Get Out | Age Of Ultron [Askıda]

Başlangıç

Thor çekicini salladı ve üstüne atladığı arabadan ne olduğunu anlamadığım platforma uçtu. Ciddi anlamda 15 saniyede herkesi yere düşürdü ve bu sefer göremediğim bir yere uçtu.

Ah, yere inmiş.

Thor'un hemen arkasından Steve motoruyla geçti ve geçerken sadistlik olsun diye Thor'un dövdüğü adamlardan birini ayağından tutup birkaç metre sürükledi ve attı. Sonra Amerika'lı kalkanını attı ve o motorla gitmeye devam ederken ağaçlara çarparak kalkan önden ilerledi. Motoruyla adama tekme attı, 5 metre yüksekten atladı ve hiçbir şey olmamış gibi devam etti. Aynı zamanda o sırada kalkanını da almıştı.

Karşısına çıkan tanka Tony birşey fırlattı ve tank takla atıp yerden havalandığında Hulk onu yakalayıp fırlattı ve hırçınca bağırdı.

Cidden, bu çocuğu kim sinirlendiriyor her seferinde?

Koşmaya başlayıp önüne geleni patakladı, tabi o sırada yanından Clint ve Nat geçti. Herkes anlaşmış gibi bir yerden aynı anda atlarken ben onları cips yiyerek izliyordum.

Tony birkaç arabayı patlattı, patakladı, havaya uçurdu ve bunları yaparken istifini bozmadan uçtu. Yükselip bir tepenin üzerine konuşlanmış Amerikan konsolosluğu gibi olan yere ateş etti ama güç kalkanına tabiki etki etmedi.

"Hay içine!" diye homurdandı.

"Çok ayıp." dedi Steve motorunun üstündeyken. "Jarvis, yukarıdan manzara nasıl?"

"Merkez bina bir tür enerji kalkanıyla korunuyor. Strucker'ın uzaylı teknolojisi, ele geçirdiğimiz HYDRA üslerinin çok ötesinde." dedi robotik, ama tanıdığım ses.

"Vay," diye mırıldandım.

Ah, uh seslerinin arasından Thor, "Loki'nin asası burada olmalı." dedi. Demek yine adam dövüyor. Ve yine bensiz. Çok ayıp çok. "Yoksa Strucker bu savunmayı düzenleyemezdi." diye ekledi. Sonra tekrar bir metal sesinden -yani çekiç demek istedim.- konuştu. "Sonunda."

"Sonunda demekle sona ermiyor ama." diyen Rus güzelinin sesini duydum.

"Em, bence şaşırtma şansımı kaybettik." dedi Clint.

Göz devirdim. "Geleyim mi artık?"

"Bir dakika." dedi Tony beni umursamadan. "Yüzbaşı'nın çok ayıp demesine bir lafınız yok mu?"

"İstediğin laf olsun bebeğ-" son derece mutlu bir şekilde cevap veriyorken Steve'in sesiyle susmak zorunda kaldım.

"Kusra bakma, dilim sürştü." dedi nefes nefese.

Derin bir nefes aldım ve arkama yaslandım. "Kimse beni umursamıyor."

"Benim yanıma gel," dedi Clint.

Resmen gözlerim parladı ve doğruldum. "Valla de."

Göz devirdiğini çok iyi biliyordum. "Teklif var, ısrar yok."

"İyi." dedim ve ayağa kalkıp ağzıma bir cips daha attım. Hemen ardından biraz da su hüplettim. Ellerimi birbirine vurarak temizledim ve mırıldandım. "Geliyorum tatlım."

Strucker Üssü'ne bizimkilerin gittiği güzergahtan gitmesi için ayarladığım aracı bir dakika içerisinde durması, ve şifreyi girmeden açılmaması için ayarlayıp silahlarımı aldım. Ardından kapıyı açıp şöyle bir etrafa baktım ve karların üstüne indim. Zaten araç benden 100 metre sonra durdu.

Kulağıma dokundum. "Clint beni görüyor musun?"

"Tam arkandayım."

Arkama döndüm ve gayet rahat bir şekilde yanındaki ağacı siper aldım. Sırtımı ağaca yaslayarak silahlarımı ayarlarken konuştum. "Beni özledin ha?"