BENİMLE DANS ETSENE SEN

137 9 8
                                    



Okulun son paydos zili çalmış herkes evlere dağılmaya başlamıştı. Dört kafadar eşyalarını dikkatle topladıktan sonra sınıftaki herkese gülümseyip beraber sınıftan ayrıldılar. Janberk resim defterini kolunun altında sabit tutmaya çalışırken merdivenlerden hızla inenler deftere çarpıyor, onun tutmasını zorlaştırıyordu. Yanındaki Selim'i dürtüp iç çekti.

"Kenarda duralım biraz."

"Ne oldu?"

"Ya defterime çarpıyorlar hayvanlar, oğlum dursanıza bi."

Merdivenlerin kenarında durup bir süre kalabalığın azalmasını beklediler. O esnada Janberk'in karşı komşusu kız arkadaşlarıyla sohbet ederek iniyordu merdivenden. Janberk ona dikkatle baktıktan sonra önüne döndü.

Diğer kızlar fark etse hoş olmayabilirdi. Ağızları torba değil ki sıkılsaydı. Kızın ve arkadaşlarının gözden kaybolmasının ardından Mehmet "Tamam haydi gidelim." Dedi ve merdivenden inmeye başladı. Hulusi ara ara arka tarafa doğru bakıyor gözleri Zülal'i arıyordu. Galiba onlardan önce çıkmıştı. Haftasonu da görmesi pek mümkün değildi. Tabi Selim'lere gitme durumu olmazsa. Diğerlerine fark ettirmeden içine çeken hüznü göz ardı etmeye çalıştı.


Mehmet bahçeye çıktıklarında elini ensesine götürdü. Bir gözüyle etrafı tararken "Gençler." Dedi. Diğerleri ona döndüğünde gözlerini kaçırdı.

"Ayşe'yi sınıflarının önünde karşılaştıktan sonra göremedim hiç ben bugün, siz merdivende gördünüz mü?"

Hulusi kaşlarını havaya kaldırıp duraksadı. Kız geçse de fark etmemişti, aklı başkasındaydı. Janberk düşünürken başını sağa sola salladı. Hulusi "Ben görmedim." Diyerek bahçeye baktı.

"Gelmemiştir belki bugün." Dedi Janberk.


Mehmet sıkıntıyla nefes verdi. Bugün geldiğinden emindi acaba bir sorun mu olmuştu da erkenden gitmişti. Ama yok muhakkak yanına gelirdi Ayşe. Selim "Kanka sen bu kızdan hoşlanıyor musun? Bakma öyle saygı duyuyorum sana, ama birden bir kızla ilgilenmen." dedi ve duraksadı.

Mehmet cevap vermedi. Hoşlanıyor muydu? Beynini kemiren düşünce bir çentik daha attı köşeye. Bu çentik inkar çentiğiydi. Hoşlansa onu aklından çıkaramazdı güzelliklerini fark ederdi... Gerçek yüzüne vurduğunda başını önüne çevirdi. Aklından çıkmıyor ve güzelliklerini fark etmişti. Üzülmesine dahi kıyamıyordu. Bal gibi de hoşlanıyordu kızdan. Arkadaşlarına bir şey demeden bahçenin çıkışına yöneldi. Elini havaya kaldırıp onlara bakmadan salladı. Hulusi hevesle "Haftasonu görüşür müyüz?" diye bağırdığında omzunun üstünden kısa bir bakış atıp bağırdı. "Pazar günü düğün varya bizim mahallede orada görüşürüz."

Evleri birbirlerine yakın olmasa da eski komşular ayrı yerlere dağılmıştı. Hoş mahalleli hep eskilerdendi. Çoğunun dedesi arkadaştı. Mehmet'in gitmesinin ardından geride kalan üçlü boş boş birbirine baktı. Selim "Bende gidiyorum gençler, Pazar günü görüşürüz." Dedi ve kısaca vedalaştı. Hulusi "Kesin geliyor musunuz?" diye sorduğunda Selim "Tabi lan, annem gelmezse olmaz. Göbek atacak illa." Dedi ve güldü.

Hulusi Zülal'i merak ediyordu. Önemli olan onun gelip gelmemesiydi. "Zülal tek kalacak evde." Dedi birden.

"Kanka konu düğün bizim kız iyileşir iki güne bileğinde bir şey kalmaz bak nasıl kıvırtır, hoş oynatmam da annem karışıyor... Neyse lafa tutma eve gidip kitabı bitireceğim."

Selim hızlı adımlarla uzaklaşırken, Janberk ile beraber çıkışa yürümeye başladı Hulusi. Derin bir nefes aldı. Görecekti onu. Janberk "Bizimkiler de gelir, sende geliyorsun değil mi?" diye sordu. Hulusi başıyla onayladı. "Çok düğün oluyor sanki, gelirim." Janberk gülümseyip önüne döndü. Hulusi Janberk'in elindeki deftere baktı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 01, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DÖRT KAFADAR #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin