11: Konser Hazırlıkları!

33 2 0
                                    

''Yalnız Umutcan... Bize orda yardım edecek yeterli kişi yok. Toplasan şurda sen,ben,Ezo,Tuana,Hamza,Ahi,Hasan abi ve Kağan var. Sekiz kişilikte koskocaman açık hava bide... Ne yapabiliriz ki?'' Dediği zaman Denizkan hepimiz düşünmeye başladık.

O sıra aklıma süper bir plan gelene kadar!

''Buldum! Tuana ve ben gelenlerle uğraşırız. Ya biz zaten tişört dağıtmayacak mıyız? Tamam işte! Siz başlamadan önce tişörtleri dağıtırız. Konser başlayınca da siz ilk şarkıda biz hayranların ortasına dağılıp istek parçalar alır sonra ara verilince hepsini bi kase gibi bi şeye koyup kura çekeriz. Adı çıkan ve istek şarkısı olan çocukla da siz söylersiniz. Denizkan, Umutcan ve Hamza. Siz yapacağınızı biliyorsunuz. Ahi, Hasan abi ve Kağan size gelelim, sizde konserde şarkı sıralarında kulise gelenlerle ilgilenin. Zaten geriye kalan tek şey Denizkan'a, Umutcan'a ve Hamza'ya kalıyor. Sizde şarkılara iyi çalışın ve süper bir konser yapalım!'' Dediğim zaman herkes bir ağızdan 'evet!' deyip elleriyle çaklaştılar. 

Geriye kalan tek şey ise 3 gün sonrası olan Konseri beklemek.

Konser'e Başlamadan Yarım Saat Önce...

''Siktir heyecandan götüm bile titriyor!'' Dedi Umutcan titreyen ellerini titreyen ellerimle buluştururken.

''Bide bana sor!'' Dedim aynı şekilde.

Yemek yedikten sonra sen kez düzeltme yaptık ve konser başlamıştı bile. Kişiler dolmuş ve herkes Amiral ve Miğfer'i bekliyordu. Bir kaç ağzından 'Amiraal!' sesi çıkıyordu, birkaçından da 'Miğfeer!' sesi. 

Evet. Artık hayranların arasındaydım. Elimde tuttuğum sepeti titremekten zor tutuyordum. 

''Ezo ablaa!'' Diye çığlık atarak ağlayan kıza döndüm.

''Tatlıım! Al bakalım bebeğim.'' Dedim tişörtü uzatırken.

''Abla fotoğraf çekinebilir miyiz?'' Dediği sıra gülümsedim ve yanına geçtim.

''Tabi tatlım benim!'' 

Evet artık bitmişti. Kendimi kulis odasındaki koltuğa attım. Kan ter içinde kalmıştım. Bir sürü insanla fotoğraf çekinmiş ve sarılmıştım. Konserin başında olmamıza rağmen ben bitmiş gibi yorulmuştum. Umutcan şarkıya başlamıştı bile. Tuana yanıma geldi.

'' Hadi istek parçaları almaya.'' Dediği zaman aşağı indim. 

Bir kızın yanında gittim ve konuştum. 

''Bebeğim adın ve istek parçan. Kurada kazanırsan onlarla beraber söyleceksin.'' Dedim gülümseyerek.

''Ezo Bilinçer ve Amiral -Ne İsterki Benden.'' Dedi dudağındaki grimsi kirli beyaz piercingle gülümseyerek. 

''Adın Ezo mu?''

''Evet. Adaşız Ezo ablam.''

''İnanmıyorum!'' Dedim ve güldüm sonrasında ise sarıldık ve istek parçalara devam ettim. 

Evet. Araya gelmiştik. Tuana ve ben sahneye çıkınca çığlıklar dinmemişti. Güldüm ve ellerim titreyerek kaseyi masaya koydum. İnşallah Ezo çıkardı. O kız tamamiyle Umutcan'a delilerce aşıktı. Ben ve Tuana seçtikten sonra kişileri okuduk. Ben Umutcsn'ın istekleri, Tuana ise Hamza'nın isteklerini okuyordu. Titreyen ellerimle yazıdaki kişiyi ve şarkıyı elimde mikrafon olmasına rağmen bağırarak konuştum.

''EZO BİLİNÇER, AMİRAL - NE İSTERKİ BENDEEEN!'' 

Tuana da okuduktan sonra o iki kız da sahneye çıktı. Ezo koştura koştura gelip bana sarıldı. Ezo'nın ağlamasından dolayısıyla omzumun gözyaşı olduğuna emindim. Umutcan'da sahneye çıkınca Ezo çığlık atıp kendini yerden yere vurdu. Yerde çığlık atarak ağlarken 'Çok tatlı Allah'ım!' diyordu. Yarım saatlik aranın sonunda Ezo yavaş yavaş kendine gelmişti. Hamza kuliste Ezo'yu ve diğer kız Beril'i güldürmek amacıyla konuştu.

MASUM.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin