Evet , evet. Kesinlikle büyülenmiş gibiydi. Ne olmuştu ona? Sanki içine bir şey girmişti veya birisi onu yönetiyordu. Bilmiyorum... Bu konularda pek bilgim yok. An birden bağırmaya başladı sanki kemiklerini kırıyorlardı. Yemyeşil gözleri şimdi beyaz olmuştu. Bir şey sanki onu havaya kaldırıyordu. Bende bir film setindeymiş gibi izliyordum. Çünkü yapabileceğim bir şey yoktu. Demin de söylediğim gibi bu öcü işleriyle bi alakam yok. Sonra An aniden yere düştü. Yanına gittim. " Heyy, An?!" dedim. "Git buradan" dedi. " Sende gelmelisin An, bana anlatacak çok şeyni var, gelmezsen herkese anlatrım!" , " Ahah, anlatsan kim inanacak?" dedi. Haklıydı. " Her şeyi videoya aldım dostum." dediğimde rengi attı. Aslında yalan söylemiştim benimle eve gelsin diye bu yalanı uydurmuştum. Hemen ayağa kaltı. Sonra bir küfür savurdu. " Heey, ağır ol koca bebek , haha." dedim. Sinirle o harabe evden çıktı . "An beni bu korkunç evde yalnız bırakma " diye arkasından söylenerek koştum. Ben tam kapıya gelmiştim ki kapı yüzüme kapandı. Korkmuştum. " An , bu hiç komik bir şaka değil!" dedikten sonra kapının hemen yanındaki cama doğru koştum. Ama kapıyı tutan şey An değildi, An dışarıda bana sesleniyordu. " Lanet olsun!" " An! Yardım et" Elime bir sandalye alıp camı kırdım ve bağırdım " AN!" Bana korku dolu gözlerle baktı ve koşa koşa evin kapısına geldi. Kapıyı açmaya çalıştı ama açamadı. " Geri çekil Selly.Kapıyı kırmayı deneyeceğim." dedi. Geri çekildim. Kapıyı kırmıştı. " Hadi Sel hadi, hemen çık buradan!" dedi. Koşa koşa çıktım. An eve tiksintiyle baktı. " İşimi bitiremedim..." dedi. Bunu çok kısık bir sesle söylemişti ama duymuştum. Onun arabasına bindim. Hemen arabaya bindi ve büyük bir hızla oradan uzaklaştık. " Arabam..?" " Arabanın canı cehenneme , Selly!" Çok sinirli görünüyordu. " An , senin orada ne işin vardı?" " Şimdi sırası değil Selly." dedi.
"Bence şimdi tam sırası An. Hadi ama eninde sonunda söyleyeceksin neler çevirdiğini...?" Bİr cevap bekliyordum. "Bak... Aslında sana yalan söylemiyordum, avlanıyorum derken..." dedi. Haa ne avlıyordu o zaman? "Hayvan avlamıyorsun?" " Aslında pek avlanmak denemez... Daha çok ona tapmak gibi." dedi . "Efendim?..." tapmak derken? Ne demek istiyordu , anlamıyordum. "Bak Sel , belki de yollarımızı ayırmalıyız." dedi , bunları söylerken araba kullanıyordu ve ağlamaklıydı. "..."hiçbir şey söyleyemedim. Hayır diyemezdim , belki de haklıydı. Benim için yararlı olmayabilirdi. "Iım o zaman ben yarın başka bir eve taşınırım, sen haklısın yollarımızı ayırmalıyız." İçimdeki ses bana küfür ediyordu , kaç yıllık arkadaşımdı ve en yakınım. Şimdi arkadaşlığımız bitmişti sanırım. "Peki" dedi.
***
(Ertesi Gün)
Yeni evime eşyaları yerleştiriyordum. Bir ses duydum "Umarım fareler değildir..." diye mırıldandım . Aynı ses tekrar kulağıma geldi. Arkamda bir şey varmış gibi hissediyordum. Filmlerden öğrendiğim bir şey vardı ki böyle bir şey olduğunda arkana bakmamak. Ama kafam refleks olarak kendini arkaya çevirdi. O da ne? "AAAAAAAA "