Selam :D
1D'siz bir bölüm ama merak etmeyin, diğer bölümden sonra her bölüm içinde olacaklar :D
Muhteşem planlarım var heyoo!
Yorum plz :D
----------------------
Ağrıyan sol omzuma küfür edip kapıyı hızla yumruklamaya başladım. Küfür ettiğim sadece omzum değil Paul'du da. Ve şimdi ise kapıyı açmayan Dulcie buna eklenmişti.
Nihayet Dulcie'nin "Çatlama be." diye cırlayan sesini duyduğumda ne ara tuttuğumu bilmediğim nefesimi bırakıp kapıyı açmasını bekledim. Kapı açılıp sade mor pijamaları ile kapıda gözüktü. Onu görmek zaten kendimi zor tutan beni güçsüzleştirirken ağzımdan bir hıçkırık kaçtı ve ağlamaya başladım. Lanet olsun, o pislik herif beni Louis'in önünde rezil etmişti resmen.
"Melina, sorun ne?"
Hızla bedenime dolanan kolları ile daha fazla ağlamaya başladım. Tanrım, keşke oraya hiç gitmeseydim.
"Bebeğim ne oluyor?"
Şefkatli çıkan sesi sakinleşmeme değil de ağlamamın daha fazla artmasına neden olurken onu hızla kendimden uzaklaştırıp odama ilerledim. Arkamdan kapıyı kapattı ve peşimden gelmeye başladı ama ben şuan onunla konuşmak istemiyordum. İnsanların güçsüzlüğümü görmesi beni kötü yapıyordu.
"Melina!"
Odama girip kapıyı kapattım ve kilitledim. Çünkü eğer yanımda olursa ona her şeyi anlatırdım. Rahatlamak için genelde başımdan geçenleri anlatmak huyum olmuştu. Böyle bir kişiliğe sahiptim işte, hem güçsüzlüğümün görülmesi istemez hem de olanları anlatmadan rahat edemezdim.
Kapıyı yumruklamaya başladığında konuşmak istesem de sesimi bulamıyor gibiydim. Tek yaptığım hıçkırarak ağlamaktı. Yatağa yatıp acıyan sol omzumu ovaladım. Şerefsiz herif nasıl da açmıştı kapıyı. Arkasında olduğumu bildiğine adım gibi emindim. Omzumun acısı giderek artarken hala kapıya vuran Dulcie'ye seslendim.
"Lütfen Cie, uyumak istiyorum."
Anlam veremediğim bir şeyler mırıldandıktan sonra kapının önünden uzaklaşan adım sesleri ile derin bir nefes aldım. Daha fazla düşünmemek adına yapabildiğim en iyi şeyi yapıp gözlerimi kapadım.
-
Saçımı okşayan elle birlikte irkilip gözlerimi açtığımda Dulcie gülümseyerek bana bakıyordu.
"Melina, canım"
Gözlerimi yumup açtıktan sonra etrafa baktım. Sonraysa neler olduğunu hatırladım. Yüzüm anında asılırken gözlerimin tekrar dolduğunu hissediyordum.
Dulcie'nin elindeki odama ait olan yedek anahtarı gördüğümde gözlerimi devirdim. Yatakta doğrulmak için sol kolumu kullanmayı denediğim an inlemem ve acı içinde yatağa düşmem bir oldu. Canım fazlasıyla yanarken boğazım düğümlenmişti. Gözleri kocaman açılan Dulcie "Neler oluyor?" diye bağırdı. Fazla panik bir kişiliği vardı.
"Milena, neler oluyor?"
Kolumun acısı tarif edilemeyecek dereceye ulaşırken içimden o adama lanetler yağdırıyordum.
"Cie, omzum."
Ona 'Cie' dediğimde genelde ciddi bir tavır takınırdım. Ve o da bana 'Millie' dediğinde bu ciddi bir sorun var demekti. Önüne gelen saçlarını hızla arkaya itip yatarken çıkarmadığım montumun fermuarını aşağı indirdi. Yatakta doğrulmamı sağlayıp montun kollarını aşağıya çektiğinde ağzımdan küçük çaplı bir çığlık kaçmıştı. Monttan sonra açık mavi renkteki t-shirt'ümü de çıkardığında benden daha büyük çaplı bir çığlık attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
COVENANT OF LOVE(LOUİS TOMLİNSON)
Fanfictionİki yıllık aradan dönen One Direction ve onları -özellikle Louis'i- deli gibi görmek isteyen bir kız düşünün; Milena... Peki ya çocuklar çalışmak için stüdyoya gelseler ve Directioner'lar onları fazla özlediklerinden buna izin vermeseler! Sizce nele...