Bölüm Şarkısı: Gnash-I hate u,I love u"Sen ne gitmesini bildin,ne de kalmasını. Sen acıtmasını bildin."
Medya da Hira var.
2|Sınıf Defteri
Giderdi insanlar. Arkalarında bıraktıklarını takmadan,giderlerdi. Bakmazlardı arkada kimi bıraktıklarını. Fark etmezleri ya da. Belki de umursamazlardı. Ya da gitmek için gerçekten geçerli bir nedeni vardır.
Böyleydi işte insanlar. Her zaman saklarlardı içlerindeki karakteri,duyguları. Bende öyleydim. Kolay kolay açılmaz,kolay kolay belli etmezdim duygularımı. O da öyleydi. Her zaman kelimeler ağzından çıktığıyla aynı değildi.
Yılmaz Bey biraz tedirgin bir şekilde telefonu hopörlerden çıkartıp kulağına dayadı. Orada bulunan her bireyin şuan gözü bendeydi. Nasıl tepki verdiğimi merak ediyorlardı. Bu sefer koruyamamıştım işte duygularımı. Bu sefer yaşlarımı tutamamıştım.
"Çok üzgünüm. Hira,senin fikrini daha sonra yeniden dinlerim," dedi Yılmaz Bey. Aslında fikrimi gayat net bir şekilde duymuştu. Amacı ona iletmek miydi benim burada olduğunu,anlamadım.
Telefon kulağında merdivenlere yöneldi. Büyük ihtimal oğluyla özel konuşmak istiyordu. "Hayır,Alp. Ben istedim." Sesi hâlâ bize geliyordu. Alp'in sesinin etkisi hâlâ üzerimden kalkmamıştı. Beynimde yankılanıyordu.
"Baba? Bana şu son isi biraz açsana."
"Özür dileriz," dedi Sibel Hanım. "Genelde pek aramaz Yılmaz'ı. Önemli bir şey sanırım. Yılmaz'a da alışkanlık olmuş...Devam edelim mi biz?"
Annem,"Çok iyi olur," dedi.
Sibel Hanım evi göstermeye devam etti. Salon,mutfak,bahçe,havuz. Hepsini gösterdi. Alt katta geniş bir oda vardı. Orayı annemler kendilerine alacaktı. Yukarı çıkmak ise Yılmaz Bey'in aşağı inmesini bekledik. Hâlâ titriyordum.
Babam kollarını bana sardı. "İyi gözükmüyorsun," dedi. Nasıl iyi gözükebilirdim ki? Alp'in konuşması sizin için sıradan bir şey gibi gelebilirdi ama beni cidden derinden sarsmıştım. "Sadece şaşırdım."
Babam kafamın üzerine bir öpücük bıraktıktan sonra Yılmaz Bey de aşağıya indi. Beraber odaları gezdikten sonra Sibel Hanım moral olsun diye en büyük odanın benim olma fikrini ortaya serdi. Annemler de onaylamıştı.
Anlamıyorlardı. Benim derdim en büyük oda değildi,benim derdim Melih Alp Demircan'dı.
"Şu odaya bak,Hira. Muhteşem! Bak duvarları falan da beyaz. İstediğin renk döşe," dedi ablam. Ruhsuz bir ifadeyle yeni odamı süzdüm. Yeni eşyalar istemiyordum. Eski mobilyalarım benim için gayet güzeldi.
"Eski eşyalarım buraya yakışacaktır," dedim. "Sırf beyaz. Ama bence duvarları kırık beyaz yapmalıyız." Beyaz fazla aydınlık yapardı. Kırık beyaz ise hem aydınlık hem karanlık yapardı. Annem pencerinin ölçüsünü almayı bıraktı. "Sen nasıl istersen,bi'tanem."
Sibel Hanım annemin yanından gelip omuzlarımı sıvazladı. "Burası süper olucak,Hiracığım. İstersen beraber alışverişe çıkabiliriz," dedi. Tatlı bir tebessüm ettim. "Alışverişe çıkmayacağım. Eski odamın eşyaları buraya güzel olur."
Onları değiştirmek istemiyordum çünkü Alp'le anılarım vardı benim. Onları atmak Alp'i atmak gibiydi benim için. "Bence her şeyin yeni olsun," dedi ablam. "Yeni bir başlangıç güzeldir."
![](https://img.wattpad.com/cover/53619355-288-k384023.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırılmış Kanatlar
RomanceNe olursa olsun sevmekten vazgeçemeyen genç kız. Ne olursa olsun ona zarar gelmesinden ödü kopan genç adam. Giden yaşamış,kalan ölmüş misali süren hayat. Maziye gömülen ama kalıntıları hâlâ toprak üzerinde olan bir aşk hikayesi. Sevmekten vazgeçmeye...