13. Bölüm: Acı

70 9 8
                                    

Yazarın ağzından:

Kylie sahneden indiğinde, elini tuttu ve kendine çekip kameraların önünde dudaklarından öptü Will. Kameramanlar hiç bir ayrıntıyı kaçırmamak için her daim çekiyordu iki genci. Akşam haberlerde görürlerdi artık kendilerini ve yeni ilişkilerini.

3 gündür Matt'in lokantasında çalışan Alex, halinden çokta şikayetçi değildi. İşsiz kalmaktan iyidir düşüncesiyle hareket ediyordu. Matt ile arası da gayet iyiydi fakat ona "dostumsun" dedikçe, genç adamın düşen suratını görmemezlikten gelmek için kırk dereden su getiriyordu resmen. Alex'e göre dosttu o artık, başka birşey düşünemezdi.

Bir pazar günüydü ve lokanta kapalıydı, çalışanların tatiliydi. Alex, kahvaltı amaçlı birkaç bişey atıştırdıktan sonra, temizlik yaptı ve biraz kitap okumak için, koltuğa kuruldu fakat aklını toparlayamadı bir türlü. Aklı Will'deydi. Günlerdir sesi soluğu çıkmıyordu. Genç kız, eski sevgilisi merak etmeye başladığı için kendine küfretti ve kitabı elinden bıraktı. Televizyonu açtı, bir kaç kanal dolaşırken telefonu çaldığını duydu ve koltuktan ağrı masaya uzandı. Arayan Madeline'ydi. Konuşmasına izin vermeyerek hemen atıldı telefonda.

"Alo, Line, nerdesin kızım sen çok özledim seni, hadi yanıma gel."

"Alex, whatsappa girsene, sana bişey atacağım."

"Ah, tamam."

Telefonu kapattığın da Line'ın sesinde ki moral bozukluğunu farketmişti. Whatsappa girdiğinde attığı mesajı gördüğünde, meraklanmaya başlamıştı bile. Bir video vardı ve üzerinde de Line'ın attığı bir mesaj.

Alex, bunu izlemelisin. Ağlarsan kırarım kafanı.

(VİDEO)

Videoyu indirip izlediğinde gördüğü şey, gözünden yaşlar akmasına sebep olmuştu. Magazin haberlerinden bir kesit olan video da Will ve sevgilisinden bahsediyorlardı ve birbirlerini öperlerken çekmişlerdi. Genç kız eline aldığı yastığı duvara fırlattı. Sonra aldı tekrar fırlattı, tekrar ve tekrar yaptı bu hareketi. Sinirini alamamıştı. Yatak odasına gidip üzerine eşofman takımı geçirdiğinde hala ağlıyordu. Kulaklığını alıp, dışarıya çıktı ve olağanca gücüyle koşmaya başladı. Rüzgarın suratına vurmasıyla kendini daha iyi hissetti ve daha hızlı koşmaya başladı.

Nereye koştuğunun bir önemi yoktu.Önüne kimin çıktığının da.O sadece, sadece aklından çıkması için koşuyordu. Gözlerinden sicim sicim yaşlar boşalırken, koşmaktan başka çaresi yoktu onun.

Ve birden bir sertlik hissetti vücudunda. Bir çarpma gibi, savruldu yolun ortasında. Bir araç çarpmıştı Alex'e ve onu metrelerce uzağa fırlatmıştı etkiyle.

BİR SAAT SONRA

Ameliyathanenin önünde perişan halde bekleyen Madeline, gözyaşları kuruduğu halde hala kuru kuru ağlıyordu. En yakın arkadaşı şu an içeride canıyla savaş halindeydi belki de. Genç kızı teselli etmek için, bir çift kol sarılıydı ona. Başını okşuyor, kolunu sıvazlıyarak destek veriyordu.

"Made, hayatım lütfen harap etme kendini, o güçlü bir kız, iyi olacak." Genç adam, ağlayan kızı gördükçe canının daha fazla yanmasına aldırmadan, yanından bir saniye bile ayrılmıyordu.

"Aama bbeen onnsz yapamam kiği." Hıçkırmaktan doğru dürüst konuşamamıştı bile. Sevgilisinin gözlerinin içine baktı. "Alan, lütfen bana biraz su bulur musun?"

Alan, güç bir davayı Madeline sayesinde atlatınca, ona karşı olan duygularını açıklayıp, sevgililik dönemine girmişlerdi. Kaza haberini aldıklarında beraberlerdi ve Alan, anında Will'e haber vermişti. Tabi ki Madeline da Matt'e.

PİLLİ BEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin