Gördüğü rüyanın etkisinden henüz çıkamamıştı Seanna. Sanki birisi veya birileri ona engel olmak istiyor gibiydi. Bu sebeple ne yapacağını bilemiyordu. Zara dağına gitme konusunda çok endişeliydi. Henüz hazırlık yapmaya bile fırsatı olmamıştı. Çünkü 2 gündür baya halsizdi ve gidip gitmeme konusunda kafasında delice münakaşalar dönüyordu. O ağacın altında bir narın ne işi vardı? Ya da son 2 gündür neden uyuyamayıp sadece o rüyayı düşünüyordu? Bu sorular onu deli edecekti. Ama oraya gidip döndükten sonra kucağına alacağı bebeğini düşününce bu düşünceler bir bulut gibi dağıldı gitti. Anne olma hayalleri kurmaya başlamıştı bile çoktan.
O dalmış bir şekilde bunları düşünürken, sol tarafında sıcak bir nefes hissetti ve ürpererek soluna baktı. Fakat sol tarafında aynadan başka hiçbir şey yoktu. Kafasını tekrar önüne çevirdi ve düşüncelere dalmaya devam etti. Doğacak bebeğinin ellerini, kirpiklerini ve tombul yanaklarını düşünüyordu. Yine çok dalgın olduğu bir esnada, solundaki aynadan bir çıtırtı duydu. Aynaya baktı. İlk baktığında her şey normaldi. Fakat kafasını önüne çevireceği sırada aynadaki aslı ona gülümsemeye başladı. Seanna bunu ilk görduğünde bir an hareketsiz dondu kaldı. Sonra kendi görüntüsü tamamen yok olunca çığlık atmaya başladı.
Kraliçeyi korumak için görevlendirilen askerler hemen içeriye girerlerken telaşma merdivenlerden çıkıp sağa sola emir yağdıran endişeli kralın sesi duyuluyordu.
Seanne kriz geçirmiş gibi sağa sola bakıyor. Kendi etrafında tur atıyor ve sürekli. Ordaydı. Onu gördüm. Aynadaydı. Bana gülümseyerek bakıyordu. Diye sayıklayıp duruyordu. Kral eşinin yanına gittiğinde Seanna bitkin bir halde kendini onun kollarına bıraktı. Kralda emir vererek herkesi odadan çıkarttırdı."Noldu birtanem. Neden böyle oldun?"
Diye sordu endişeli bir şekilde genç adam."Şey Bart. Belki bana inanmayacaksın ama..." böyle başlamıştı konusnaya Seanna. Çünkü gördüğü rüyadan azıcık Bart'a bahsetmişti. Ve aldığı tepki hiç ciddi bir şey değildi. Bart kahkaha atmaya başlamış ve endişelenecek bir şey olmadığını söylemişti. 'Ayrıca boşuna kuruntu yapıyorsun. Hiçbir şey olacağı yok merak etme. Kafana çok fazla taktığından böyle rüyalar görmen normal aslında sevgilim.'demişti Bart. Bu nedenle kocasının yine kendine inanmayacağını düşünüyordu.
"Ben az önce ayanda kendimi gördüm."dedi Kraliçe Seanna.
Bart kaşlarını çatarak yanıtladı.
"Sevgilim bu çok normal bir şey değil mi zaten? Neden korktun ki bu kadar bundan." Dedi Bart büyük bir sabırla. Seannayı küçük bir kız çocuğu gibi buluyordu. İlgi bekleyen minik masum bir bebek gibi.Ciğerlerine derin bir soluk çeken Seanna olanları anlatmaya başladı.
Bart anlatılanları dinledikçe şaşkına uğruyordu. Aynı zamanda bunlara bir anlam vermeye çalışıyordu. Mutlaka mantıklı bir açıklaması vardır diyordu. Halbuki büyücülerin, cadıların, kahinlerin olduğu bir diyardaydılar. Kesinlikle bu bir büyü olmalıydı. Ama neden birisi onlara büyü yapmak istesindi ki. Kimseye düşmanda değillerdi. Şimdilik bu konuyu ertelemeye ve hazırlıkları tamamlayıp yola çıkmakta hem fikir oldular. Seanna hala endişeliydi. Ama bu yersiz endiselerinden kocasına bahsetmekten vazgeçti. Çünkü Bart'ın yönetmesi gereken koca bir ülke vardı. Ve o bir varis için bu kadar heveslenmişken endişelerini söyleyip hevesini kırmaya hakkı yoktu. Böylece kafasındakileri geçici bir süreliğine rafa kaldırmaya karar verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH NAR
Fantasy"Fedakâr bir aşığın ruhunu satmasıyla kurtulur yıldızlar. Seviyorsan gerçekten kalpten onu. O halde sat gökyüzüne ruhunu. Eyy ruhlar prensi kurtar acı çeken ruhları. Ait oldukları yere kavuştur onları."