Shawn elindeki cenaze konuşmasına son kez bakarak kendini toparlamaya çalıştı. İki gündür hiç durmadan ağlamaktan yorgun düşmüştü. Ama uyuyamıyordu, gözlerini her kapattığında aklına o manzara geliyordu.
"Shawn, konuşmayı yapabilecek misin?" Koluna girmiş olan annesine burukça gülümsedi. Derin bir nefes alarak tabutun yanına konmuş kürsüye yaklaştı. Tabuta buğulu bir bakış attıktan sonra gözlerini sildi.
"Ben Shawn Peter Raul Mendes. Ellie'nin sevgilisiydim" diyerek cebindeki yüzük kutusunu çıkardı ve kürsüye açtı. "Eğer birkaç gün daha dayansaydı nişanlısı" Alt dudağının titremesine engel olamadan gözyaşlarıyla buruşmuş kağıdı kürsüye uzattı.
"Evden gittiğin günü hatırlıyor musun sevgilim? Bana 'bu bizim sonumuz mu?' Diye sormuştun. Cevabını vermek için geç, biliyorum ama..." diyerek alt dudağını ısırdı. Hıçkırmaması gerekiyordu. "Biz sonsuzuz bebeğim. Biz hiçbir zaman ayrılmayacağız"
"Ellie, bu dünyadan gitmiş olabilirsin. Ama biliyorum ki, ruhun hep yanımda olacak" Derin bir nefes alarak boğazını temizledi. "Belki de şu anda şu boş sandalyede oturup beni izliyorsun. Biliyorum bebeğim, çok aciz görünüyorum" Burukça gülümseyerek sağ köşedeki boş sandalyeye baktı. Gözlerinin yandığını hissettiğinde derin bir nefes aldı.
"Nasıl öldüğünü merak ediyor olmalısın Ellie, herkes merak ediyor. Kollarımın arasında öldün güzelim. Seni gördüğüm an küvetten çıkardım ve yerdeki boş ilaç kutularını gördüm. Yavaşça klozete eğildin ve biraz kustun. Rahatlama hissi seni ele geçirse de çok ilaç içmiştin Ellie" Derin bir nefes alarak gözyaşlarının akmasına izin verdi. Ellie'nin annesi ve babası perişan bir şekilde kızlarının ölüm anını dinliyorlardı. Böyle olsun istemezdi.
"Ambulansı aradığımda..." dediğinde sesi titremişti. Zorla yutkundu ve konuşmasına devam etti. "Karnına baskı uyguladım Ellie. Kusman için çok uğraştım. Ama sen hiç kusmadın. Sonra seni küvete aldım. Beraber küvetin içinde sıcak suyun altında durduk. Elimden gelen tek şey saçlarını okşayıp her şeyin geçeceğini söylemekti" Hıçkırığına engel olamadan sağ eliyle yüzünü kapattı ve hıçkırarak ağladı. Annesi yanına geldiğinde eliyle onu durdurdu.
"Lütfen, devam etmek istiyorum" Kendini toparladığında dudaklarını yaladı ve derin bir nefes aldı. "Ağlayarak öldün sevgilim, sevilerek öldün" Burnunu çektiğinde gözü boş sandalyeye kaydı. Ellie beyaz uzun bir kıyafetin içinde oturmuş, gülümsüyordu. Gözlerini kapatıp başını iki yana salladığında görüntü yok olmuştu.
"Başkasını sevsem bile Ellie, kalbim ve ruhum hep sana ait olacak. Bir kadını ne kadar özlesem de, bir parçam hep senin için ağlayacak. Sana ölene kadar aşık olacağım bebeğim" Alt dudağını dişleyerek kenarda duran Camila'ya baktı. O an midesinin bulandığını hissetti.
"Bir yanım hem sana aşık, hem de vicdan azabı çekiyor olacak bitanem. Benim yüzümden hayatına kıydın. Ama bunun günahlarını çekmeye hazırım. Hazırız" diyerek Camila'ya öldürücü bir bakış attığında Camila ayağa kalktı ve gitti.
"Cehennemde görüşeceğimize eminim Ellie. Ama aşkımız cehennemi bize cennet yapacak" Kürsüden indiğinde annesi ona sıkıca sarıldı. Annesinin omzuna hıçkırarak ağladığında, kafasını ondan ayırıp son kez tabuta yaklaştı. Tabutu henüz kapatmamışlardı, soluk tenli ceset huzurlu bir şekilde yatıyordu. Yüzünde hafif bir gülümseme vardı. Shawn gülümseyerek Ellie'nin çürümeye başlamış elini tuttu ve soğuk alnına dudaklarını bastırdı.
"Mutlu öldün, sevgilim. Kollarımda gülümseyerek öldün"
13 yıl sonra
"Ellie, eşyalarını topla ve aşağı in" Shawn gülümseyerek yerde bebekleriyle oynayan kızına yaklaştı. Ellie oflayarak bebeğini yere fırlattı. Annesi gibi hırçındı.
