6. Bölüm Pazarlık

817 95 10
                                    

 Lang Lei'nin yatak odası sıcak hava ile dolmuştu. Güneş tepeye yaklaşıyor hava ısınmaya can atıyordu yaklaşan bulutlara rağmen engel tanımıyordu.

"Tak. Tak. Tak."

Kapının çalması Lang Lei'nin kalkmasına neden oldu. Doğuya bakan pencereden gelen sıcak güneş ışınları Lang Lei'nin gözlerini kamaştırdı.

Yatağından kaktı ve kapıya doğru ilerledi. "Kim o?" dedi ve kapıyı açtı.

"Alış verişe çıkacagız! Büyük erkek kardeş de gelmeli"

Kendi karşısında duran Lang Xue ve Lang Sao incelikle kendilerine bakan Lang Lei'ye bakıyordu.

Lang Lei: "..."

"Lang Xue, Lang Sao neden buraya geldiniz?" Lang Lei merakla sordu.

Lang Sao ağzını açtığı anda sözleri Lang Xue'nin tatlı sesiyle kesildi. "Biz pazar tarafını gezmeye karar verdik ve Büyük erkek kardeş Lang Lei'de bize rehber olmalı!"

Lang Xue dudaklarının köşesini kıvırırken, yüz hatlarının zarif ve tatlı kıvrımlı köşeleri kendini açıkça belli ediyordu. Lang Yue kadar güzel olmasa da sevimliliği Lang Yue'nin yaraşamayacağı kadar engin ve uzaktı.

Lang Sao'nun bakışları bir bıçak gibi Lang Lei'nin üzerine düşmüş, hiçbir şekilde gözlerini ondan ayırmıyordu sanki vereceği yanıtın karşısında kendi cevabını düşünmeye çalışıyordu.

"Neden size rehber olmalıyım? siz ikiniz ben olmadan da gidebilirsiniz"

Lang Xue uzun kirpikleri birbiri ardına kırptı ve "Hayır olmaz sende geliyorsun, Lang Klanın Genç efendisi bizimle olmazsa kim pazarlığı yapabilir?!"dedi.

"Ah! ben anladım size eşlik edeceğim ama iki isteğimi yerine getirmek zorundasınız!"

"Ne? Neden?"

"Dikensiz gül olmaz, acı olmadan kazanç olmaz, şartımı kabul etmelisiniz yoksa kimse hoşnut olmaz."

Lang Xue içten bir gülümsemeyle; "Pekala Büyük erkek kardeş kabul ediyoruz şartların nedir?"

"Aferin, böyle söz dinleyin isteğimi daha sonra söylerim bekleyin ben hazırlamalıyım."

Lang Lei'nin dikensiz gül olmaz, Acı olmadan kazanç olmaz şartlarımı kabul etmelisiniz yoksa kimse hoşnut olamaz cümlesinin gerçekte, aslında bana gelmekle hata ettiniz sizinle gelmemi istiyorsanız dediklerimi yapacaksınız yoksa gelemem ve sizin içinde bu iyi olmaz. Anlamına geliyordu Lang Xue, Lang Sao buna benzer yanıt alacaklarını asla tahmin etmemişlerdi. Lang Lei'nin verebileceği cevap açıkça sınırsızdı.

Lang Lei beyazlara büründü. Lang Xue ve Lang Sao ile Yüzen Tufan Şehrinin Merkezinde bulunan halkın genel olarak ziyaret ettiği, tüccarın ve hanların bulunduğu pazara yöneldiler.

Yüzen Tufan Şehrinde bulunan 3 orta boy market vardı. En geniş market Yüzen Tufan Şehrinin tam merkezinde bulunuyordu. Huan ve Lang Klanlarının kendi bölge marketleri vardı.

Lang Xue Yüzen Tufan Şehrinin merkezinde bulunan pazara giderken yolda Lang Lei ve Lang Sao'nun ortasında yürüyordu ellerini arkasında birleştirmiş, sevimliliğiyle yoldan geçen kişilerin gözlerini ondan alamamasına yol açıyordu. Dudağının köşesini kıvırmış Lang Lei ve Lang Sao'ya göz atıyordu.

Kıskanç ve nefret dolu gözler Lang Sao ve Lang Lei'ye keskin bıçak gibi saplanıyordu.

Lang Xue ilgi odağı olmayı seviyorken, Lang Sao ilgi odağı olmaya katlanamıyordu. Lang Klanın ikiz formasyonu lakaplı Lang Sao ve Lang Lei ikiz kardeşlerdi. Lang Xue ilk doğandı bu nedenle büyük olan Lang Sao'ydu.

Lang Lei, Lang Sao ve Lang Xue konuşurken dolambaçlı patikaları geçmiş, Marketin kapısının önüne varmıştılar. Marketin önünde girişte dört gardiyan vardı. Gardiyanlar klanlar arasından yetenekli kişilerden seçiliyordu böylece güvenlik için hiçbir endişe kalmıyordu

Yüzen Tufan Şehrinin Ana marketinde kimse hırsızlık yapmaya cesaret edemezdi.

Lang Lei Yüzen Tufan Şehrinde tanınan biriydi marketten her kim geçerse geçsin onu tanıyabilmesi mümkündü gardiyanlar Lang Lei'yi gördüklerinde onu tanıdılar ve başlarını eğerek selam verdiler. Lang Lei zayıf biri olsa da O Lang Klanının genç efendisiydi kim ona karşı saygısızlık yapmaya cüret edebilirdi.

Markette parlak ve şık takılar, zarif elbiseler, kılıçlar, bitkiler... Her türlü olanak vardı bir kişi eğer ilaç almak istese buraya gelirdi kaynak çekirdekleri bile ortalamanın üstündeydi. Kaliteli ürünler burada kolaylıkla bulunabilirdi.

Lang Lei etrafı tereddüt etmeden göz atarken, Lang Xue bir köşede duran masanın üstünde soluk yeşilimsi yüzüğe bakıyordu.

"Sana almamı ister misin?" Lang Lei Lang Sao'nun önüne geçerken sordu.

"hm, evet ama..." Lang Wue konuşurken dudağının köşesini ısırdı.

"Ne kadar?" Lang Sao sordu.

"Efendim, bu yüzük sade olabilir ama yeşil elmastan yapılma ve kaynak enerjisi yenilemede olanak sağlar fiyatıysa 15 altın sikke." tezgahtar konuştu.

Xue-er parmağını düşünceli bir ifadeyle alnına götürdü. Bir müddet sonra çaresizce kafasını salladı. "En iyi başka bir yüzüğe bakmak olur. Lang Sao, Büyük kardeş Lang Lei gidelim mi?" buz gibi soğuyan sesiyle söyledi.

Her ne kadar bu yüzüğü almak istese de onların aylık harçlığı otuz altındı. Lang Sao ve Xue-er'in bir yüzüğe verebileceği fiyatı aşıyordu.

Lang Lei başkalarının kendi işine burnunu sokmasından nefret ederdi. Lang Sao gitmeyi düşünüyorken Xue-er'in seçtiği yüzüğü eline aldı ve "Bu yüzük en fazla 5 altın sikke eder." dedi.

Tezgahtar; "Efendim, bu yüzü--" konuşması Lang Lei tarafından bölündü.

"Esrarengiz bir aurası var fakat bu yüzük tamamen saf değil yeşim elmastan yapılmış olabilir ama içerdiği yeşim elmasın özelliklerini tamamen yansıtmıyorken nasıl olurda 15 altın sikke olabilir! sen bizi kazıklama amacı mı güdüyorsun?" Lang Lei kaşları kılıç gibi çatarken buz gibi sesiyle sordu.

"Hayır, efendim ben... ben sadece satmaktan sorumluyum yüzükler hakkında hiçbir konuda bilgili değilim. Bana yüzüğü 15 altın sikkeye satmam söylendi." Tezgahtar yüzü solarken söyledi.

"Bu yüzüğü 5 altın sikkeye alıyorum. Böyle bir yüzüğe 5 altın sikke vermek. Tch, sana iyilik yapıp bu yüzüğü alacağım ama emin olmadığın şeyleri bir daha satın alma! Lanet olsun bu yüzük 3 altın sikkeye bile eş değer değil!"

Tezgahtar gülümserken "Bu kişi bir daha böyle bir hataya düşmeyecek ben iyiliğiniz için kesinlikle sözümü tutacağım"

"Hm, güzel o zaman alış veriş yaptığın kişilere de dikkat et onların niyeti de iyi olmayabilir"

"Evet efendim dikkatli olacağım" tezgahtar parayı alıp söyledi ve onların uzaklaşmasını izledi.

Lang Lei, Xue-er'e bakarak kahkaha attı. Kafasını hafifçe salladı, yumuşak sesinde bir şeyler gizliydi. "Xue-Er bunu kabul et" dedi ve yüzüğü ona doğru uzattı.

"Büyük Kardeş Lang Lei teşekkür ederim." dedi ve merakla ekledi "Büyük Kardeş bu yüzüğün saf olmadığını nasıl anladı?"

Lang Lei yüzünde süslü bir ifadeyle "Koca bir yalandı" dedi.

Xue-er ve Lang Sao'nun çeneleri sonuna kadar açılmıştı.

"Yüzük tamamen saf eğer başka bir yerde satılıyor olsaydı fiyatı yaklaşık 50 altın sikke edebilirdi ama bu yüzük 50 altına satılsa bile alan olmazdı. çünkü yüzüğün Kaynak enerjisi solmuş bu nedenle alan olmadı. Hatta şuan bile 30 altın sikke değerinde olabilir."

"30 altın sikke mi? ama sen 5 altın sikke dedin" Lang Sao bağırırken Lang Lei figürüne karşı ilgisi artmıştı.

"Açıkçası yüzük sadece kaynak enerjisini yenilemiyor, bedende ki yorgunluğun giderilmesinde de yardımcı oluyor. Ahaha aslında alıcılara karşı dikkatli ol dedigim de onun güvenini de kazanmaya çalıştım ki işe yaramış..."  

Evrenin HazinesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin