7. Bölüm Meydan Okuma Cesareti

780 90 13
                                    

Arkadaşlar son kontrolü yapmadım işlerim var neyse size iyi okumalar bir kaç gün içinde son kontrolü yapacagım :D afiyet olsun :D seriyi hızlandırmayı düşünüyorum artık yavaş olmayacak bilginize :D 

Lang Lei'nin nasıl olurda yüzükler hakkında bilgisi olmazdı ki Ölü Ejder Kıtası'nda sayılamayacak kadar yüzüğe sahipti. En ucuz yüzüğü astronomik değerdeydi ve en son eline aldığı yüzükse basit denebilecek kadar sade olmakla kalmamıştı değeriyse 100 altın sikkeye bile eş değer olamamıştı.

Ölü Ejder Kıtasındaki yüzüklere göre Yüzen Tufan Şehrinde ki yüzüklerin her biri çöpünde çöpü olabilecek kapasiteye sahipti.

Lang Lei yüzüğü aldıktan sonra geçen vakit bir saatin yarısı kadardı.

Yüzen Tufan Şehri çok büyük bir şehir sayılamazdı ama küçük bir şehir de denmesi imkansız olacak kadar mümkündü.

Market alanında temel dövüş tekniklerini de bulmak kolaydı lakin orta düzeyde bir insanın alamayacağı kadar pahalıydı eğer almak isterse tekniğin ait olduğu klana katılmalı ve tekniği deneyimlemeliydi fakat bu yöntem çok zahmetli ve uğraştırıcıydı.

Yüzen Tufan Şehrinde bulunan dört klandan en iyi tekniklere sahip olan Wen klanıydı. Wen Klanının tekniklerine karşı Lang Klanı, Tain Klanı ve Jaich Klanının teknikleri zayıf kalmıştı. Wen Klanın tekniklerini basit, yalın ve etkileyici bir su gibiydi. Lang Klanı, Tain Klanı ve Jaich Klanının teknikleri Wen Klanına ait teknikleri aşması için belki yüzyıllar geçmeliydi.

Üç yıl Lang Klanından dışarı adımını atmadığı hatırlayınca Lang Lei'nin yüzünde istemsizce rahatlamış, dudakları kıvrılmıştı. Markette dolaşan bir kaç kişi meraklı gözleriyle Lang Lei' ye bakıyordu açıkça içlerinden birisi yüzünde kibir dolu bir ifadeyle ona doğru yürüyordu.

"Sen Lang Klanının genç efendisi Lang Lei olmalısın değil mi?" ekledi "Kendini Lang Klanına kapattığından beri neredeyse kimse seni göremiyordu aramıza katılman bize şeref verdi." alaycı bir ifadeyle konuştu.

Lang Lei belirsiz süslü bir yüz takınarak "O şeref bana ait ben Klanda olduğum tüm zamanlar kendi gelişimim için çabaladım." dedi dudağının köşesi kalktı karanlık bir tebessüm ile "Sen kimdin, beni... sen beni biliyorsun ama ben seni bilmiyorum daha önce tanıştık mı? Hayır nerede tanıştık eğer bana hatırlamamda yardımcı olursan bu genç ömrü boyunca müteşekkir kalır!"

"Lang Klanın genç efendisi kaynak damarlarınız parçalanmadan evvel biz bir maç yapmıştık. gerçekten etkileyici bir maçtı."

"Öyle mi?... Ben sadece bu hayatımda gördügüm insanları unutmam elbette gücü olan insanlar unutulmaz ve de bilginler eğer seni unutmuşsam bu benim hatam değildir bu senin hatandır senin güçsüz olmandan dolayıdır kimse arkasını dönüp zayıflara bakmaz çünkü zayıf oldukları için hatırlanmaya değmezler."

Alay konusu olan Lang Lei artık alay eden olmuştu bir aptal bile onun sözlerindeki derinliği anlayabilecek potansiyele sahipti sen zayıfsın hatırlanmaya bile değmezsin demekti. Lang Xue ve Lang Sao'nun yüzleri limon gibi sararmaya başlamıştı endişe ve kaygı dolu yüzlerinde korku fidan açmaya yüz tutmuştu.

Kendi kendine karşısında duran gencin kaynak enerjisinin hangi alemde olabileceğini düşünüyordu. Karşısındaki genç on sekiz on dokuz yaşlarında duruyordu iri yapılı, geniş omuzlu ve donuk bakışlara sahipti ve belinde bir kılıç duruyordu

Bu genç Wen Shengdi. Wen Klanından 1. Elderin torunuydu ve klanının en iyi genç jenarasyonu arasında yer alıyordu. Lang Lei ve Wen Sheng'in maç yaptıkları bir gerçekti fakat yaptıkları maçta Lang Lei'nin gerçek gücünü ve yeteneğini görmüştü ona dahi denmesi boşa değildi. Ama bu o gücünü, kaynak damarlarıyla beraber kaybetmeden önceydi artık onun gücü yokken nasıl olurda Wen Sheng'e karşı çıkma cüretini göstermişti.

Wen Sheng, inatçı kendi heveslerine düşkün biriydi soğuk mizaçlı çabuk kızdırılabilirdi ancak kadınlara karşı ilgisi büyüktü ve sakinleşmesi için tek çözüm bir müddet zaman olabilirdi yanında da bir kaç tane kişi vardı arkadaşı değilde ona yalaklık yapmaya çalıştıkları her hallerinden belli oluyordu.

Lang Lei gözlerini kapattı ve açma süresi boyunca bir tütsünün yanma süresi kadar zaman geçmişti karşısındaki gence gözlerini dikerek baktı. Wen Sheng'in nefret ve kin duyguları ile kaynak enerjisi dışarı çıkmıştı.

"S-s-sen biraz önce ne dedin!" Wen Sheng'in yüzü asık hal alarak buz tutmaya başlamıştı.

Lang Lei bir şey hatırlarmış gibi elini kaldırdı. "Ah. Sen Wen Klanından Wen Sheng olmalısın değil mi? bu ben seni unuttuğu için özür diler."

Wen Sheng, kaynak enerjisi yavaşça silikleşip kayboldu yüzündeki belirsen damarlar yok olmuştu. Lang Sao ile Lang Xue içlerinden kahkaha atarak gülüyorlardı. Wen Sheng aptal yerine koymuştu ayrıca eğer onlarla dövüş yapmak isteseydi ne yapacaklarını bile hayal etmek istemiyorlardı.

Lang Xue'nin ipeksi narin elleri Lang Lei'ye uzanmış; "Büyük kardeş neden durdu? Büyük kardeş Lang Sao'ya kılıç alması gerektiğini unutmuş olabilir mi?"

Lang Lei düşüncelerini toplayarak içinden geçirdi kılıç almak mı? Lang Sao ne zamandan beri kılıç istemişti ki?

"Küçük kardeş Lang Sao nasıl kılıç istiyorsun?" Lang Lei sordu.

"ha? Keskin olmalı" Lang Sao yanıtladı.

Lang Xue gözlerini kırptı ve inci beyazı dişlerini Lang Sao'ya göstererek gülümsedi. Lang Sao şuana kadar bir çok teknik ögrenmişti ama bunların arasında kılıç teknikleri yoktu ayrıca hiç kılıç kullanmamış, kılıçlar hakkında pek bilgisi bile yoktu. kılıç almak istemesinin tek nedeni Wen Sheng'den kaçına bilmekti kendisi bile kılıç istediğini bilmiyordu bu kılıç ayrılmak için Lang Xue tarafından öne atılmıştı.

"Wen Sheng biz bir kaç şey almak için iznini istiyoruz. tekrar görüşürüz umarım." Lang Lei konuştu.

"Tabi ama ne acelesi var? bizimde işimiz yoktu size eşlik etmek iyi bir fikir olacak."

"Elbette iyi bir fikir olmalı ama sen vaktini böyle savurganlık yaparak harcamamalısın çünkü 3 yıl boyunca kaynak enerjinde hiç bir değişiklik olmamış ben senin yerinde olsam kendimi geliştirmekle uğraşırdım aksi halde seni yenebilmem için kaynak damarlarına ihtiyaç duymazdım. seni şuan yenmek 3 yıl öncesiyle karşılaştırılırsa baskın olan yine ben olurum." ellerini ileri geri sallayarak konuştu sesi kalın ve netti.

Wen Sheng'in yüzü rahat bir ifade varken bu ifade sis gibi dağılmıştı. O nefret dolu suratıyla Yüzünde acı bir kurt ifadesi ile Lang Lei'nin yanına yaklaştı kulaklarına fısıldadı. "Bana meydan okuma cesaretine sahip misin?" dedi.

"O halde neden bana yol gösterme zahmetine girmeyesin ki bana meydan okuduğun zaman bana seni test etmemi istedin sıra sende, beni test etme zahmetine girmekten korkmuyorsan elbet. Wen Sheng davetimi kabul etme yada reddetme hakkına sahipsin."

Wen Sheng ne olduğunu anlaması için bir müddet zaman geçmişti içinden durumu da kavramaya çalışıyordu. daha demin Lang Lei ne demişti? bu sözlerin benim Wen Sheng'in ağzından çıkması gerekirdi. saçmalık kaynak damarları parçalanan birisi bana meydan mı okudu? buda ne yeryüzü ve gökyüzü çıldırdı mı?

"Lang Lei ben seni zeki diye bilirdim bunun yalan olduğunu artık iyi biliyorum sen gerçek bir aptalsın."

"Tsk tsk, bir zamanlar bana diz çöken birisi mi söylüyor bunu ben şuan zayıfım ama kendi adına konuşmalı ki senin kaynak enerjinden bile söz etmeye ihtiyaç duymuyorum... Bana diz çöktüğün o günkü gücünde hiç gelişme olmamış!" Lang Lei kılıç gibi keskin sözleri güneş misali Wen Sheng'in kalbi içinde öfke patlamasına neden oldu.

Evrenin HazinesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin