.....

78 16 7
                                    

Arabadan indiğimde karşımdaki soğuk depoya göz attım. İçeride yaşanan kaosun sesleri buraya kadar ulaşıyordu. Belindeki silahın soğuk metali tenime değip hızla oraya gitmem için uyariyordu sanki. Hızlı ve sağlam adımlarla ilerlemeye başladım. Arkamdaki ayak seslerine kısa bir süre dikkat ettiğimde adamlarında benimle birlikte hızlandıgını anladım. Bu bu gece son bulmalıydı.

Depoya yaklaştığımda içerideki kan ve barut kokusu genzime ulaşmıştı. Hızla belimdeki silahı çıkartıp büyük iki yana açılan kapıya sağlam bir tekme attım. Kapının çıkardığı sesle birlikte içerideki sahne gözler önüne serilmişti.

Patlayan silahlar, havada uçuşan mermiler, korkulu gözler. İçimdeki Çağlayan ateş patlamaya hazırdı. Ölüm korkusu... zerre yoktu.

Can pazarının içine atılıp gözüme kestirdiğim her adamı tek tek ve zevkle yere serdim. 

Burda bulunma amacım gösteri değildi. Her şeyin zamanı olduğu gibi ödeşmenin de bir zamanı vardı fazlasıyla beklemiştim, zaman kavramı artık tükenmişti. Artık. Can alma zamanıydı.

Soğuk depoda ısınan bedenler hırsla birbirine saldırırken gözlerim o soysuzu aradı. Hızlı ve çevik hareketlerle mermilerden kurtulup bana doğru koşan kemik torbasına sağlam bir yumruk geçirdim. Yere yığılıp arkamda kalırken, silahımla hedef aldığım kim varsa mermimle buluşturdum. Koşmaya devam ederken sol omzumda hissettiğim sıcaklıkla ufak bir an duraksasamda devam ettim. Gözlerim aradığını bulduğunda dahada hızlandım. Deponun sonundaydi. Beynim tek bir yere odaklanmıştı. Etraftaki bütün seslere kapanmış sadece karşıya bakıyordum. Silahı kaldırıp tetiğe bastığımda ise boş olduğunu anlamam dahada sinirlenmeme sebep olmuştu. Beni fark etmesiyle sırıtışının üzerine yumrugumu geçirmem bir olmuştu. Geri geri giderken ağzının kenarındaki kanı sildi. Yumruklarımı dahada sıktığımda, bana dönüp tekrar gülümsedi. Ellerini iki yana açıp

"Bende seni bekliyordum. İki dakika geç kaldın." Dedi. Yüzündeki sırıtış dahada büyürken çevremdeki  kıpırtıları hissettim. Göz ucuyla etrafıma baktığımda karşımdaki soysuzun itleri çevremi sarmıştı. Omzundaki sızı arada kendini hatırlatırken, gülümsememe engel olamadım.

"Ben asla geç kalmam. Sadece seni bekletmeyi seviyorum" dedim. Sözlerimle birlikte gülümsemesi donup kalmıştı

Hayat benim için tehlikeli bir oyundan ibaretti. Korkusuz olmayı ve daima dik durmami bana babam öğretmişti. Onun emeklerine karşı bende istediği gibi biri olmuştum.

Korkan değil korkulan...



Soğuk AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin