Jacob ve ben anlamsızca evimizde ki topluluğa bakıyorduk. Ne olduğunu anlayamamıştık. Annem ve babam merdivenlerden iniyordu. Sonunda neler olduğunu öğrenebilecektik. Annem ve babamda çok durgun gözüküyordu. Ama annem çok daha hüzünlü gözüküyordu. Kötü birşey olmamış olmasını umuyordum fakat kötü birşey olduğu belliydi.
Annem ve babam merdivenlerden iniyordu. Annem yavaş bir o kadar da tedirgin adımlar atıyordu. Sonunda yanıma ulaştığında bana önce güç almak istercesine sarıldı. Benden ayrıldığında iki damla göz yaşıda gözlerinden süzüldü. Ellerimle gözlerini temizledim. Annem elimi bırakmadan aşağıya doğru indirdi. "Tatlım sana birşey söylemem gerek ama sakin olacağına söz vermen gerek" dedi. Jacob'a baktım o da babamla konuşuyordu. "Söz veremem ama sakin olmaya çalışacağım" dedim. Annem olunlu anlamda kafasını salladı "Güzelim deden vefat etti." dedi. Ama dediklerini ne kulaklarım ne de beynim algılamak istemiyordu. Gözümdrn akan yaşlarla birlikte dizlerimin üzerine çöktüm. Annem yanıma eğildi "sakin ol tatlım. Lütfen" dedi destek vermek istercesine. "O nerede ? Hemen görmek istiyorum" dedim. Annem "üst katta " dedi. Yerimden ışık hızıyla kalkarak koşar adımlarla üst kata çıktım. Herkes beni izliyordu ama şuan umursadığım tek şey dedemdi. Odanın önüne yaklaşınca adımlarımı yavaşlattım. Elimi kapı kulbunun üzerine yerleştirdim. Bir süre öyle bekledim. Hazır değildim henüz. Cesaretimi topladıktan sonra içeriye girdim.
Yatakta yatan dedeme yaklaştım. Baş ucuna oturdum. "Dede beni bıraktın mı sende? Önce Rosalie teyzem sonra sen ben niye hep en sevdikleri mi kayıp ediyorum. Daha dün beni sucaklığıyla saran kolların neden soğuk dede? Neden beni sensiz bıraktın. Geri gel dede yalvarırım. " gözlerimden akan yaşa hıçkırıklarıma engel olamıyordum. Sevsiğim iki insanı kaybetmek...
Kapının açılma sesi geldi. O tarafa baktığımda Jacob ve babam içeriye girmişti. Bavam beni gördüğünde yanıma gelip beni kollarının arasına aldı."Onu sevdiğini biliyorum Renesme. Fakat o bizler gibi değil o bir insan bu acıyı birgün yaşayacaktın. O günün bugün olmasını hiç birimiz istemezdik fakat hiç bir insan ölümden kaçamaz." dedi. Dediklerinde haklı olması acımı zerre kadar hafifletmiyordu. Onu bir daha göremeyeceğim gerçeğini değiştirmiyordu. Dedeme son kez bakıp melek gibi yüzüne bir öpücük kondurdum. Jacob elimi tuttu desrek vermek istercesine. "Üzgünüm renesme charlie'nin ölümü için bende üzüldüm fakat şuan için yapacak birşeyimiz yok" dedi. Yapacak birşeyimizin olmaması canımı yakıyordu zaten.
Annemin yanına indiğimizde Casper, alice , esme, carlisle anneannem ile konuşuyorlardı. Anneannem dağılmış bir vaziyetteydi. Anneannemin yanına gidip ına sarıldım o da bana sarıldı. Konuşacak haldr gözükmediği için ona birşey demeden sadece sarıldım.
Tüm akrabalarımız sırayla üzgün olduklatını belirtip veda ettiler. Anneanneme burada kalması için ısrar etmiştik ama o yalnız kalmaya ihtiyacı olduğunu söylemişti. Ne kadar eski kocası olsada ona değer verdiği ve saygı ve sevgisini yitirmediği ortadaydı.
Annem , babam ve diğerleriyle birlikte salona geçtik. Kıyamet öncesi sessizlik mi bilmiyorum ama kimseden çıt çıkmıyordu. Babam sessizliği bozarak "Ben cenaze işlerini halletsem iyi olacak sanırım" diyerek kalktı. Annemde başını sallayarak ona onay verdi.
