Gece saat 2-3 olmalıydı. Üst kattan sesler gelmeye başladı. Gözlerimi açtım. Heryer karanlıktı. Seslerin neyden ibaret olduğunu bulmak için yataktan doğruldum. Küçük adımlarla ilerledim. Kapıyı açtım. Odada el feneri olduğunu fark ettim. Hemen açtım ve üst kata doğru yürüdüm. Üst kata vardığımda Deniz'in odasından geldiğini fark ettim. Bişeyler kırılıyomuş gibiydi. Derdi neydi bunun? Yavşa kapıya yasladım kafamı. Denizin sesi gelmişti. Ağlı-ağlıyo-ağlıyordu !! İçeride neler oluyordu çok merak ediyordum. Direk içeri dalsamıydım acaba. Ya kapı kitliyse öyle kalırım. Kapıyı tıklasam açmazdı . Tek şans içeri dalmaktı. Kapının kolunu sertçe aşağıya bastırdım evet kapı kitli değildi. Ama ... İçeri vahşetti. Ayna kırık heryer darmadağınıktı. Ve Deniz... Deniz de bi köşede kan içindeydi. Direk yanına koştum. Kolunu kesmişti. Yarası büyüktü. Bunun anlattığından fazla büyük sorunları olmalıydı.
"Deniz...Deniz bak bana"
Denizin yorgun gözleri bana döndü. Gözlerinde bi hüzün vardı.
"Deniz noluyo bana herşeyi doğru düzgün açıkla"
Bi gözden geçirdim bu olayı. Bende yapıyordm böyle şeyler. Ama bi sebebi olmalıydı. Bu sebep neydi öğrenmek istiyordum.
Yavaşça kaldırdım ve yatağına doğru yürüttüm. Otutturdum ve kolunu sarmak için bişiler getirdim. Bi taraftan sararken bi taraftan nedenini sordum."Deniz noluyo . Bunları yapma sebebin ne?"
"Duygu patlaması"
"Hangi duygular ? Ne duygusu?"
"Sevinç üzüntü hüzün heycan şaşkınlım mutsuzluk ve aşk"
"Aşk? Ne aşkı?"
Sustu ve gözlerini yere çevirdi. Sarma işi bitmişti. Gözlerinden yaşlar akıyordu.
"Deni düzgünce açıkla bana herşeyi"
"Ona zarar gelmesini istemiyorum"
"Kime?"
Gene sustu.
"Aşık olduğun kişimi? Kimmiş bu ?"
Gene sustu. Bu çocuk susma hakkını kullanmasını iyi biliyo. Cevap vermek istemiyordu. Ağlamaya başladı. Benimde içimde fırtınalar kopmaya başladı. Ben böyle bir insan değildim. Biri ağlayınca takmazdm ama bu farklı. Denize dolu dolu sarılasım gelmişti bi an. Ama bu çok yanlışanlaşıla bilirdi. Deniz ayağa kalktı cama doğru baktı ağlaması şiddetlendi. Daha fazla duramıyacaktım ve kollarım onun boynunda buluştu. Sımsıkı sarılmıştım. O ise bi an tepki verdi. Arkasına döndü ve ağlayarak bana sarıldı. Bende ona... Çok güzel bi histi bu. Sarılınca beynim rahatlıyordu. Demek tek ihtiyaç sarılmaktı. Sonra sarılmayı bıraktık ve gözleri bana döndü. Bi kaç saniyede bakıştık. O baktıkça içime heycan doluyordu. Bi kaç mesefa koymuştuk aramıza. Ama gözlerimiz hayla ayrılmadı birbirimizden. Sonra Denizin dağıttı ortalıkta bi eşyanın yere düşmesiyle irkildik. Ve herkes eski moduna döndü.
"İyi misin Deniz?"
"Şimdilik evet"
"Peki o zaman gidiyorum ben"
Tam gidecekken bi elin bileiğimi kavradığını gördüm.
"Bana sarılarak uyu"
Nedense çok istekli gibibi halim vardı. Ama olmaz o beni kaçırmıştı şuan ikimizin birbirimize düşman olması gerekiyordu.
"Kendim yatmak istiyorum"
Deniz gözlerime baktı. Elini kalbime koydu. Geçenki hareketi uyguladı.
"Gözlerin bana öyle demiyor ama"
Tepkisiz kalmıştım. Deniz espiriye bağlamak için güldü. Bende güldüm. Sonra da teklifini onayladım. O yattı bende yanına kıvrıldım. Sarılmamı istedi. Yavaşça elimi onun vücuduna koydum. Bi given hissetmiştim . Sanki birbirimizi tamamlıyorduk. Duygularımı kontrol altına alamıyordum. Tepkilerim alt üst olmuştu. O bana sarıldı bende ona ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Kızı
Teen Fiction"O,ne düşüp dizi kanayınca ağlayan,ne pembeyi seven, ne de fare görünce kaçan bir kız değildi... Tüm çığlıkarı içinde bir fırtına şeklinde esen ve karanlığında yalnız kalmak isteyen bir kızdı."