3.Bölüm: Aşkın Verdiği Acı

373 50 21
                                    

(Multimedia da Matt var)

"Geçmişim.." dedi, duraksadı bir süre. "Geçmişimden hatırlamak istediğim tek bir anım dair yok. Hep zor günler geçirmiştim, yetimhanede geçti 17 yılım. Orada da yalnızdım. Sadece hayal kurardım tüm gün." durdu ve gülümsedi. Ellen "Ne hayali?" diye sorduğunda verdiği cevap karşısında şaşırmamıştım. "Müziği..-" Bir hışımla televizyonu kapattım, kumandayı duvara fırlattım. Kırılmıştı ama umrumda değildi. Will beni hatırlamamıştı yada söylemek istememişti. Ben artık yoktum onun için. Ama o hala vardı bende, yok zannettiğim anlarda bile vardı kalbimin bi kenarında hep onun aşkı vardı.

Odama yöneldim, büyükçe olan gardırobumun kapağını açtım ve eşofman aramaya başladım. Gözyaşlarım yüzüme doğru akarken zar zor da olsa bulmuştum eşofmanlarımı. Hemen üstümü değiştirip sahile çıktım.

Denize yakın taş yolda yürümeye başladım. Dalgaların sesinin, üzüntümü biraz olsun hafifletmesini temenni ettim. Biraz daha hızlı yürüdüm. Kalbim hala acıyordu ve daha da hızlandım. Will'i düşünmeden edemiyordum. Koşmaya başladım. Bacaklarım ağrıyana ağrıyana kadar koştum. En sonunda yorulmuştum ve bir banka oturup saate baktım. Yaklaşık bir saattir dışardaydım, kan ter içinde kalmıştım. Will geldi aklıma, o eski mutlu günler işte..

(2006)

"Ne oldu pilli bebek?"

O gün müdürden ceza almıştım, ağlıyordum. "Hey pilli, n'oldu be?" Israrla sormaya ve koluma vurmaya devam ediyordu. "Bu gece hücredeyim." Yüzümü ellerimin arasına aldım, hıçkırarak ağlamaya başladım. "Neden?" Üzgün görünüyordu, omzuma dokundu, saçlarımla oynamaya başladı.

"Will, kötü bişey yapmadım ben sadece, şey, yetimhaneden bir saatliğine kaçtım." Yüz ifadesi değişti, şaşkın bir hal aldı. "Niye kaçtın pilli bebeğim?" Onun için kaçmıştım, bugün doğum günüydü ve ona birşey almak istedim, çok param olmasa da birşey işte.. Cebimden kutuyu çıkarttım, ona uzattım.

"Mutlu yıllar William Jake Curian."

Banktan kalktım eve eve doğru yürüdüm. Saate baktım 18.58. İşyerinde bu gece nöbetim vardı. Gitme vaktime daha çok vardı ve ne yapacağımı bilmiyorum.

Dalgın bir şekilde yürürken, yanıma birisinin geldiğini farkettim ve toparlandım ama gelen kişi o kadar gereksizdi ki..

Matt Hreial

Sapık mı desem takıntılı mı desem tam karar veremesem de 3 yıldır peşimden ayrılmayan, her fırsatta aşkını ilan edip duran, haftanın dört günü kapıma çiçekler bırakan ev sahibinin gerizekalı oğlu.

"Hey güzellik, ne bu surat ya, bişey mi oldu?" Pişkin pişkin sırıtıyordu birde, mide bulandırıcı. "Oldu Matt, oldu. Sabah evime hırsız girdi herşeyimi çaldı beş parasız kaldım sokaklara düştüm sonra yankesici sapıklar bana saldırdı, hamile kaldım onu aldırmaya gidiyorum." Dalga geçtiğimi anlamamışcasına suratıma bakıyordu. Ne kadar hızlı yürüsemde hep benimle aynı hızda, yanımda yürümeye devam ediyordu. "Aldırma, beraber bakarız." dedi en sonunda. Gülmeye başladım, keşke Will de Matt gibi aşık olsaydı bana diye düşündüm bir an. O zaman her şey çok farklı olabilirdi tabi. Herşey daha güzel, ben daha mutlu olurdum. "Matt, lütfen git." Her ne kadar git desem de gitmeyeceğini biliyordum. Durdu, kolumdan tuttu beni kendisine çevirdi. "Alex, seni ne kadar çok istediğimi görmüyor musun? Lütfen yapma, mutlu olabiliriz. Seni mutlu edebilirim, seni seviyorum Alex." Kolumu çektim, bir adım geriledim. Kafamı iki yana salladım, "Matt, özür dilerim" deyip daha hızlı yürüyerek apartmana girdim.

Daireme girdiğim de kapının ardında bir süre hareketsiz kaldım. Olanları düşündüm, geçmişimi ve geleceğimi düşündüm. Donuk adımlarla oturma odasına geçtim ve koltuğa uzandım.

Düşündüm.

Ben daha beş aylıkken ailemi trafik kazasında kaybetmiştim ve hiç bir akrabam bana destek olmamış, yetimheneye vermişler beni. Orada büyüdüm, orada öğrendim. 10 yaşımdayken Will ile tanıştım. Sonra hep yanımda Will vardı. Ceza alıp karanlık hücrelerde beklediğim gecelerin sabahı koşa koşa gider Will'e sarılır ağlardım mesela. 17 yaşıma geldiğim de, doğum günüm sabahı, Will bana hediyesi verip gitmişti hayallerine doğru ve daha görmemiştim onu. 18 yaşıma geldiğimde yetimhaneden çıkarıldım. Müdürenin yardımıyla Manhattana geldim ve şansım yaver gitmiş olacak ki o gün New York Halk Kütüphanesinde işe girdim. Ev tuttum, hayatimi düzene soktum. Şimdi 23 yaşımdayım, ve hala Will'e aşığım. Kalbim hala onda, o gelse atlarım kollarına o derece aşığım. Will benim ilk ve son aşkım, bense onun pilli bebek diye seslendiği, aşık numarası yapıp dalga geçtiği kızdım sadece.

Will'i unutmalıydım, eğer mutlu olmak istiyorsam Will'i hayatımdan, kalbimden, beynimden, çıkarmalıydım.

PİLLİ BEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin