Yeni Gelen İngilizceci

97 29 2
                                    

 Merhabaa :) yeni bölümle karşınızdayım. Umarım beğenisiniz. Bu arada sizce hikaye nasıl, beğenerek okuyor musunuz?  Eksik yönlerim neler? Düşüncelerinizi yorum atarak gönderirseniz çok sevinirim. Hepinizi çok seviyorum... 

 Arda'nın söylediği şeyden sonra bahçede durmuş öylece bana baktığını fark ettim.  Karşımda gördüğüm kişiyle olduğum yerde kalakalmıştım. Ama bu nasıl olurdu. Bu kızın burada ne işi vardı.Hemen size kısaca özet geçeyim. Ortaokulda ben Mert diye birinden hoşlanıyordum ama çocuk çok havalı bir tip olduğu için benimle dalga geçer diye söylememiştim.O zamanlar benim en yakın arkadaşlarım Kayra Arda ve Eda idi. Genellikle okulda hep dördümüz takılırdık fakat Eda biraz tuhaf biriydi. Arda ve Kayra ondan pek hoşnut değillerdi. Bu yüzden çoğu zaman onu dışlıyormuş gibi oluyordu. Bense hep ortada kalıyordum. Bir gün Eda benimle sebepsiz bir şey yüzünden kavga etti. Ben henüz sorunun ne olduğunu bile anlayamadan o gidip tüm okulun önünde 'Ada Mert'e aşık' diye bağırmıştı.Ardından eline benden ne zaman aldığını bilmediğim günlüğümü alıp okumaya başladı. Ben onu durdurmaya çalışsamda arkadaşları beni tutuyorlardı. Eda nihayet okumayı bitirdiğinde beni tutan kollar gevşemişti. Koşarak Eda'nın yanına gittim ve günlüğümü elinden aldım. Eda kahkahalarla gülüyordu. 'Hadi ama küçük Ada'cık okulumuzun popüler çocuğu Mert'e mi aşıkmış ?' deyip iğrenç bir şekilde gülmeye devam etti. Sonra Mert'e dönüp eee Mert sen ne diyorsun bu işe? dedikten sonra Mert'e baktım. Tek bir kelime döküldü dudaklarından 'yazık...' bunu söylerken gözlerinde tek bir şey görmüştüm ALAY...

  O an herkes bana acıyarak bakıyordu.Çevremdekilerin hiç biri umurumda değildi. Ben sadece Mert'e odaklanmıştım bu kadar mı kötü biriydim onun gözünde, daha fazla bu okulda duramayacağımı anladığımda  koşarak okuldan çıkmıştım. Ben çıktıktan sonra Kayra Eda'nın saçını başını yolmuştu. Sonunda ise disiplinlik olmuştu.Bunu duyduğumda Kayra'yı arayıp okuldan kaydımı aldıracağımı söylemiştim. Kayra da benimle geleceğini söylediğinde böyle bir arkadaşım olduğu için ne kadar şanslı olduğumu düşündüm. Arda da bizim okuldan ayrılacağımızı duyduğunda hiç tereddüt etmeden bizimle geleceğini söylemişti. Ve böylece o okuldan bir daha geri dönmemek üzere ayrılmıştık. O olaydan sonra Eda ile hiç konuşmamıştım. Ona karşı içimde sadece tek bir duygu vardı. Nefret...

Sonradan öğrendiğime göre Eda Mert'i seviyormuş. Mert de ona karşı boş değilmiş. Eda, Kayra ve Arda'nın benimle yakın olmasını hep kıskanırdı ama ben bu duyguyu sadece sevgiden olduğunu düşünüyordum. Fakat onunki sevgiden çok nefretmiş meğer. Benim Mert'i sevdiğimi öğrendiğinde hiçbir tepki vermemişti. Ben bunu sadece şaşkınlığa bağlamıştım. O ise Mert'e gidip her şeyi anlatmış yani Mert en başından beri benim ona karşı olan duygularımı biliyormuş. Bu yüzden benimle alay edip küçük düşürmek için böyle bir şey yapmışlar. Ben her ne kadar duygusal olarak büyük bir çöküntü yaşasam da en çok zararı onlar görmüştü. Arda olayın iç yüzünü öğrenince Mert'i resmen hastanelik etmişti, Kayra ise Eda'nın saçlarını kökünden sökmüştü. Her ne kadar Mert'e bir an için acısamda sonradan saçmaladığımı farkedip böyle düşünmekten vazgeçtim. Onlardan nefret ediyordum. İkisi de hayatımı mahvetmişlerdi.

  Şimdiyse onlardan biri tam karşımda durmuş bana bakıyordu. Ama gözlerinde bu sefer alay yoktu. Sadece pişmanlık vardı.Kayra Eda'nın üstüne bir hamle yapmıştı ki onu engelledim. Eda'nın yanına gittim ve soğuk çıkmasını umduğum sesimle 'ne işin var senin burada' diye sordum. Eda bana hüzünle bakarak, 'Ada ben senden özür dilemeye geldim. Çok büyük aptallık yaptım. Hırsımın kurbanı oldum. Lütfen beni affet, yalvarırım sana.'  İçimde o an bir şeylerin koptuğunu hissettim. Yaşadıklarım aklıma gelince gözümden bir damla yaş süzüldü. Hayır şimdi olmaz, ben o gün kendime bir söz verdim. Ne olursa olsun güçlü olacaktım. Herkesin içinde ağlamayacaktım. Kimse bilmeyecekti ne kadar güçsüz olduğumu... Akan bir damla yaşı silip Eda'nın gözlerine baktım ve defol git buradan dedim. Arkamı dönüp koşar adımlarla okula girdim. Kayra'nın bana seslenmesiyle olduğum yerde durdum. Yanıma gelip bana sıkıca sarıldı. Artık daha fazla dayanamıyordum ve gözyaşlarım yavaş yavaş firar ediyordu. Kayra'ya sarılarak, bir süre öylece kaldım. Ancak artık kendimi toparlamam gerekiyordu. Ben bu değildim, ben güçlüydüm. Değersiz insanlar için kendimi üzmeyecektim. Bir daha asla...

  Gözyaşlarımı silip 'hadi sınıfa çıkalım' dedim. Kayra bendeki bu ani değişikliğe her ne kadar anlam veremese de başını sallamakla yetindi. Sınıfa çıktığımızda Arda ve Yağız sessizce oturuyorlardı. Sabah sabah benim yüzümden onların da neşesi kaçmıştı. Yanlarına gidip ikisine de sarıldım. Benden böyle bir şey beklemedikleri için başta biraz tepkisiz kalsalarda sonradan onlar da bana sarıldı. Kayra yanımıza gelip 'kıskandım' deyince onuda aramıza alıp toplu kucaklaşma yaptık ( ama topumuz yoktu fshghh ) Bir kaç dakika sonra sınıfa tanımadığımız bir adam girdi. Kayra'ya dersin ne olduğunu sorunca ingilizce olduğunu söyledi.Ben tam  'Off inşallah zor soran bir hoca değildir' diye düşünürken, Hoca bi anda bana dönüp 'merak etme o kadar da zor sormuyorum.' Deyip gülümsedi. 'Hadi ama sesli mi düşünmüştüm' az önce. Hoca, 'evet şimdi de sesli düşündün' deyince tüm sınıf gülmeye başladı. Daha fazla rezil olmamak için, içimden de düşünmemeye karar verdim. Hoca'nın adı Hüseyin'miş çok kafa bir adama benziyor. Bayağı da komik bir hoca. İngilizce hakkında konuşurken ingilizceyi sallayın bile dedi. Desenize bu yıl ingilizce çok eğlenceli olacak. :) 




PİŞTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin