinin kızını okutmaya karar verdi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Loser✔
Fanfiction"Katilsin! Oğlumu bana geri ver!" Sözler işin en has haliydi. Gözlerine bir an baktığımda artık abimin olmadığını ve tek sorumlusunun o olduğu gerçeğini anladım. Annemin kollarından kaldırıp çekerken annem son gücüyle bağırdı. "Katil Daesung!" Bu on...