Yalanlar Cumhuriyeti

3.1K 183 13
                                    

İyi geceler,

Yeni bölümler hız kesmeden gelmeye devam ediyordu. Sizi iki güzel baş rolümüz ve tutku dolu bölümümüz ile baş başa bırakıyoruz. Keyifli okumalar. Bol yorum lütfen :D

Seher kendinden geçmiş bir ifadeyle adamın iri bedenini izlemeye başladı. Önce geniş omuzlarına ardından da nefesinin üzerine değip kaçtığından emin olduğu kaslı göğse dikti gözlerini. İşte bu kadar... Sadece bir nefes uzaktaydı ondan. Bu düşünce ile kalbi saniyenin onda biri gibi bir sürede 10 misli büyümüş, bulunduğu yere sığamaz olmuştu adeta. Sakinleşmek için derin bir nefes aldı.

Dudaklarım ona... Çok... Çok yakın! Allah'ım onu deli gibi öpmek istiyorum.

Anında göğüslerinde başlayan ve bir anda tüm bedenine yayılan bir sızı ele geçirdi genç kızı. Etrafı acıyla tatlının mükemmel bir uyumla bir araya geldiği alevlerle sarılmıştı sanki.

Bu işin sonu iyi bitmeyecek, Seher! Kendine gel! Hemen! Duyuyor musun, hemen kendine gel!

Beyninin minicik bir parçası onu kendine getirebilmek için feryat figan bağırıyordu. Şükürler olsun ki küçük ama etkili bir çırpınış olmuştu bu. Hemen yeşil havlusunu omzunun altına sıkıştırıp ellerini ateş toplarına dönmüş yanaklarına bastırdı. Arkasından da bir adım geriledi. Aslında olay yerinden koşarak uzaklaşması çok daha yerinde bir karar olurdu. Olurdu da bakışlarını bir türlü çekip koparamıyordu ki bu adamdan. Yine de utançla da olsa bir adım daha gerilemeyi ihmal etmemişti. Neyse en azından, böyle utana sıkıla attığı bu adımlar odasına gitmesini sağlayacakmış gibi görünüyordu.

Deniz'in yüzündeki alaycı gülüş öylesine rahatsız ediciydi ki çıldırmamak elde değildi. Bir de utanmazca süzüyordu onu. Sanki Seher bir açık büfeydi, o da günlerdir aç bekleyen biri. Baştan ayağa üzerinde geziyordu adamın yaramaz bakışları. Konuşmaya başladığındaysa aynı yaramazlık tonunu sesinde de yakalamıştı Seher.

"Günaydın teşhirci."

Bak işte! Bu adam kör falan mıydı, o olayın utancı yüzünden yüzünü saklamaya çalıştığını, bu durumdan ne denli rahatsız olduğunu göremiyor muydu? Hışımla cevap verdi ona.

"Diyene bak."

Ellerini yüzünden çekmiş, sağ işaret parmağını adamın yüzüne doğrultup hiddetle fısıldamıştı. Bu sinir bozucu adam o lanet olasıca olayla kendisine işkence etmeyi ne zaman bırakacaktı acaba çok merak ediyordu?

Deniz omzunu kapıya yasladıktan sonra kızı şöyle bir süzmüş ardından da ona:

"Acaba? Anadan doğma vücuduyla arzı endam eden sen olduğun için birincilik daima senin olacak güzelim." demişti. Bir saniyelik bir duraksamadan sonra da eklemişti:

"Ama zirvede tek olmaktan sıkıldıysan aramızdaki bir havlu farkını hemen ortadan kaldırabilirim." Sağ elini belindeki mavi havlunun üzerine yerleştirdi.

Genç kız korkuyla küçük bir çığlık kaçırmıştı ağzından.

"Sakın!"

Bunun üzerine Deniz de her iki elini havaya kaldırıp:

"Teslim oluyorum." demişti. Lakin tam o anda adamın belini sıkıca sarmış olan havlu birkaç saniye evvel yerinden oynatılmanın rahatsızlığıyla gevşemiş ve yer çekiminin de etkisiyle genç adamın ayaklarına doğru harekete geçmişti. Artık Seher'in çığlık atması kaçınılmazdı.

"Haaaaaaaaaaaaaaaaayııııııııııııııııııır!"

Asuman, koridordan gelen çığlık üzerine tek gözünü araladı. Sese uyanmış olsa da tam olarak kendine geldiği söylenemezdi zira kafası karışık bir şekilde pencereden dolan ışık huzmelerinin aydınlattığı odasını inceliyordu. Ne oluyor ya, sorusu zihninde yankılanırken öbür gözünü de araladı. Uyandığında kafasını karıştıran ilk soru nerede olduğu(hatırladığı kadarıyla en son Fatih'le balkondaydı çünkü),ikinci soru ise az önce duyduğu çığlığın kime ait olduğuydu. Şu anki durumda ilk soru bekleyebilirdi. Bir anda çığlık atan kişinin Seher olduğu kafasına dank etti. Hızla fırladı yataktan ve odasından dışarı attı kendini.

DAVETSİZ KONUK #Wattys2021(TEKİRDAĞ SERİSİ) DÜZENLENİYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin