1. Bölüm Uyanış Lao Hen > Lang Lei

1.7K 122 28
                                    

Merhaba arkadaşlar ilk olarak acemi olduğumu hatırlatmak isterim bu nedenle gördügünüz hatalar olursa söylemenizi rica ederim :D

______________________________

1. Bölüm Uyanış Lao Hen > Lang Lei

Lao Hen gözlerini açtığında yüzü solmuştu dün gördüklerinin bir rüya olmasını umuyordu sonsuz bir rüya olması gerekiyordu, dün Arşimenti yok etmiş ve kendisinin de bir daha açamayacağını bilmesine rağmen gözlerini kapatmıştı...

Lao Hen nerede olduğunu anlayabilmek için kafasını kaldırıp etrafını incelemişti bir odada yatakta uzanıyordu.

Lao Hen için yabancı ama tanıdık gelen bu oda büyük olmasa da ona Arşiment'teki odasını hatırlatmıştı yatağının karşısındaki parlak gümüş renkteki uzun oval aynası, sol tarafında ki 5 çekmeceli ahşap oymalı masası ve yatağının yanında olan koyu kahve rengindeki gar dolabı ona geçmişi anımsatmaya yetmişti.

9 Milenyumluk anıları 15 yaşına ait bir çocuğa aktarılmış gibiydi

Lao Hen yataktan kalkmak istese de sol omzundaki ağrıyı görmezden gelememişti, O Lang Lei'nin bedeninde yeniden doğmuştu ve Lang Lei'nin Yüzen Tufan Şehrindeki bütün anıları Lao Hen'in zihninde yankılanmıştı; 8 yaşında bir dahi olarak bilinmesi ve 12 yaşında kaynak damarlarının parçalanmasıyla işe yaramaz birine dönüşmesi, doktorun kaynak damarların tedavi edilemez sözüyle yıkılması, nişanlısı olan Enlai Mei'nin onunla nişanı bozmak istemesi, her gece Lang Klanının arkasındaki yasak bölgeye girip ölümüne çalışması ve bir kaynak Canavarı tarafından sol omzundan yaralanarak öldürülmesi...

Son hatırladığı bunlardı onu odasına kim getirdi bilmiyordu, nasıl yatağa girmişti, sol omzunu kim tedavi etmişti sadece bunlar hakkında düşünebilirdi.

Yataktan güçlükle kalkmıştı ve oval gümüş aynanın karşısındaki kendisine bakıyordu; Toyluktan nasibini almış yüzü, karabulutlar gibi darmadağın saçı, siyaha boyanmış göz bebeklerini görse de inanamıyordu.

Lang Lei 15 yaşında ki kendisine iyice baktıktan sonra yatağın üstüne atlamıştı, o şuan ne yapacağını bilmiyordu ellerini tavana doğru kaldırıp parmaklarını açmıştı ve parmaklarının arasından tavana derin düşünceler ile bakıyordu.

Lao Hen şuan da Yüzen Tufan Şehrinde ki Lang Klanındaydı, Lang klanı Yüzen Tufan Şehrindeki en güçlü 4 klandan biriydi.

Dış ilişki söz konusu olduğunda Yüzen Tufan Şehrinde kimse Lang Klanı ile karşılaştırılamazdı. Lang Klanı lideri Lang Cheng, Lang Lei'nin babasıydı oğlunun kaynak damarının parçalandığını öğrendikten sonra kendisini suçlamaya başlamıştı.

Lang Cheng oğluna karşı tamamen katı olmasıyla, Lang Lei bir dahi olmuştu ve Lang Klanının genç jenerasyonu arasında en iyilerinden sayılabilirdi ama aynı sebeple de o kaynak damarlarından mahrum kalmıştı

Lang Lei ölmeden önce kendine bir yemin etmişti ona gülenleri, onu ezenleri, onu aşağılayanları buna pişman edecekti onları hiçbir zaman affetmeyecekti.

En çok da affedemeyeceği kişi nişanlısı Enlai Mei'ydi.