Bella'nın ağazından;
Babamı kaybetmek tüm ev halkını yasa boğmuştu. Özellikle renesme güzel kızım bu konuya çok üzülmüştü. Önce Rosalie teyzesini ardından yakın zamanda dedesini kayıp etmesi onu olumsuz etkilemişti. Babamın ölüm nedenini daha bilmiyorduk. Ama otopside belli olmasını umuyorduk. Annemin yanında onun yanına geldiğim günü dün gibi hatırlıyordum. Onun yanına gelmeyi içten içe istemesemde gelmiştim. Buraya geldiğim için çok kez kendimle gurur duymuştum. Onu daha iyi tanımıştım. Edward ile tanışmıştım ve güzeller güzeli bir kızım olmuştu. Ama artık gitmişti.Toparlanmam gerekiyordu. İçten içe üzülsemde bunu renesme'ye tansıtmamam gerekiyordu. Onun daha fazla üzülmesini istemiyordum. Artık büyümüş ve evlenmişti. Onun hayatını olabildiğince güzel yaşamasını istiyordum. O güvendiğimiz sevdiğimiz biri ile birlikteydi. Bu evlilik sonsuza kadar sürmeyecek olsada kızım bu hayata veda edene kadar mutlu olmasını istiyordum.
Edward cenaze işlerini halledeceğini söyleyip çıkmıştı.
***
Renesme'nin ağazından;
(Cenaze günü)
O gün gelmişti. Dedemi toprağa vereceğimiz gün. O artık gidiyordu. Onun mezarını Rosalie teyzemin yanına gömecektik. Gözlerim açık öylece düşüncelere dalmışken yanımda uyanan Jacob beni düşüncelerimden çıkarttı.
"Bir saatimiz var hazırlansak iyi olur" dedim. Durgun, solgum ve halsiz çıkan sesimle. Jacob olumlu anlamda başını sallayarak yataktan kalktı.Önce güzel bir duş aldım. Ardından dolabımdan siyah olan tüm kıyafetlerimi çıkarttım. İçinden bir pantolon ve tişört seçtim. Hazırlandığımda aşağıya indim. Herkes salonda oturmuş bizi bekliyordu. Ve herkes benim gibi siyah giyinmişti.
Herkes hazır olduğunda çıktık.
Rosalie teyzemin mezarına geldiğimizde içimi daha da fazla hüzün kapladı.
Dedemi de toprağa verdiğimizde herkes göz yaşlarıyla ona veda ediyordu. Fakat ben hala bir vedaya hazır değildim.
Anne babam ve diğerleri gittiğinde Jacob ile dedemin mezarı başında yalnız kaldık. "Ona veda etmenin ne kadar zor olduğunu biliyorum ama etmen gerek" dedi. "Seni asla unutmayacağım dede. Sen her zaman yanımda olacaksın biliyorum. O sıcak kolların beni saramaz belki ama kalbinin sıcaklığını hissedeceğim" dedim içimden. Ayağa kalkıp "ben veda etmeyeceğim çünkü o gitmedi hep kalbimde olacak. " dedim. Jacob bu sözlerim üzerine sarıldı. "Evet renesme o hep seninle olacak" dedi.
Rosalie teyzemin mezarına dönerek "sende hep öyle olacaksın" dedim. Ve annemlerin yanına doğru ilerledik. Hep beraber arabaya binerek tekrar eve gittik. Ben eve gelir gelmez odama çıktım. Uyumak istiyordum bir süre uyanmadan sadece uyumak.
"Dedeee" beyazlar içinde karşımda dedem sıuruyordu. Ama bu nasıl olur o ölmüştü...
"Renesme dedene sarılmayacak mısın?"
Dedeme doğru koşarak ona sarıldım. Ama kolları sıcak değildi.
"Dede nereye gittin?"
"Ben artık siznle olamayacağım ama beni unutmayın"
"Dede sen neredesin"
"Gitmem gerek renesme"
"Dedeeee""Dedeee"
"Hey hey sakin ol renesme tama sadece rüya" gözlerimi açtığımda başımda duran Jacob'u gördüm. Rüyaymış evet. Onu.artık sadece rüyalarımda görebilecektim. Orada bile kollarının arası soğuktu. O artık bu Dünya'ya ait değildi. Tekrar göz yaşlarım akarken Alice teyzemde odaya girdi. "Renesmee iyi misin tatlım" dedi. Endişeliydi "sadece rüya görmüş Alice önemli birşey değil" dedi Jacob."Ben yalnız kalmak istiyorum. Lütfen" dedim. İkiside onaylayarak odadan çıktılar. Çekmecemde duran fotoraf albümümü çıkardım. Dedem ile ılan fotoraflarımızı incelemeye başladım. Her fotorafta sarılıyordu bana. Ne güzel gülüyordu. Ne güzel yanımdaydı...
Yeni bir bölüm daha sizlerle. Biraz duygusal bir bölüm oldu. Umarım beğenirsiniz. Vote ve yorumlarınızı unutmayın. Tenks.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alacakaranlık Şafak Vakti 3 (2. Kitap )#Wattys2016
FanficAlacakaranlık Şafak Vakti 3 kitabımın devamıdır...