"Ama David ve Tracy tam evlenecekti" diyerek erkek ve kız bebeği gösterdiğinde Shawn kıkırdadı.
"Dün bana 'Ellie Teyze'mi ziyaret etmek istiyorum' diyen kız nerede?" Dediğinde Ellie ellerini çırparak ayağa kalktı.
"Hadi gidelim babacığım"
Shawn gülümseyerek kızının elini tuttu ve aşağı indiler. Eşi Teresa'ya son kez el salladıktan sonra evden çıktılar ve arabaya bindiler.
Ellie öleli tam 13 yıl geçmişti. Cenazeden sonra Shawn toparlayamamış, herkesten ve her şeyden uzaklaşarak Hawaii'ye taşınmıştı. Teresa ile tanıştığı gece de tüm hayatı değişmişti. Teresa onun hayranıydı ve Shawn'ın değişmiş suratına rağmen onu tanımıştı. Ellie'de yaptığı hatayı onda yapmak istememiş, onu asla yalnız bırakmamıştı. 6 yıl önce Teresa ile evlenmişlerdi ve beş yıl önce de bir kızının olacağını öğrenmişti. Teresa hikayeyi biliyordu ve Shawn'a her zaman anlayışla bakmıştı.
Shawn hiçbir zaman Teresa'ya aşık olmamıştı. 13 yıl boyunca Ellie'ye olan aşkı hiç azalmamıştı. Evet, evlenmişti. Ama biliyordu ki, Ellie de evlenmesini isterdi.
Geldiklerini farkettiğinde arabayı durdurdu ve kapısını açtı. Arka kapıyı açıp kızını indirdiğinde Ellie kıkırdayarak Shawn'ın burnuna bir çıkartma yapıştırdı.
Shawn kıkırdayarak çıkartmayı burnundan ayırdı ve arabayı kitleyerek kızını kucağından indirdi. Elini tutarak mezarların arasında yürümeye başladılar.
Ellie'nin mezarının önünde durduklarında Ellie çocuksu bir heyecanla süslü kol çantasından bir resim çıkardı ve resmi mezar taşının kenarına yerleştirdi.
"Burda sen, ben, annem ve Ellie Teyze'm var" diyerek kıkırdadı. Shawn gülümseyerek kızına yaklaştı.
"Saçlarını kahverengi yapmışsın" dedi gülerek. "Onun saçları mordu" Ellie gözlerini irileştirdi ve babasına baktı.
"Saçları mor muydu!" Diyerek somurttu. "Benim neden turuncu?"
"Çünkü bebeğim..." dedi saçlarıyla oynarken. "Annenin saçları da turuncu değil mi? O saçlarını boyatmıştı" dediğinde Ellie Shawn'ın kucağına oturdu ve mezar taşını incelemeye başladı.
"Neden öldü baba?" Shawn derin bir nefes alarak kızının vanilya kokan saçlarını öptü.
"Neden öldüğünü şimdi söyleyemem bitanem, ama emin ol gülümseyerek öldü" Ellie olumluca başını salladı ve ayağa kalktı. "Hadi evimize gidelim"
Shawn gülerek Ellie'yi kucakladı ve mezar taşına son kez dokundu. Karşısına baktığında, Ellie beyaz bir elbise giymiş, gülümsüyordu.
Saçları aynı boydaydı, rengi daha canlı duruyordu. Soluk cildinden ve ifadesiz bakışlarından eser kalmamıştı. Shawn gülümseyerek ona el salladığında, Ellie gözlerini karşılık verirmişcesine kapattı.
Ellie'nin hayali gözden kaynolduğunda, Shawn ve kucağındaki kızı gülümseyerek arabaya gitti.
Yine kötü sonlu yazamadım
Aslında amacım Shawn'ı da öldürmekti ama bu son daha tatlış geldi.
Şu an ağlıyorum en sevdiğim kitabım bitti.
Belki epilog atarım ama bundan sonra ne epilogu atarım bilmiyorum aklımda bişiler var ama bakalım
Sizleri çok seviyorum tüm hikaye boyunca yanımda bana destek oldunuz hepinize bol bol öpücükler
Belki yeni bir kitap yazabilirim yani çoğunluk bir isim söylesin ona fanfiction yazayım ;) (magcon boys içinde)
Ellie'nin intiharı AHS izleyenlere tanıdık gelmiştir evet ordan esinlendim zoa
Zoa larımı özleyecekler yorum xpwmiswlsö

ŞİMDİ OKUDUĞUN
blue ticks | mendes (✔)
Hayran KurguBilinmeyen numara: AMAN TANRIM SHAWNXKEŞDLWŞSLWŞLD shawn: şimdi engelliyorum #870 in fanfictions #50 in mendes