♡ Minik Kalbim ♡

★ 9. BÖLÜM ★

Slm. Benim için 17 dakikanızı ayırmaz mısınız acaba ? Bölümü okumak 15 dk , yorum yapmak 1.30 dk , votelemek yalnızca 30 saniye ;)

Sizi bölümle baş başa bırakıyorum. İyi okumalar :)

YÜREĞİME YAZDIM...

Seni görmeden önce ben kurak bir yazdım...
Şimdi yağmurdan sonra buram buram toprak kokusuyla can bulan bir ilkbahar...
Sen beni duymasan da belki bir gün okursun diye duygularımı yüreğime yazdım...
Bana geldiğinde yüreğimin sayfalarını tek sen oku sonsuza kadar...

Sen gelmeden önce ben hiç ilk görüşte aşık olmam derdim...
Ama şimdi her şeyim tam, senin eksikliğin tek derdim...
Ahh bilsen bir bilsen yüreğimin gül kokulu buketlerini sadece senin için derdim...

Hayallerimde içine senin renk olduğun tablolar çizdim...
Senden önceki hayatımı yaşanmamış sayıp üzerini çizdim...

Seni müstakbel eşim olarak gördüğümde en güzel düştün...
Seni ilk gördüğüm anda canımın taa içine düştün...

(Minik Kalbim D.B )

Mert, ilk cümlesinden sonra Mahmut'a elini uzattı. Mert, heyecandan titriyordu. Bu titreme Rüveyda'yı gördüğünde yaşadığı türden değildi. Sevdiceğini gördüğünde yüreği yangın yeri, ellerinde sabah yapraklara düşen çiy damlası gibi hafif terleme , gözlerinde güneşin en ışıltılı hâli. Değişmeyen tek şeyse iç sesiyle olan muhabbeti " Vayy kayınço has adama benziyorsun. Bu ilk karşılaşmamız ve emin ol son olmayacak "

Mahmut, kendisine uzatılan eli şaşkınlıkla sıkarken, arabayı yanlış yere mi park ettim acaba diye düşünüyordu. Mahmut, Mert'in gözlerine şaşkınlığını sürdürerek bakmaya devam etti.

Rüveyda, kafasını önüne eğdi. Mert'e kaçamak bir bakış bile atmamıştı. İyi ki Dinçer abim yanımda yok. Yoksa Mert'in elini sıkmak mı? .. .Polis molis dinlemez kardeşimin sağlık durumundan size ne der boğazını sıkardı. Herkesin fıtratı aynı değildi tabi. Mahmut , Dinçer'e göre daha alçak gönüllüydü.

Mert ," Ge- geçmiş olsun. Hanımefendinin tökezlediğini gördüm de ciddi bir şeyi yoktur umarım. " dedikten sonra kekelediği için kendine kızarken, kulaklarının kimin sesini duyduğunu çözmek istercesine sağa sola baktı. Abisinin ters davranabileceğini düşünerek o gerginlikle sesi incecik çıkmıştı. " Mertiye diye kadın ismi olsa heralde benim gibi konuşurdu." diye de yine kendi kendine espri yapıp aklıyla gülümseyerek Mahmut'un gözlerine kendinden emin bir şekilde bakmaya çalıştı.

Mahmut, düşüncelerinin gerçekleşmemiş olmasının verdiği rahatlıkla derinden bir nefes alıp
" Teşekkürler memur bey hafif bir burkulma vardı. Şimdi daha iyi "

"Pe-peki tekrar geçmiş olsun. Hayırlı günler " dileyerek hastahanenin önündeki kavşaktan sağ tarafa dönüp evinin yolunu tuttu." Ula kot kafali uşak . İki lafı bir araya getirip konuşamadın. " diyerek eve varana kadar iç sesiyle münakaşa etti.

Mert'in ardından Mahmut sorgular gözlerle Rüveydaya baktı. Rüveyda " Abi karakolla adliye yan yana yaa muhtemelen o zaman düşmek üzere olduğumu gördü . Toplanan kalabalık hastahaneye götürelim dediler ; ama ben gitmek istemeyip seni arayacağımı söyledim."

"Hmm. Peki tamam hadi eve gidelim artık Derya merak etmiştir. "

Rüveyda, sessizce arka koltuğa oturdu. Abisi şoför mahalline geçene kadar sağ tarafa doğru dönüp baktı. Mert'i hâlâ yolun başında görebiliyordu. O tarafa doğru içten bir gülücük atıp abisinin arabanın kapısını açmasıyla kafasını önüne çevirdi.