Küçükken sık sık beraber olduğu nişanlısı Enlai Mei, Lang Lei'nin kaynak damarlarının parçalandığını öğrenmesiyle en büyük bıçağı kalbine O saplamıştı. Lang Lei'yi terk ederken arkasına bile bakmamıştı,

İki yabancı olmuşlardı da birbirlerini ilk kez görmüşler misali terk etmişti.

O zaman Lang Lei ilk kez nefretin, intikamın ve aşkın ne olduğunu öğrenmişti sevdiği kız onu kaynak damarlarının parçalandığı için terk etmişti.

ilk kez öldürmek istediği kişi en çok sevdiği kişi olmuştu.

---------

Geceyi andıran sineklerin bile matem tutmadığı odada Lang Lie ayağa kalkmış kapıya doğru yürüyordu. sağ eliyle kapıya dokunduğunda parmaklarında bir soğukluk hissetmişti, gözlerini parmağına kaydırırken bir kaç kelime mırıldanmıştı;

"Safir Şeytanının Kristal Yüzüğü"

Safir Şeytanının Kristal Yüzüğü bu yüzük Lao Hen'in parmağından asla çıkarmadığı tek yüzüğüydü.

Yüzüğün gerçek sahibi bir şeytandı boyutlar arası yolculuğunda bir şeytana rastlamıştı şeytanların cinsiyetleri olmamalıydı ama karşılaştığı bir istisnaydı bir insana benziyordu daha çok bir kızı anımsatıyordu;

Narin, pürüzsüz ince yüzü, bir pamuk kadar yumuşak ve aynı zamanda kan kadar kırmızı dolgun ve büyüleyici dudakları, şafağın bütün renklerine bürünmüş güneşi katleden göz bebekleri, kimsenin karşı koyamayacağı belli belirsiz vücut hatları bir insanın şehvetini kontrol edemeyeceği kadar güzeldi.

Lang Lei kapıyı açıp salona yönelmişti salonda ona tanıdık gelen bir kaç sesi işitmişti.

Bu ses 2. Elder'e aitti."Lang Cheng Kaynak Ormanına olanlar oğlunun suçu bunu sende biliyorsun" demişti.

Duyduğu bu lafla Lang Lei bunun doğru bir zaman olmadığına karar vermiş, hafif ve sakin adımlarla oradan ayrılmıştı.

Gün ağarmış bulutlar usulca yerlerine konuyordu, kızıl şölen geldiği gibi gidiyordu. horozlar haykırıyordu kızıl şölenin ardından gelen aydınlığa selam verirmişçesine...

Lang Lei odasına dönmüştü bu beden artık Lao Hen'e aitti ölen Lang Lei için hiçbir şey yapamazdı. Lang Lei'nin yapmak istedikleri varken onuruyla ölmek onun kaderiydi. Lao Hen ise tamamen farklıydı o yalnızlık içinde kendisini öldürmüştü Ölü Ejder Kıtasında en fazla yaşamış olan oydu ve o zamanlar yaşamından hiçbir beklentisi yoktu Fakat ölmekte istemiyordu sadece bir kaçış yolu arıyordu onu pişmanlıklarından, kederinden kurtaracak bir kaçış yolu istiyordu ve bunu ancak ölerek elde edebileceğine inanmıştı.

İnandığı bu kaçış yolu onu daha fazla pişman etmeyeceğine emindi, tek derdi Arşimenti bırakacak bir varisi olmamasıydı kızı veya oğlu yoktu. Bir dostuna emanet edebilirdi ama o kimseye güvenmemişti tek bulduğu sonuç ise yarattığı gibi yok etmekti.

Lao Hen yeni hayatını kabul etmişti ölen Lang Lie'nin arzularını yerine getirecekti. ona gülenlerin, onu ezenlerin, onu aşağılayanların hepsi hak ettiği cezayı alacaktı fakat bunu nasıl yapmalıydı o kaynak damarları hakkında endişelenmiyordu onun asıl endişelendiği bu yeni hayatını pişman olmadan yaşayabilecekmiydi.

________________________________

Lütfen düşüncelerinizi yorumlarınızı eksik etmeyin :D :|

  ________________________________  



Evrenin HazinesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin