9. Bölüm Beklenti

889 85 18
                                    

Kadim Tanrının Yıkım Sanatı "Çığlık Atan Ruhun Sakinleştiren Eli" beş teknikden oluşuyordu.

Bu sanat yeryüzünü ve gökyüzünü hiddetle sessizliğe gömebilir, güneşleri yok edebilirdi. ancak bu beş teknigin tamamlanıp birleşmesiyle oluşabilecek bir güçtü ve başarabilen kişilerin sayısı oldukça az denebilirdi. Ölü Ejder Kıtasında, Lao Hen'den başka herhangi bir Kaynak kullanıcıları arasında bile beş tekniği tamamlayabilen yok denebilirdi bunun yeğane sebebi ise bu sanatın gerektirdiği koşullardı. Bu koşullar; enerjisi döngüsünü tamamıyla anlayabilmesi, açıklayabilmesi ve kavrayabilmesi gerekmekteydi.

Gerçekte koşullar oldukça kolaydı bir kişi Kaynak enerjisini ömrü sonunda bile anlayabilmesi mümkündü ama bu Gökyüzü Kaynak Geliştiricileri için geçerliydi ancak Kadim Tanrının Yıkım Sanatı Dünya Enerjisine ihtiyaç duyuyordu ve Dünya enerjisi kullanıcıları bile rastlanması olanaksızdı. Ölü Ejder Kıtasında Dünya Enerjisine tek sahip olan kişi Lao Hen denmesi mümkündü.

Gökyüzü Kaynak gelişiminin onbir aşaması vardı, her aşama kendi içinde dokuz'a ayrılmıştı; Temel Kaynak Alemi, Başlangıç Kaynak Alemi, Köksel Kaynak Alemi, Tiğin Kaynak Alemi, Hakim Kaynak Alemi, Ruhsal Kaynak Alemi, Derin Kaynak Alemi, Yeryüzü Kaynak Alemi, Gökyüzü Kaynak Alemi, İmparator Kaynak Alemi ve son olarak Titan Kaynak Alemiydi.

Lang Lei sağ kolunu kaldırdı. Kaynak enerjisi bedeni arasında dolaşarak koluna akın etti parmaklarını şıklatmasıyla kaynak enerjisi kolundan fırladı ve bir ses tekrar ormanda yankı buldu ama bu ilkine göre daha uysal ve nazikti. İlki bir aslanın kükremesiyle karışmış kurt ulumasına benzer ürkütücü bir sesken, diğeri de bülbül ile kuğu'nun ötmesiydi sanki.

Yayılan ses uluyan maymunun kükremesi gibi alana etki etmişti

Weng Sheng'in bedeni haraket etti, bedenin kontrolünü kazandığı için rahatladı fakat adım bile atamadan yere düşmüştü.

Çığlık Atan Ruhun Sakinleştiren Eli; ilk tekniği insanın bedenine işliyor ve haraket etmesini engelliyordu aynı bir ejderin önünde buz tutan kaplan gibi, bu ilk oluşan sesin etkisiydi son ses ise kişinin tekrar haraket etmesini sağlıyordu ama gücü olmayan kişiler için bu kesinlikle kötü bir sondu bedenin haraket kabileyitini kazansa bile bir kaç yerinin felç olma ihtimali bile vardı. Lang Lei'nin gücü göz önüne alındığında Çığlık Atan Ruhun Sakinleştiren Eli tekniği Weng Shengi sakat bırakmaya yetmezdi. Weng Sheng sadece yarım gün içinde bedenini haraket ettirebileceğini düşünmemeliydi.

Safir Şeytanının Kristal Yüzüğü hem kaynak enerjisi hemde dünya enerjisi depolama kapasitesine sahipti ancak dünya enerjisi bir damla bile hissedilemiyordu bunun nedeniyse Çığlık Atan Ruhun Sakinleştiren Eli tekniginin bütün dünya enerjisini boşaltmış olmasıydı.

Weng Sheng yerde yatarken inleme sesleride duyulmasına rağmen Lang Lei tek gözünü bile kırpmamıştı Weng Sheng'in önünden yürüdü ve fazla uzakta olmayan bir ağacın arkasında saklanan bir kaç kişiye yaklaştı. Yerde haraket etmeden yatay düzlemde onların bedenlerini kolayca gözükebiliyordu.

Lang Sao ve Lang Xue'nin vücutları toprakla bütünleşmiş gibi yerde yatıyordu. Lang Lei istemsiz olarak güldü ve elleri onların bedenlerin de dans ederken baygın küçük kardeşlerin bir kaç akupunktur noktasına bastırmasıyla acı bir ses çıkarttılar.

Çığlık Atan Ruhun Sakinleştiren Eli Sanatı onlarıda etkisi altına almıştı bu sanatın ses etkisi son derece muazzamdı eğer Lang Lei'nin kaynak damarları sakat olmasaydı etki edecegin alan en azından 1km olabilirdi.

"Bü- büyük kardeş s-sen Weng Sheng'i yendin mi?" Lang Xue doğrulurken gözleri şaşkınlıkla çok uzakta olmayan yerde, Weng Shengin yarı ölü halde yattığını görmesi ile kalbi içinde bir şeylerin tutuştuğunu hissediyordu bu his ona korku salmaya yetiyordu kendi gücüyle bile onu yenebilecegini hayal etmemişti fakat Lang Lei'nin ona karşı kazanabilmesi bunu inanmak bile istemiyordu.

"Ne" Lang Sao yüzü beyazlara boyandı oda Lang Xue gibi ne oldugundan emin değildi bildikleri tek şey bedenlerini haraket ettiremedikleri zaman bilinçlerini kaybettikteri ve bu süreç içinde herşeyin olup bitmiş olmasıydı.

"Xue-er bilinçlerimiz kapandıktan sonra ne olmuş olabilir... Bu sadece anlaşılamaz." Lang Sao, merakla Lang Xue'ye bakarken konuştu.

"Bana iki istegimi yapacagınızı söylediniz, O halde ilk isteğim siz bugün buraya hiç gelmediniz. Bu mesele beni ilgilendirir ve bunu kendim halletmem lazım... ikincisi de Lang You'da bana ait olan bir kaç malzeme var onları almalı benim odama bırakmanızdır. Yalnız ben istemediğim bir şey duymak istemiyorum sizin beni anlamış olacagınızı umuyorum!" Lang Lei konuştu ancak sesi uyarıcı bir ton taşıyordu onların kalbine korku salacak derecede.

Lang Lei'nin kaynak damarı sakattı fakat onlar onun kalplerinin içinde nasıl korku saldığını düşünemiyordu karşılarında gördükleri kişinin kaynak damarı sakat olduğu gerçeğinden bile şüphe duymak istemişlerdi fakat gerçeği biliyorlardı. Lang Lei'nin kaynak damarları sakkattı.

"Biz kesinlikle anladık, Büyük kardeş endişe etmemeli! Büyük kardeş izninle biz gitmeliyiz!"

"Elbette, gidebilirsiniz" Lang Lei gülümsedi.

Lang Xue ve Lang Sao gitmesinden yaklaşık bir saatin yarısı kadar vakit geçtmişti oldukları yer lang Lei'nin olduğu yerden uzaktı.

"Xue-er, ne düşünüyorsun" Lang Sao merakla sordu.

"Gerçekten sen inanıyormusun? Weng Sheng'i yendiğine?" Xue-er konuştu sesi tizdi ve şüphe ile doluydu gözleri Lang Sao'ya bakarken çaresiz hissediyordu.

"Bende bilmiyorum ama yapabilecegimiz bir şey yok!"

"biz bunu Klan Liderine söylemeliyiz tek seçenegimiz bu"

"Ciddi olamazsın, sen aptal mısın? Klan lideri bize nasıl inanabilir ki biz sadece kendimizi küçük düşürürüz! Herneyse bugün hiçbirşey görmedik sakın kimseye bundan bahsetme! Hiçkimseye!" Lang Sao, Lang Xue bagırdı o tam emin olamasada Lang Lei'nin istemediği şeylerin duyulmasına izin vermeyecekti. Lang Lei'nin sözlerinden çok o, onun ses tonunun korkutuculuğuydu uyarıcı bir ton gözükse bile ilişkileri yoktu hatta hissettiği baskı market bölgesinde ki hissettiği baskıyla bile kapışmaya yetmezdi.

Bu sırada Lang Lei, ölü gibi yerde yatan adamın 5m uzağında bacaklarını bağdaştırarak oturuyordu gözleri kapalı ve ellerini karın kısmına yakın tutarak birleştirdi. konsantrasyon tek bir noktaya odanlanlandı.

Lang Lei dış dünyayı önemsemedi sadece zihni içinde bir formüle dikkatini vermişti gittikçe beliren formülün simgesi yavaşça bütünleşiyordu ve kasten bir kalbi andırıyordu ama bazı parçaları kopmuştu yinede o haraket ediyor ve atışları duyulabiliyordu bu formül adını tamamen layıkıyla yerine getiriyordu

Durgun dünya enerjisi Lang Lei'nin beninde bir araya geliyor, karın bölgesinde ki ellerinden bedenine girerken zihninde beliren simge tarafından çekiliyordu ancak Dünya enerjisini absorbe etmek gerçekten zordu çünkü dünya enerjisi kaynak enerjisiyle kıyaslanamazdı. Yüzen tufan şehrini bırak eğer "......" imparatorluğu bile dünya enerjisinin farkında olsaydı onlar asla kaynak enerjisini kullanmaya tenezzül etmezdi hatta bu düşünce rüyalarının yanından bile geçemezdi

Lao Hen'in kavrama yetenegi çokça üstün olmasa Ölü ejder Kıtasında bir çok kez zaten ölmüş olurdu bu zayıf olmasından değildi sayılamayacak, hayal edilemeyecek kişiler onun canını almak istemesindendi çogunluğu ona garezi olan kişiler değil, onun hazinelerine göz koyanlardı fakat onlar bir noktadan sonra vazgeçmek zorunda kalmıştı.

Zihninde ki eksantirik simge, baskısı ile bir kaç kat daha büyümüştü ve iliklerine kadar soğukluk sezgisi yaymıştı Bir günün dörtte biri vakti çoktan geçmişti o süreç boyunca Lang Lei bir adım bile kıpırdamadı, ayrıca o dünya enerjisini absorbe etmeye çalştığı sürece beş duyu organını dış dünyadan bütünüyle absorbe etmişti konsantrasyon ve diri duruş ikisinin de mükemmel uyumu dehşet vericiydi...

insanın iç dünyasını uyandırdığı izlenimi; onun kaynak damarlarında dünya enerjisi artıklarının aktığını hissedebiliyordu herhangi bir tekniği denesede on yıl içinde sonuç alamazdı yinede zihninde beliren "Parçalanmış Kalbin Hayali Atışı" formülü beklentilerini karşılamış, belki de beklentilerinin ötesine geçmişti.  

Evrenin HazinesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin