Jacob'ın ağazından;
Nereye gittiğimi bilmeden ormanda durmaksızın ilerliyordum. Hâlâ vampirlerle dolu bir evden çıkmış olmanın şokunu atlatamıyorkrn bir de ormanın içinden garip kurt sesleri geliyordu. Hava karanlık ve soğuktu. Etrafıma bakındım fakat etrafta bu geceyi geçirebileceğim bir yeri geçtim herhangi birşey olsa saklanabileceğim bir yer bile yoktu. Sonu gelmeyen ağaçların arasında ilerlemeye devam ettim.
İlerden bir yerden sesler geliyordu. Birileri Jacob diye bağırıyordu galiba. Ne çok yakında ne de çok uzakta ola ses git gide benden uzaklaşıyordu. Tek çağremin bu olduğunu düşünüp bağırdım "hey yardım edin bana!". Sesler kesilmişti yine tek duyduğum şey kurt sesleriydi. Arkamdan iki el omzuma dokundu. Bu çocuklarï daha önce hiç görmemiştim. "Selam sert çocuk"dedi içklerinden bir tanesi. Cevap vermeyince "ne o korktun mu"dedi bu kez. "Kimsiniz neden sizden korkacakmışım acaba?" "şimdi de yabancıyımı oynuyorsun bize!"diye bağırdı. Sakin olup durumu anlatmaya ve yardım istemeye karar verdim. "Bakın kimsiniz bilmiyorum. Tek bildiğim hafızamı kaybettim ve bana yardım etmeniz gerekiyor." ikiside yüzüme garip garip bakıyordu. Birkaç dakikanın ardından bir tanesi " dostum neler yaşamışsın niye bize kimse haber vermedi en iyi arkadaslar bu günler içindir hadi gel bir süre bizimle kal eskiden olduğu gibi"dedi ve beni kucakladı. Diğeride ona katılarak "evet kesinlikle"dedi. Başka bir çağrem yoktu ve bu bana doğru geliyordu. Teklifleribi kabul edip onlarla birlikte yürümeye başladım.
Ormanın sonlarïnda bulunan çokta küçük olmayan bir evin ônüne geldik. "Hadi gir"dedi yolda adının John olduğunu öğrendiğim çocuk. İçerisi sıcak ve aydınlıktı. Bu iyi hissettirmişti. Taki başıma birşeyle vutulana kadar...
Renesme'nin ağazından;
Saatlerdir bhrada öylece oturuyorduk. Ortada ne Jacob ne de babamlar vardı. Bu kez de onsuz gelmeleri fikrine katlanamıyordum. Olumlu düşünmeye çalışıyordum fakat böyle bir durumun içindeylen bu pekte kolay olmuyordu. Kapı açıldığında bir an kalbimin çıkacağını sandım ki öyle olsaydı şu manzaradan daha az üzülürdüm. Jacob yoktu.
"Lanet olsun! Tüm ormanı aradık. Etrafa baktık yok."dedi Babam sitemle. Emmet amcaya baktığımdao da bizim kadar üzgündü. Daha fazla bu manzaraya katlanabileceğimi sanmıyordum. Birşey demeden odama çıktım ve kapımı kilitleyip yatağıma yattım. Onunla geçirdiğim o güzel anları düşündüm onu bir daha görememekten ve tekrar o anları yaşayamamaktan çok korkuyordum. Telefonumun yanıp sönen ışığı dikkatimi çekti. Tanımadığım bir numara arıyordu. Açmak ve açmamak arasında tereddütte kalmıştım. Açsam birşey kaybetmezdim.
"Alo?"dedim tereddüt ederek. "Beni tanıdın mı Renesme?" dedi karşı taraf. Bu sesi daha önce duymuştum fakat kime ait olduğunu çözemiyordum. "Benim Eric'in arkadaşı John." lanet olsun. "Ne istiyorsun?" "önce sana mesajla gönderdiğim resme bakmak istersin belki"dedi pis pis gülerek. Telefonun mesaj bölümünü açtım ve aynı numaradan gelen görüntüyü telefona indirdim. Baktığımda bir an bayılacağımı hissettim. Bu oyfu. Jacob. "Bakıyorum görünce dilin tutuldu."dedi bu kez kahkaha atarak. "Onu bırak. Hemen!". "Bir düşüneyim. Hayır." dedi yine gülerek. "Ne istiyorsun?" "Aslında çok basit buraya gelip onu kendin alacaksın. Tabiki yalnız. Adresi mesaj olarak yollarım"dedi ve kapattı. Telefonumun yanıp sönen ışığı mesajın geldiği anlamına geliyordu. Adres ormanın sonlarında bir yeri tarif ediyordu. Gidip gitmeme konusunda endişelerim vardı ama onu kurtarabilecek tek kişi bendim. Bunu yapmalıydım.
Üzerime kalın birşeyler aldım ve salona indim. "Benim biraz hava almam gerek"dediğimde annem ve teyzem itiraz ettiler. Uzun bir yalvarış sonrasında babam "bırakın gitsin ihtiyacı var"dedi ve diğerlerini ikna etti.
Koşarak ormanda ilerliyordum. Normal bir zamanda olsaydı bu kurt ve diğer hayvan seslerinin beni korkutması gerekiyodu fakat şuan korktuğum tek şey Jacob'u kurtaramamaktı. Ormanın sonuna yaklaştığımda karşım bir ev çıktı. Tüm cesaretimi toplayıp eve doğru ilerlemeye başladım.
Kapıya vurduğumda yüzünde ki iğrenç gülümsemesiyle kapıyı John açtı. "Gelsene" içeriye geçtiğimde Jacob baygın halde yerde yatıyordu. Endişeyle yanına koştum. "Ne yaptınız ona?!"dedim gözümden iki damla yaş akarken. "Korkma sevgili Jacob'una zarar vermedik. Henüz." "ne istiyorsun söyle ve bir an önce buradan gidelim"dedim. "Kolay değil öyle. Siz bizden arkadaşımızı aldınız. Cana can."dedi. Ve "sen seç sen mi? o mu? "diye ekledi. Korkuyordum ve tek istediğim buradan mucizevi bkr şekilde kurtulabilmekti."evet tik tak zaman geçiyor. Seç" ayağa kalkmadan son bir kez Jacob'u öptüm. "Aman ne acıklı"diyerek ikiside dalga geçip kahkaha atıyorlardı.
"Ben. Onu bırakıp beni almanızı istiyorum."dedim.
"Ne kadar da cesud bir kız. Ama tabiki Jacob'u öldüreceğiz. Senin öyleve kurtulmana izin vermem. Aende aynı acıyio yaşayacaksın. Saniye saniyesini izleyeceksin"dedi John üzerime yürüyerek.
"Hayır. Hayır izin vermem"diye itiraz ettim.
John'un yanındaki çocuk kolarıyla bedenimi sararak kaçmamı engelliyordu. John ise Jacob'a yalaşıyordu. Yercen silahını alarak Jacob'a doğrulttu. "Veda et ona"dedi adi gülümsemesiyle yüzüme bakarak. Gözerimi kapatmış yerimde titrerken aniden kapı açıldı ve birileri girdi. Gözlerimi açmaya korkuyordum. Beni sıkıca tutan eller aniden yere yığılmıştı. Hala olduğum yerde titriyordum. "Renesme aç gözlerini , sakin ol"bu babamın sesiydi. Gözlerimi açtığımda Babam , Emmet ve Jasper amca karşımda duruyordu. Ve Jacob'ta uyanmak üzereydi. "Siz nasıl..." dedim şaşkınlıkla "beni küçümseme"dedi babam göz kırparak. Tabi ya bu yüzden o kadar kolay izin vermişti gitmeme, zihnimi okumuştu. Jacoba baktığımda gözlerini açmıştı.
"Jacob"dedim fısıltı gibi çıkan sesimle.
"Renesme neler oluyor?" beni hatırladı. Jacob beni hatıradı...
Biliyorum arkadaşlar. Bölümler geç geliyor. Hak verirsiniz ki okullar varken pekte vakit olmuyor. Bende tatil olmuşken fırsatı kaçırmayıp yazabildigimen kısa sürede yazdım. Umarım beğendiğiniz okurken zevk aldığınız bir bölüm olur. Hepinizi çok seviyorum. Şimdilik kendinize iyi bakın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alacakaranlık Şafak Vakti 3 (2. Kitap )#Wattys2016
FanfictionAlacakaranlık Şafak Vakti 3 kitabımın devamıdır...