Kısa oldu ama umarım beğenirsiniz. Yorumlarınız benim için önemli lütfen yorum yapmadan geçmeyin... 😄😄
Odaya girip kapıyı kilitledim. Kayra her ne kadar girmek istese de yalnız kalmak istediğimi söyleyip gönderdim. Yatağıma yüzüstü yatıp, düşünmeye başladım. Olanları tekrar kafamdan geçirirken gözyaşlarımı tutamıyordum. Ben böyleydim işte. Her şeye hemen ağlardım. Şu an sinirden mi yoksa üzüntüden mi ağladığımı bilmesem de ağlıyordum işte. Abim ilk defa bana bu kadar çok bağırmıştı. Hem de arkadaşımın yanında. Kayra benim için arkadaştan öteydi fakat yine de ailevi konularda, özellikle de ailemden biriyle kavga ederken buna şahit olması en son isteyeceğim şeylerden biriydi.
Yukarı çıkmamın üstünden beş dakika geçememişti ki odamın kapısı tıklatıldı ve ardından abimin sesi, " Ada abicim kapıyı açar mısın? Konuşalım biraz." Abi şu an gerçekten çok sinirliyim, seni kırmak istemiyorum, gider misin?" Abim huyumu bildiği için daha fazla diretmedi, " peki o zaman sen biraz sakinleş, ondan sonra konuşuruz" dedi. Uzaklaşan adım seslerinden gittiğini anlamıştım. Çok yorucu bir gece geçirmiştim ve artık cidden dayanamıyordum. Yorganı kafama iyice çekip, kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Sabah çalan alarmla gözlerimi hafifçe araladım. Masanın üstündeki sati alıp duvara fırlattım ve uykuma kaldığım yerden devam edecekken, telefonumun zil sesiyle tekrar gözlerimi araladım. Arayan kişinin kim olduğuna baktığımda "Maloşum" yazısını gördüm. Telefonu açıp kulağıma koydum Arda " Ada nerdesin sen?" diye konuşunca "evdeyim" diye cevap verdim. Arda derin bir iç çekip "saatin kaç olduğunun farkında mısın sen? İkinci derse gireceğiz ve sen hala yoksun ortada."
Arda nihayet sustuğunda "ben bugün okula gelmeyeceğim" dedim. "Tabi canım zaten fizik sözlüsüne de ben girecem senin yerine" Arda'nın dediği şeyle yataktan fırladım. Tabi yaa! Bugün fizikçi sözlü yapacaktı. Tamamen aklımdan çıkmış. Arda'yı unuttuğumu fark ettim ve telefona dönüp 20 dakikaya okuldayım dedim, bir şey demesine fırsat vermeden telefonu yüzüne kapattım. Okula gidince azar işiteceğimi bilsem de Arda'yı sinirlendirmek hoşuma gidiyordu.
Telefonu kapatmamın üstünden iki dakika geçmemişti ki yeniden çalmaya başladı. Ekranda yine "maloşum" yazısını görünce ne yapacağını anlasam da telefonu açıp kulağıma götürdüm. Arda ağzımı açmama fırsat vermeden " sen benim yüzüme telefon kapatamazsın, ben kapatırım " dedi ve ardından dıt dıt...
Üzerimi giyinip hemen aşağı indim. Evde kimse yoktu. Abim dünki olaydan sonra sanırım bana görünmemek için erken çıkmıştı. Ona hala sinirliydim. Anlayıp dinlemeden bana bağırmıştı ve en önemlisi arkadaşımın önünde yapmasıydı.
Ağzıma bir şeyler tıkıp, dışarı çıktım. Taksiye atladım ve okulun adresini verdim. Taksi okulun önünde durduğunda parayı verip koşar adımlarla okuldan içeri girdim. Saate baktığımda 15 dakika geç kaldığımı fark ettim. Dersin ne olduğunu bilmesem de umarım insaflı bir hocadır deyip kapıyı tıklattım. İçeri girdiğimde derin bir oh çektim. Ders almancaydı. Almancacı geç kalma durumlarını pek takan bir adam değildi. Beni gördüğünde "afedersiniz hocam" dedim. "Sorun değil Ada, yerine geçebilirsin" dedi gülümseyerek. Sırama doğru ilerledim. Fakat bir değişiklik vardı. Kayra ile Yağız birlikte oturuyorlardı. Bu durum bir an için duraksamama sebep olsa da bozuntuya vermedim ve Arda'nın yanına geçtim.
Arda kolumu dürtüp noldu diye sordu. Ben boşver deyip geçiştirdim. Ama peşimi bırakmayacağını biliyordum. Derste telefonumun titremesiyle sıranın altından çıkarıp ekrana baktım.
Canımın içi: Ada ben de ne olduğunu anlamadım. Yağız birlikte oturalım mı deyince yok diyemedim.
Ben: Sorun değil, de acaba niye seninle oturmak istedi???
Canımın içi: Bilmiyorum ama bence bana senden hoşlandığını söyleyip, aranızı yapmamı isteyecek 😄😄
Ben: Hiç sanmıyorum ama hayırlısı...
Zilin sesiyle kafamı telefondan kaldırdım. Arda'ya baktığımda bana baktığını gördüm. Ne var dercesine kafamı salladığımda "Kayra bir şeylerden bahsetti de..." sesindeki imayı hemen anlamıştım. Yoksa Kayra Yağız'a olan hislerimden mi bahsetmişti Arda'ya. Yok canım dah neler? Kayra bana sormadan asla böyle bir şey yapmazdı.
Arda ben konuşmayınca " evinize hırsız giriyo ve siz kendi başınıza kahramanlık yapıyorsunuz. Niye beni arayıp yardım istemediniz. Ben neyim Ada senin için söylesene! Başın sıkıştığında beni arayamıyorsan niye kardeşim diyorsun ki bana?" sonlara doğru sesini yükseltmişti. Gözümden düşen bir damla yaşa engel olamamıştım. Birinin bana bağırması beni en çok kıran şeylerden biriydi. Arda da bunu çok iyi bilmesine rağmen bağırıyordu. Sınıftaki gözler bize döndüğünde daha ne kadar rezil olabilirim diye düşündüm ve çantamı toplayıp Arda'nın yüzüne bile bakmadan sınıftan çıktım. Bu iki olmuştu. Değer verdiğim iki insan da kalbimi kırmıştı. Hem de arka arkaya... Bu kadar üzüntü bana yeterdi. Zaten kötü şeyler ne zaman tek tek gelirdi ki? Geldiğinde arka arkaya gelirdi ve sizi kırıp geri giderdi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PİŞTİ
Novela JuvenilBenim hayatımda ne badboylar var ne de ben kötü çocuğun aşık olduğu masum kızım. Normal bir hayatım var. Tıpkı sizler gibi. Fakat sanırım hayatım artık bu rutinden sıkılmış ve değişmek istiyor. Elden ne gelir, ben de ona uyacağım tabiki. Birbiriyle...