SİDİKLİ ÖRGÜLÜ AYŞE??

136 23 9
                                    


Mehmet'in farkında olmadan bağırarak kurduğu cümle bütün sınıfın dikkatini çekmişti.Hulusi hızlıca defteri alıp kıza tekrar baktı ardından Janberk'e geri uzattı defteri.

Janberk sessizce önüne döndüğünde Hulusi kendini suçladı.Dün sıradan yardım ettiği bir kız için arkadaşları kulp uydurmuş dalga geçmişlerdi ve o kız Janberk'in uzun süredir izlediği kız çıkmıştı.Hulusi için kız bir şeyi ifade etmiyordu ama Janberk için ifade ediyordu.Elini Janberk'in omzuna attı.

"Janberk."

Sınıfın kapısının açılmasıyla Din hocası içeri girmiş ve herkes ayaklanmıştı.

"Selamün aleyküm."

"Aleyküm selam."

Bütün sınıf yerine otururken Hulusi Janberk'in ona bakmasını bekledi,bekledi ama Janberk hiç oralı olmadı.Hulusi yanında oturan Mehmet'in omzuna sert bir yumruk attı.Mehmet "Ne vuruyorsun lan hayvan."diye homurdandığında Hulusi kulağına yaklaşıp "Ne olur olmadık yerde konuşuyorsun mal,Janberk'in o kızdan dün nasıl bahsettiğinin farkındaydın çocuk yanlış anlayacak."

Mehmet irileşen gözleriyle Hulusi'ye baktığında Hulusi sinirle önüne döndü ve elinde döndürüp durduğu kalemi ortadan ikiye ayırdı.Bir kız için arkadaşıyla arasının bozulması en istemediği şey idi.

"İyi de dün konuşulduğunda kızın fiziğini yapılarını beğendiğini söyledi.Hoşlandığına dair bir şey söylememişti."

"Ulan sen ne gerizekalı oldun.Çizdiği resime kendisi nasıl bakıyor ve o kızdan dün bahsederken nasıl gözlerinin içi parladı fark etmedin mi?Tabi ki fark etmedin çünkü sen tam bir moronsun."

"Birader tamam ben hiç o duyguları tatmamış biri olabilirim ama moron deme ayıp oluyor."

"Keretalar ne kaynatıyorsunuz kendi aranızda siz."Din hoca'sının ikisine seslenmesiyle Mehmet önüne dönüp kendince homurdandı."Çay kaynatıyoruz hocam içer misiniz?"

Hulusi ona yandan bir bakış attıktan sonra Din hocasına döndü.

"Geçen hafta verdiğiniz ödev vardı ya hocam onu soruyordu arkadaş yapmamış."

Bütün sınıf Hulusi'ye "Hemen burdan defol."diye söylense de Hulusi'nin amacı Mehmet'ten sinirini çıkartmaktı.Selim onlara tepkisizce bakıp önüne döndükten sonra defterden yaptığı ödevin sayfasını açtı.Janberk'te aynı işlemi yaptıktan sonra Mehmet kaçıcak yer arıyor gibi bakışlarını sınıfta gezdirdi.Yan sıradaki Serhat'ın da ondan pek farkı yoktu.Hulusi'ye öldürücü bakışlar atıp duruyor Akın onu sakinleştirmek için "Sakin ol sevgilim haydi dön önüne hem bak ben de yaptım."diyordu ama Akın'ın yaptığı Mehmet'in yüzünü buruşturmasına neden olmuştu.Serhat'ta bunu fark etmiş,Akın'ın ensesine beş kardeşi yapıştırmıştı.

"Erkek adamsın lan düzgün konuş,yokluktan beni karşı cins mi sandın ne yaptın."diye söylenip önüne döndü.

Din hocası gür sesiyle sınıftaki homurtuları kesti."Mehmet Tabur ve Serhat Yeter bu sefer bahaneniz ne."dedi ve öğretmen masasının kenarına oturup bir bacağını aşağı doğru sallandırdı diğeri ile yere basıyordu.Mehmet ile Serhat sınıfta verilen ödevi yapmayan sayılı kişilerdendi.Hele Serhat bu konu da birinciliği kimseye kaptırmıyordu.Mehmet ile Serhat birbirlerine bakıp başlarını olumsuzca salladıktan sonra ayağa kalktılar.

"Şimdi hocam din dersindeyiz yalan söylemek olmaz,yapmayı unuttum."dedi Mehmet ve hocanın tepkisini bekledi.

Din hocası şaşkınlıkla kaşlarını kaldırıp Mehmet'e baktı bir süre.Bir elini sakalına götürüp kaşıdıktan sonra başını salladı ve öğrenciler hakkında tuttuğu not defterini eline aldı.

"Mehmet bahane bulmadan direk doğruyu söylediğin için seni bu seferlik affediyorum otur evladım."dedi ve defterine bir şeyler karalayıp Serhat'a döndü Hoca.Yüzüne bir gülümseme yerleştirip "Serhat evladım söz sende."dedi sakin bir şekilde.

"Ama hocam çok üstüme geliyorsunuz şu anda, susma hakkımı kullanıyorum."dedi Serhat isyan eder bir şekilde.

Serhat'ın kurduğu cümleden sonra Din hoca'sı aceleyle oturduğu yerden kalkıp Serhat'a yöneldi.

"Tövbe estağfurullah,evladım iyi misin ne dedim ben şimdi."diyerek elini Serhat'ın alnına koydu.

"Hayır ateşin de yok anlamıyorum ki, üstüne gelmiyoruz biz senin adamakıllı soru sorduk kaytarmaya çalışıyorsun seni hergele birinci dönem sözlü notun sıfır otur."dedi ve masasına yöneldi.

Sınıftakiler şaşkınca Din Hoca'sına bakarken Serhat irileşen gözleriyle yerine oturmuştu.Din hocası hiç böyle yapmazdı.İki fırça çeker oturturdu Serhat'ı yerine ama dönemin başından beri adamakıllı ödev yapmayıp derste uyuyan bir öğrenci fazla zorluyordu sabrını, hele bugün yaptığı hareket haddini aşmıştı.

Serhat ve Din'ci arasında geçen konuşmadan sonra ders'te hiç kimsenin sesi çıkmamış herkes anlatılanları not alıp Hoca ile göz göze gelmemeye çalışıyordu.İşin en karlı yanı Serhat'ta not tutmuştu bu ders.Aslında Hoca sadece onun dersi biraz ciddiye alması için böyle söylemişti ve ders esnasında gördükleriyle tatmin olmuş böyle devam ederse Serhat'a dönem sonunda yüksek not vericekti.Zilin çalmasıyla herkese "İyi dersler."dedikten sonra sınıftan ayrılan Hocalarının ardından şaşkınlıkla bakan gözler vardı sadece.

"Galiba bu sefer Din'ci haklıydı arkadaşlar."dedi Nazlı arka sırada oturduğu yerden kalkarken.

Sınıftakilerin çoğu Nazlı'yı onayladığında Serhat'ta başını sallamıştı.

"Adam'ın sabrını zorladım dönemin başından beri yüksek not vericek hali yok bana haklıydı,hatırlatın bana bir daha ki derse girdiğimizde hocadan özür dileyeyim."Serhat önünde parçalamaya başladığı silgi ile uğraşırken sakince konuşmuştu.

Bizim dört kafadar yan sırada oturan Serhat'ın önüne geçmişlerdi.

"Sıkma canını be oğlum Din'ciden bahsediyoruz burda,sıfır vermesi mümkün mü?Ama söylemesem olmaz ben bile ayar oldum o kurduğun cümleye."dedi Mehmet.

"İstersen ben bir resimini çizeyim onun, sen Din'ciye ver özür dilerken jest olsun."

Selim Janberk'in kurduğu cümle ile Serhat'a kaşlarını kaldırıp işaret verince Serhat yarım ağız gülümseyip "Sağol Janberk ama o kadar da yapmam."dedi.

"Amaaan neyse ne haydi az bahçeye çıkıp hava alalım millet beş dakika sonra ders zili çalacak,şimdi ki dersimiz de müzik geç kalmayalım."Mehmet bütün sınıfa ithafen konuştuğunda herkes sırasından homurdanarak kalkıp sınıfın kapısına yönelmişti.

Sınıftan çıkanlar birkaç saniye sonra kahkaha atmaya başladığında en arkada kalan dört kafadar arkadaşlarının bu kahkahalarına anlam verememişti.Ta ki onlar sınıftan çıkarken gördükleri kişiyle jeton düşmüştü.Sidikli örgülü Ayşe elinde bir poşet tutmuş diğer elinde kolunun altına sıkıştırdığı kitaplar iki büklüm Mehmet'e bakıyordu.Üç arkadaş gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıp Mehmet'e döndüğünde Mehmet kıza tek kaşını kaldırıp bakıyordu.Sessizliği bozan ise Ayşe olmuştu.

"Şey...Mehmet kitaplarımı tutar mısın?"

YORUM VE VOTELERİ BEKLİYORUUM!!!


DÖRT KAFADAR #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin