PİLLİ BEBEK

5.Bölüm: Yardım

(Multimedia da başrol kızımız Alex var)

"Sevgili günlük,
Yine ben. Sahibin. Sanırım güzel bi giriş yapamadım. Neyse bugün yine o salak günlerden biri işte. Tamam tamam seni geceleri yazmak gerekiyo ama ben sabahları havamda oluyorum belki. Dün de Wiil'e aşıktım, sanırım bugünde..Çok sıkıcısın by"

Herşeyde yeteneksiz olmak zorunda mıydım acaba? Günlük bile yazamayan, uysal bi kız gibi görünebilirim ama kuralları çiğneyen bir yapım var baksanıza günlük geceleri uyumadan hemen önce yazılan bir şey olmasına rağmen ben sabah uyandıktan hemen sonra yazıyorum. Ah bu benim kural tanımaz davranışlarım..Kimi kandırıyorum ben, hayatı çok sıkıcı beceriksiz bir kızdan başka bişey değildim. Arada bi macera bekliyorum ya olmaz ki böyle, biri gelsin kütüphaneyi bassın beni rehin alsın felan sonra Will gelsin kurtarsın beni, eh yani bana buna bile Will'i karıştırıyorum ya pes bana pes.

Sabahın köründe kapının çalan zili düşüncelerimden ayrılmama sebep olmuştu. Bu saatte kimin geldiğini merak ediyordum şu an sanırım açmadan öğrenmem imkansızdı. Bugün yine çok akıllıyım. Kapının önüne geldim ve deliğinden dışarı baktım.

"Güzellik kapı deliğinden bakmayı bırak açsan ya kapıyı." Önce kapının kilidini açıp, sonra kapıyı araladım. Sinirli gibi bakmaya çalışıyordum.

"Lanet olsun Matt, saat sabahın kaçı? Neden geldin?"

"Kahvaltını yaptın mı?" Sorarken gülümsemişti, ne kadar yakışıklı olduğunu düşündüm bir an. Hafif dalgalı saçları, yüz tipiyle tam bir uyum halindeydi. Ona dikkatlice bakıyordum artık.

"Yaptım az önce, şimdi çıkarım evden."

"Gel beraber gidelim." Giydiği kapalı gri t-shirt ona fazlasıyla yakışmıştı. Kol kasları çok belirgindi, bulunduğu ortamda kızların dikkatini hemen çekebilecek biriydi.

"Hayır desem gidecek misin?"

"Gitmem tabiki de"

"O zaman gel çıkalım" dedim gözlerimi devirerek.

"Çıkalım mı?" Gözlerini açmış karşımda pişkin pişkin sırıtıyordu.

"Evden çıkalım Matt." Güldüm ve koluna vurdum bi tane.

Apartmandan çıktık ve kütüphaneye doğru yürümeye başladık. Matt durmadan konuşuyordu, çok dikkatli dinlediğimden değil ya söylediklerine kısa da olsa cevap veriyordum. Matt 3 yıldır bana aşık olduğunu söyleyip duruyordu ve kelimenin tam anlamıyla hergün yanımdaydı, hergün onu görüyordum. Bu 3 yıl içinde onu birçok kızla görmüştüm ama hepsiyle beni unutmak için sevgili olduğunu söylemişti. Benim nereme aşık olduğunu hala düşünmüyor değilim tabi.

"Matt, lokanta caddenin ters tarafında kaldı biliyosun demi?" Babasının parasıyla açtığı bir lokantası vardı Matt'in. Gayet iyi işliyordu, hergün kalabalıktı ve turistlerinde çok uğradığı bir yerdi.

"Biliyorum, bugün seninle yürümek istedim geldik işte hadi sana iyi günler." Bişey demedim, gülümseyip kafamı salladım ve kütüphaneye girdim.

Matt'in bakış açısı

Lokantaya doğru yürüdüm.

Alex'i düşünmeden edemiyordum. Kalbimde ona karşı o kadar büyük bir sevgi vardı ki, bir gün görmesem o kadar özlüyordum ki onu. Gece uyurken bile ona özlemimi hissediyordum. 3 yıl önce onu ilk gördüğüm de anlamıştım, Alex benim hayatıma girecek son kişi olmalıydı, onu istiyordum. Ama hayatıma girmedi bile, ne kadar çabalasamda beni sevmiyordu. Ona da hak veriyordum tabi ki, benim onu sevdiğim gibi, o da şarkıcı bozuntusu Will'e aşıktı. Kimsenin bilmediğini sanıyordu Alex, kimseye söylememişti çünkü. Konusu açılsa gözleri dolarak kapatmaya çalışıyordu her defasında. Yıllar önce anneme, kimsesi olmadığını söylediğinde bazı arkadaşlarım sayesinde Alex'in anne ve babasının kim olduğuna kadar öğrenmiştim ve tabi ünlü şarkıcı Will Curian'ın eski sevgilisi olduğunu da.