PİCASSO'NUN GİZEMLİ KIZI

186 25 11
                                    


"Oğluşum bak bakayım hele bana."

Mehmet okula yetişmek için ayakkabılarını giyerken annesi kravatını düzeltmeye çalışıyordu.

"Anacığım bak okula geç kalacağım,bırak beni ben düzeltirim."

Bir eliyle kapının pervazından destek alıp ayakkabılarını giyen Mehmet annesinin ellerinden kurtulmaya çalışıyordu.Babasının mutfaktan "Hanım gel çayımı doldur."gür sesini duymasıyla annesine gülümseyip elini pervazdan çektikten sonra anasının yanaklarından makas aldı.

"Git de kocana çay doldur kadın haydi kaçtım ben."dedi ve annesinin bir şey demek için açtığı ağzını görmezden gelip sokağa attı kendini.

"Yok abi her gün aynı mevzu."Bir yandan kendi kendine söylenirken berberci Hacı Mahmut amca'yı gördü.Hacı Mahmut amca küçüklüğünden beri mahallenin en eski berbercisi ve komşusuydu.Alnındaki terini silip berberin kapısında oturan Hacı Mahmut amca'ya yöneldi Mehmet.Hacı Mahmut amca onu görür görmez sakallarının arasından gülümserken eliyle selam verdi.

"Ooo hoşgeldin evlat."

"Selamün aleyküm Mahmut amca nasılsın."

Mehmet her zaman mahalledeki esnafa saygılı bir çocuktu.Hoş herkese saygılıydı ama mahalledeki esnafın yeri onda her zaman ayrıydı.

"Vay aleyküm selam iyiyim evladım,iyiyim de sabah dükkana geldim baktım cam,çerçeve inmiş hırsız dadandı bu sefer benim dükkana.Az önce ustalar gitti yeni cam taktırdım işte."

Mehmet'in kaşları çatılı bir hal alırken başını yeni yapılan camlara çevirdi.Bir bulsa şu mahalleye dadanan hırsızı gebertecekti.Kaç insanın parası harcanıyordu.

"Bir bulsam o şerefsizi..."

"Aman evladım bozma ağzını ne yapalım vardır bir karın ağrısı muhakkak."

"Gitsin iş bulsun o zaman Mahmut amca her gün her gün birinizin dükkanına zarar geliyor."dedi Mehmet sert bir dille,ardından kolundaki saate çevirdi bakışlarını,şimdi sohbeti kesmezse yok yazılacaktı.Oturduğu tabure'den kalktı.Mahmut amca'nın elini öptükten sonra "Neyse Mahmut amca okula geç kalmadan gideyim."dedi.

Mahmut amca tekrar Mehmet'e gülümseyerek baktı.

"Git evladım git,oku da kendi geleceğini kurtar."

******

Aynı saatlerde elindeki kitaba pür dikkat kesilip yolda millete çarpa çarpa okula doğru giden Selim vardı.Gözlüğünü düzelttikten sonra merakla okuduğu kitabı kapattı.Aklında düşündüğü şey ise Kays'ın Leyla'ya olan aşkıydı.Dün arkadaşları katil kim diye sormuşlardı ona ama bu kitap umduğu gibi çıkmamıştı bir aşkı anlatıyordu.Asıl adı Kays olan çocuğun Leyla'ya olan aşkından Mecnun'a döndüğünü anlatıyordu.İkisinin sonunu deli gibi kendi kendine kursa da yolda daha fazla insana çarpmamak için okulda okumaya bıraktı.Köşeyi döndüğünde her zaman ki pastanecisine uğradı.Bir simit ve bir meyve suyu almak için.İçeriye girer girmez görüş alanına girdi biri,oradaydı,her gün kalbinin farklı ritim atmasını sağlayan kız.Gülerek bir müşteriye "İyi günler."dedi.Selim onun gülümsemesinde kaybolurken omzunun sarsılmasıyla kendine geldi.Başını sola doğru çevirdiğinde ise Mehmet "Seni yaramaz."dedi.Mehmet'in omzundaki elinden kurtulup kıza doğru ilerledi.Kızın karşısına geldiğinde ise kız kasa'da paraları düzenliyordu.Hafifçe öksürdükten sonra kızın bakışları Selim'i buldu.Selim mahcup bir şekilde güldükten sonra "Bir simit ve bir meyve suyu alacaktım."dedi.Kız da gülümseyerek "Hemen geliyor."dedikten sonra yan tarafta bulunan simitlerden bir tane aldı paketledi ve yanına bir meyve suyu koydu.Gülümseyerek Selim'e poşeti uzattığında Selim'den önce biri poşeti aldı.

"Bu bende kardeşim sen yenisini söyle."Mehmet kaş göz işareti yaparak Selim ile konuşunca Selim kaşlarını çattı.Kız ikisinin arasında bakışlarını gezdirirken Selim kıza döndü.

"Zahmet olmazsa bir tane daha simit ve meyve suyu alabilir miyim?"dedi.

Kız hafifçe başını yana doğru eğip "Ne zahmeti lütfen, bu benim görevim tabi ki hemen geliyor."dedi ve az önceki işlevi tekrarladı.Poşeti Selim'e uzattığında Selim Mehmet ile kendi aldıklarının parasını kıza uzattı.Kız "İyi günler."dedi ve kasa'daki işine döndü.Selim yine kızın gülümsemesinde kendini kaybetttiğinde Mehmet "Yok yazılacağız lan haydi."diye onu ileri doğru itekledi ve pastane'den çıkıp okula doğru yürüdüler.

*****

"Hulk."

Hulusi oturduğu bank'ta kendine seslenen Janberk'e döndü.Janberk otuziki diş sırıtarak ona doğru hızlı hızlı adımlarla geliyordu.Hulusi ne olduğunu merak etmişti.Janberk yanına gelip oturduğunda soru soran gözlerle Janberk'i inceliyordu Hulusi.Elinde sımsıkı tuttuğu defterin dikkatle ilk sayfasını açtı Janberk.Resime kendisi hayran bir şekilde baktıktran sonra Hulusi'ye gösterdi.

"Dün akşam ders masasından hiç kalkmadı."

Hulusi gördüğü kız resimiyle hafifçe gözlerini kıstı.Nereden tanıyordu bu kızı.

"Milleti mi dikizliyorsun picasso."

"Karşı komşum Hulk ne dikizlemesi,perdesi falan açıktı hep...Camın önünde de ders masası saatlerce çalıştı bende onu o haldeyken çizdim."

Resimdeki kız masanın üstüne bir kolunun dirseğini defterin üzerine koymuş,diğer elini çenesine yaslamış saçlarından birkaç tutam önüne düşmüş,sıkıntılı bir yüz ifadesi ile bir şeyler yazıyordu.Janberk defteri hızlıca kapattığında Hulusi silkelenip kendine geldi.Kimdi bu kız...

Bahçe'nin kapısında beliren Selim ile Mehmet onlara doğru el sallıyorlardı ikisi de oturduğu yerden kalkıp onlara yönelmişlerdi.Kısa bir selamlaşma faslından sonra sınıflarına girdiler.Hocanın daha gelmemesi fırsatken Janberk çizdiği resmi yanında oturan Selim'e gösterdi.

Selim hafif bir ıslık çalıp beğendiğini belli ettikten sonra Janberk tatmin olmuş bir şekilde Mehmet'e göstermek için arkasına döndü.Mehmet'e de resmi gösterdikten sonra onun tepkisini beklemeye başladı.Mehmet homurdanıp sürekli başını bir o yana bir bu yana eğerek resmi inceledikten sonra ağzını açtı.Janberk kaşlarını merakla havaya kaldırıp Mehmet'in diyeceklerini bekledi.

"Ulan bu kız dün Hulusi'nin kurtardığı kız."

EVET YORUM VE VOTELER EKSİK OLMASIN *-*


DÖRT KAFADAR #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin