8.Bölüm: Ziyaret

182 17 7
                                    

Hayatın bende ki amacı neydi?

Hayata zaten 0-2 mağlup başlamıştım ve hala yenilgiye devam ediyordum. Annem ve babam yaşasaydı nasıl olurdu diye düşünmeden edemiyordum kimi zaman. Her ağladığımda annemin sevgi dolu tesellileri, babamın alışveriş vaatleri olurdu sanırım yani bilmiyorum ki daha önce hiç aile ortamında bulunmadım. Ama emin olduğum birşey vardı ki şu anda annem yanımda olsaydı ilaçlarımı almak için mutfağa kadar gitmezdim. Benimle ilgilenirdi en azından. Hasta olduğumda veya sakarlıklarımmdan dolayı bir kaza geçirdiğimde önce Will, sonra öğretmenlerimiz ve yetimhane personelleri benimle ilgilenirdi ama bu ilaç verip, hal hatır sorup gitmekten ibaretti. Sadece Will, kötü bir durum olduğunda saatlerce yanımda kalırdı.

(Ocak, 2007)

Kışın keskin soğuğu yüzünden fena şekilde grip olmuştum. Yataktan kalkacak halim olmuyordu, ateşim vardı, boğazlarım şişmişti ve öksürüyordum. Öğretmenlerim benim halimi görünce acımış olacaklarki revire götürmişlerdi ve ilaç tedavisine başlamıştı hemşireler. Biraz daha iyi oluyordum ama hala bitkindim. Bir haftalığına izin vermişlerdi yani dersler için. Zaten yetimhane içindeki okul sistemi kelimenin tam anlamıyla boktan bişeydi, hasta olduğum için çok mutluydum yani. Odama çıktığımda direk yatağımın içine girip ölümüne terlemek istiyordum ama odamda beklenmedik bir misafir vardı, aslında çok beklenmedik değil ama işte ben beklemiyordum.

"Bayan Wright, ne kadar şık görünüyorsunuz öyle." Will üzerine takım elbise geçirip papyon takmıştı ve çok aşırı yakışıklı gelmişti gözüme. Hastaydım, hadi doktor önlüğü felan geçirseydi üzerine anlardım da bu haline pek akıl erdiremedim. Oyununu bozmak istemedim, zaten bozcak kadar enerjik hissetmiyordum kendimi.

"Bay Curian, lütfen yatağıma yatmama izin verin."

"Tabiki de hanımefendi, sizin için hazırladım ve özel yöntemlerim sayesinde içinde içi şu an sıcacık." Gözlerimi kısarak ona baktım, hafif gülümsedim.

"İçine girip, durmadan dönüp durdun demi?"

"Iıı, konumuz bu değil hanımefendi, buyrun yatağınıza. Bir hafta boyunca ilaçlarınıza saati saatine uymanız için yanınızda duracağım." Ona dik dik baktım, birşey açıklamasını bekler gibi. İlaçlar değil, sensin önemli olan. Hastayken seni nasıl bırakabilirim pilli bebeğim. "Aslında, ilaçlardan değil de, bu haldeyken seni bırakamam pilli bebeğim." Hızlanabildiğim kadar hızlı adımlar attım, ona öyle sıkı sarıldım ki tüm aşkımın gücünü kollarımda hissetmiştim bir an.

Şu an grip değilde, kaza sonucu kırılan kolumda feci ağrılar çektiğim için ağrı kesici kullanıyordum ve şu an ilaçlar bana o kadar uzaktı ki. Kazayı yapan kişi hakkında ifademi vermiştim zaten o dikkatsiz adam da trafik kurallarının bir kaçının ihlali sonucu direk suçlu olarak görünüyordu. Abisi gelip bana yüklü miktarda para ve şöhret teklif ettiğinde, en azından elimde kalan tek duygu olan gururumu kullanıp nazikçe teklifi geri çevirmiş ve Manhattan'ı bir trafik canavarından kurtarmış oldum. Kazadan sonra kol kırığından belli bir operasyon geçirmiştim evet fakat bir kaç günümünü de hastanede geçirmiştim. Doktorlar kafama darbe aldığım için bi kanama olup olmamasından şüphelenmişlerdi ve o kaldığım süre zarfında Matt hep yanımdaydı, başucumda durmuştu. Tabi arkadaşlarım ellerinde çiçeklerle ziyaretime geldiğinde en fazla 10 dakika konuşmama izin vermişti, sanki sahibim gibi, sahiplenir gibi, sevgilim gibi, eşim gibi...

Eve geldiğimde bile yanımdan ayrılmamıştı işte dün onu zorla evine yollamıştım çünkü uykusuzluktan gözüme enteresan görünmeye başlamıştı iyice.

Zar zor yatağımdan kalktım, mutfağa, ilaçlarımı almaya gittim. Kolum sızlamaya başlamıştı iyice gayet mutsuzdum bu durumdan. İlacımı içtim ve televizyonun karşısına geçtim. Lütfen işe yara hemen lütfen. Kanalları dolaşsamda dikkatimi çeken bir program bulamadım. Will çıksa da izlesem. Artık iç sesime bence dur demeliydim. Moralimi bozmaktan başka işe yaramıyordu. Telefonum çaldığında sağlam tarafımla alarak, ekrandaki isme baktım ve isim beni gayet mutlu etmişti.

PİLLİ BEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin