Kaçmak eylemi ne kadar farazi bir hayaldir değil mi? Şu yaşadığımız hayattan kaçmak ne kadar saçma. Önümüzde bundan iyisi var mı bilmiyoruz bile? Hani vardır sosyalimin medyasında "Kaçasım var kimsenin beni tanımadığı diyarlara." Kaç tabiki. Buraların hakkından geldin yeni yerler paklar seni. Hayır tabi ki kimsenin kaçışını durdurmak değil amacım. Ama inanın bu yaşamda en iyi kaçış kendine karşı direnmektir. Direnebiliyorsan zaten kaçmışsındır.
***
Şaşkındım. Bu yaptığımın kimseye yararı dokunmayacak gibiydi. Fazlalıktım. Olmamam gerekiyordu. Tanrım lütfen sadece beş dakika geriye gideyim ve buradan kaçarcasına kurtulayım. Hey orada mısın Tanrım? Tabi ki beni kurtaracak duayı kapının girişinde bırakmıştım. Günah keçisi bendim. Şu an karşılarında kovulmayı bekliyordum. Başkan bana bakışlarını kestiğinde Seung Hyun'a suçlarcasına konuştu.
"Henüz yeni yetme birini işe alırsan medyada imajımız zedelenir."
Seung Hyun ellerini birleştirmiş yere bakıyordu. Hayır konuşmamalıydım. Şimdi susmalıydım da yeni yetme derken? Beni öldüren bir şirket için fazla olmuyorlar mıydı?
"Yeni yetme değilim ben yetişkin bir bireyim."
Ji Yong susmam için elini ağzına götürse de konuşmaya devam ettim.
"Cezam neyse razıyım."
Gerçekten razı mıydım?
"Hem idolünüzü kurtarmak için yara bere içinde kalayım. Hem de burada hakaret işiteyim! Aish gerçekten."
Sinirle gömleğimin düğmelerini açıp boynumu açığa çıkarttığımda başkana doğru döndüm.
"Bunu tazminatını ödeyin o zaman! Yaşadığım travmayı saymıyorum bile!"
Ayağa fırlayıp omzumu hızla kapatan Daesung daha önce görmediğim bir bakışla bana bakıyordu. İleriye mi gitmiştim.
"Muhasebeye git ve paranı al! Kovuldun!"
Düğmelerimi iliklediğimde gerçekten yaptığımdan o an pişman olmuştum. Neden aklıma eseni yapıyordum. Şu an küçük düşmüştüm. Daesung bana hayal kırıklığına uğramış gibi baktığında yerin dibine girmiştim. Selam verip kapıdan çıkmak için döndüğümde bileğimden yakalan Daesung'a bakamadım. Sözler odayı doldururken onların yüzüne bakacak halim kalmamıştı.
"Benim ona ihtiyacım var."
Başkan bu sebepsiz sahiplenişe şaşırmıştı.
"Hayır Daesung! Bizim şirketimizde çalışamaz."
Daesung bileğimi sıktığında gerçekten sinirlendiğini anlayabiliyordum. Ama bu canımı yakıyordu.
"Başkanım bana iyi gelen birini kovamazsınız."
Başkan konuşmaya başladığında haberleri okuyordu.
"Trafik kazası sonucu birisinin ölümüne neden olan Bigbang solisti Daesung dün gece bir bayanla gönül eğlendirirken görüntülendi. Kız Daesung'u halktan korumak için kendini siper ettiğinde Daesung sadece kızın arkasına saklandı. Halk tarafından tepkiler gittikçe büyürken netizenler Daesung'a "Katil" lakabının yanında "Korkak" lakabını da taktılar."
Dudaklarımı kemirirken aklımda tek kalan "Birisinin ölümüne neden olan Daesung" oldu. O birisi değildi. Benim abimdi, babamdı. Elimi hızla çekip elinden kurtardığımda odadan geldiğim gibi çıktım. İnsanların duyguları onlar için paradan başka bir şey değildi. Gerçekten kaçıyordum. Hem de bunu yaparken emin bile değildim. Şirketten koşarak çıktığımda nereye gideceğime dair fikrim bile yoktu. Koşmaya başladığımda sadece istediğim uzaklaşmaktı. Birisinin ölümüne sebep olan Daesung'un yanında işim yoktu. Yanından geçtiğim insanların bana bakışları bile bana garip geliyordu. Caddenin ortasında birden durduğumda ellerimi dizlerime dayadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Loser✔
Fiksi Penggemar"Katilsin! Oğlumu bana geri ver!" Sözler işin en has haliydi. Gözlerine bir an baktığımda artık abimin olmadığını ve tek sorumlusunun o olduğu gerçeğini anladım. Annemin kollarından kaldırıp çekerken annem son gücüyle bağırdı. "Katil Daesung!" Bu on...