MAVİ BULUTLAR

19 5 2
                                    

Hayat zaten kısa değil mi?Kimin için ve ya ne için yaşıyoruz ki,yada yaşama amacımız ne?Her gün aynı şeyler birbirini takip ediyor, farklı birşey yok.Sabah kalk işe git bir dünya işle uğraş eve gel kafanı tutacak halin kalmayınca yat uyu.Monoton bir hayat ,sıradan insanlar.Ne saçma,bir amacı olmadan yaşayan insanlarda var.Tek düşünceleri  yaşamak için yaşamaktır.Beni farklı kılan da bu,bir amacım var ,benim gibi hiçbir çocuk acı çekmesin annesiz büyümesin.Lakin benimde sonun geldi sayılır ama üzülmüyorum sonuçta sona gelmiştim.Sessizligimi zayıflıkla karıştırmayın. Kimse yüksek sesle bir cinayet planlamaz sonuçta dimi.Düşünsene renksiz olan bulutları bile resim defterin mavi çizen çocuklar, şimdi siyaha böyle saplanmış;dünya adaletini sorgulamak gerekmiyor mu?

Sabah olmuştu,bütün gece oturdum ve düşündüm,sadece düşündüm.Başım davul gibiydi iyi hissetmiyorum aslında hiç birşey hissetmiyorum.Kendime gelip kıyafetlerimi değiştirdim.Arzu hâlâ uyuyordu,çok yoruldu tabi.Sessizce çantamı alıp dışarı çıktım.Arabama binip yola çıktım, dostumun yanına gitmek için.Yolda giderken etrafta ki insanlara bakıyordum,annesinin elinden tutmuş gülen mutlu çocuklar.Ne acı dimi bunları yaşayamayan ölmek.Birden aklıma Merve geldi.Telefonumu alıp kamerayı açtım, ne yaptığını merak etmiştim.Bir yandan telefon bir yandan yola bakıyordum.Yatağın kenarına oturmuş kafasını yere dikmişti.Kafayı yemiş gibi gözüküyordu.Dayanamayıp aramak için numarayı buldum ve çalıyordu.Telesekretere bağlanıyordu ki telefonu açtı.
- Ne var lanet olası?
- Aa bebeğim hiç yakışıyor mu ağzına böyle çirkin laflar?
- Neyin yakıştığı beni ilgilendirir,ne istiyorsun ?
- Diyorum ki bugün yanına mı uğrasam acaba ne dersin ?
- Buraya geliren seni öldürürüm.
- Buna bayıldım,tamam o zaman 3 ' te yanındayım dikkat et kendine...
Telefonu yüzüne kapayıp yola dikkatimi verdim.Arabayı park edip indim.Çamura saplanmadan kapıya doğru yürüdüm.Anahtarı bulup kapıyı açtım ve içeri girdim.Kahve kokusu yüzüme tokat gibi çarptı, bir anda içim sıcacık olmuştu.Mutfakta arkası dönük kahve yapıyordu ,sessizce arkasına yaklaştım onu korkutacakken arkasını döndü,garip bir gülümseme ile...
- Yaşlı olabilirim ama hala duyabiliyorum bir tanem.
- Seni çok özledim. ..
- Bende seni hayatım,neyin var senin böyle çok solgun ve çökmüş görünüyorsun ?
- Sana anlatmam gereken şeyler var.
Yaklaşık 1 saat ona olanları anlattım, hastalığı mı ve planlarımı.Hem ağlıyor hem gülüyordu...
- Biliyorsun senin için herşeyi yaparım Serap,sen benim evladım gibisin ama beni bırakıp gitmene göz yumamam, benden önce olmene katlanacak gücüm yok..
- Meryem abla sen benim annemsin bunu biliyorsun ama üzülme lütfen, herşey yoluna girecek sadece biraz zaman, unutma Arzu var yanında.Ben yaşamam gereken herşeyi yaşadım ,hissettim ve hissizleştim.Son olarak iki işim kaldı onlarında tamamlanması gerekiyor beni anlamına lazım. .
- Peki Serap ,unutma seni çok seviyorum ...
Gözlerindeki yaşları sildim ve yanağına bir öpücük bıraktım.Dayanamıyor dum ve çantamı alıp hızla evden çıktım. Arabama binip içinde deliler gibi ağladım.Neden mi yaşıyoruz? Sevdiklerimiz için, geride kalanlar için. ..

Gözlerim şişmiş bir halde Merve'nin evine doğru sürdüm.Yarım saat geçmemişti ve gelmiştim.Arabadan inip bagaja yöneldim siyah çantayı alıp kapıya yöneldim.Kapıyı kırana kadar çaldım.En sonunda ayak sesleri duyunca bıraktım ve kapı açıldı.Gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Onu kenara itip içeri girdim.
- Hiç nezaket yok ,içeri bile davet etmiyorsun.
- Kapıyı açmaya gerek duymadım sonuçta normal de izinsiz giriyorsun!
- Evet bunu neden düşünmedim,kapa çeneni otur şuraya senden akıl alacak değilim faydasız insan!
Şok olmuştu ve hemen ürkek bir tavırla oturdu.Gözlerini yüzüme dikmiş beni izliyordu.
- Hiç cehennemde yanacağını düşündün mü?
- Sonunu bilen düşünmez.
- Emin olma bundan,şu an ne olacağını biliyor musun peki ?
- Hayır, kahin miyim ben?
- O zaman sonunu da bilmiyorsun ,çünkü ne kahin ne de tanrısın..Ama ben sana şu an ne olacağını biliyorum, ama ben ne kahin ne de tanrıyım,ben sadece sonu getiren planlayan iki ayaklı bir katilim.
Elimdeki çakmağı ona bakarak salladım ,çok korkuyordu bunu hissediyordum.Siyah çantaya eğilip kolu çektim ve sonra kapıya doğru yürüdüm arkamı dönüp ona baktım sonra gülmeye başladım.
- Tatlım senden ufak bir ricada daha bulunmam gerekiyor. Benim için tekrar hastahaneye  gider misin?
- Ölümün benim elimden olacak...
- Fırsatın varken neden öldürmedin.Haber verme bidaha ki sefere, hazırlıksız ölmek isterim ani olmalı yani bebeğim.Ateşte çok kalma porselen ten moda bilirsin.
Çakmağı yakıp içeri fırlattıktan sonra kendimi dışarı attım .Patlama sesiyle kulaklarımı kapattım ve arabaya koştum.Gizli numaradan ambulansı aradım ve olay yerinden kaçtım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 06, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ASLA ACIMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin