Çaresiz ve Kimsesiz

52 3 0
                                    

Hayatın acımasız olduğunu 10 yaşında anladım. Daha 10 yaşında bu kadar acı yaşadıysam ilerde kim bilir daha neleri görecektim..

5. Sınıfa gidiyordum. Okulda sınav olduk. Hiç çalışmamıştım. Haberim de yoktu zaten sınavın olduğundan. 4 soruluk bir sınavdı. Hiçbir soruyu doğru düzgün cevaplayamadım. Yarım yamalak bişeyler karaladım kağıda. Okul bitti. Servise bindim, kimseyle konuşmuyordum, gülmüyordum hep düşünüyordum. Servisten indim, zile basıp kapının açılmasını bekledim. Kendimi kötü hissediyordum. Sınavdan düşük almaktan değil, düşük aldığımda oluşacak olaylardan korkuyordum. Yemek yiyip odama geçtim ve ordan çıkmadım. Annem bir şeylerin ters gittiğini hissetmiş gibi o gece odama geldi. Gerçi her halimden iyi olmadığım anlaşılıyordu.
Yanıma gelip yatağa oturdu. Ağlıyordum.
" Neyin var ?" diye sordu. Ağlamaktan gözlerim kızarmıştı ve yanıyordu. İlk başta korkudan anneme anlatamadım. Babamın haberinin olmasını istemiyordum. Ben ne kadar saklasamda yine öğrenecekti.
" Sınav olduk bugün. Çok kötü geçti, soruları cevaplayamadım. En yüksek 60-65 arası alırım. " dedim. Annemin suratındaki o meraklı tavrın yerini öfke almıştı. Kızdı. Çok fazla hemde.
" Neden çalışmadın sınavına ?" diye sordu. Haberim yok diyemedim. Bunun üstüne yine söyleyecek birşey bulurdu. Susup kafamı öne eğdim. Sessizce ağlıyordum. Ağladığımın babamın duymasını istemiyordum. Yani en azından bir süre benim iyiliğim için öğrenmesin diye düşündüm.
Aradan zaman geçti, sonuçlar açıklandı. 60-65 arası beklediğim sınavdan 80 aldım. Çok fazla mutlu oldum. O mutlulukla eve gelip babama notumu söyledim. Babam beklemediği bir cevap almıştı benden. Çünkü o hep 90 veya üstünde not beklerdi. Çantamı yere fırlattı. Kolumdan sımsıkı tutup mutfağa sürükledi. Canım yanıyordu ve çok korkuyordum. Mutfağın kapısını kilitledi. Bu korkumu daha da fazla arttırdı. Olacakları az çok tahmin edip ağlamaya başladım. Gözü dönmüştü. Hiçbir söylediğimi duymuyor ve dinlemiyordu.
" Sen nasıl böyle bir not alabilirsin lan!" diye bağrıyordu. Konuşamıyordum korkudan. Yüzüne bakamıyordum. Bağırsam kimse sesimi duymayacaktı. Duysa bile kim gelirdi ki yardıma. Bu kadar sert bir tepkiyle karşılaşıcağım aklımın ucundan geçmedi ve geçmezdi. En fazla öğüt verir geçer diyordum. Öğüt vermesi bile benim canımı yakmaya yetiyordu.
" Yüzüme bak! " diye bağırdı. Bakamadım. Eliyle sert bir şekilde kaldırdı kafamı. Gözlerinden ateş fışkırıyordu sanki. Kin, öfke, nefret bütün olumsuz ne varsa gözlerindeydi. Çaresiz bir şekilde " baba " diyebildim. Benim o baba kelimesini söylememle babamdan tokat yemem bir olmuştu. Gözlerimden yaşlar daha hızlı inmeye başladı. Göz yaşlarımın sıcaklığını hissedebiliyordum. Bu seferde ağlıyorum diye bir tokat attı. Sonra bir tokat daha. Bir tokat daha...
Yanaklarım uyuşmuştu.
" Özür dilerim. N'olursun vurma canım çok acımaya başladı baba. N'olur vurma. Yalvarıyorum."
Ağlamaktan konuşamıyordum. Babam nasıl olur da bana vurabilirdi ki? Ben ona ne yapmıştım. Gözlerindeki nefretin tanımı yoktu. Odaya kapattı beni. Küfretti, bağırdı. Bi anda hayatımı değiştirdi. Sahip olduğum herşeyi elimden aldı ve yasakladı. Hayatımı elimden aldı. Anneme ihtiyacım vardı ona sarılmaya ama annemi görmeme de izin vermedi. Alt tarafı bir not için değer miydi? Bu kadar kırıp dökmek sadece bir not için miydi? Gelip geçici olan birşey için mi benim canımı bu kadar yaktı? Herşeyi bir kenara bırakıp 'babam artık beni sevmiyor ve annemi de uzaklaştırıyor benden' diye ağladım sessizce. Kimsesizlik korkusu sardı bedenimi. Daha 10 yaşında hayat zindan olmuştu. Ağlarken sesimin duyulmaması için dişlerimi sıkıyordum. Nefes alamıyordum. Hayatımın dönüm noktası belki de bugündü. İlerde korktuğum başıma gelicekti ve ben bunu o zaman hissetmiştim...

Hani kızların ilk aşkları babası olurdu? Tamamen yalan. Benim ilk düşmanım babam olmuştu...

"AŞK ÖLDÜRÜR."Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin