Covenant of Love -"Oh my God!"

77 10 6
                                    

Sınavıma bugün tam bir ay kalmış oldu ve ben bölümleri farklı farklı günlerde yazıp bitirmeye çalıştığımdan sonlara doğru biraz akış saçmalamış olabilir. Ne olur idare edin :D Ve geç geldiği için özür dilerim. 

Birde eğer hala buradaysanız, ne olur kitap hakkındaki düşüncelerinizi belirtin. Ayrıca burada yazmış da olayım. Demanding Child'da bazı konuları hızlı geçtiğimi fark ettim. Sanırım ikinci kitabı yazarım. Yani hala okuyan olursa :D Öpüldünüz :D

--------------------------

One Direction. Tur. Tur. One Direction...

Tüm gece bunu düşünmekten beynimin devreleri yanmıştı. Öyle ki çocuklar bunu söylediklerinde utanmadan koltuklarda zıplamış fakat daha sonra yanımda onların olduğunu hatırladığımda yerin dibine girmiştim. Zaten rezil oluşumdan beş dakika sonra da numaramı almışlar ve beni arayacaklarını söyleyip gitmişlerdi.

Sorun şuydu ki fazla tepki vermem kabul ediyormuşum gibi gözükmüştü. Hatta hayır utanmaz bir şekilde kabul etmiştim bu teklifi ama işin aile ayağı ne olacaktı? Hastaneden yeni çıkmıştım ve ailemi buna ikna etme olasılığım yok gibiydi. Bir de abimin hamile bıraktığı kız olayı vardı. Bu karışıklıkta bu teklifi kabul edip gitmem imkansız gibiydi. Yattığım yatakta doğruldum. Sol omzum ameliyattan yeni çıkmış olduğumu belli edercesine sızlarken yastığımın altına koyduğum Sony marka telefonu alıp ekranı açtım. 

Saat gecenin üçüydü ve babamı yolladıktan sonra Dulcie gelse de ona bir şey anlatmayıp uyuma bahanesi ile odama geçmiştim. Şimdiyse içimde daha fazla tutamayacağım bu mükemmel teklifi ona anlatmalıydım. Beni öldürmemesi için tanrıya dua ederek yataktan zıpladım ve telefonu tekli koltuğa fırlatıp koşar adımlarla Dulcie'nin odasının önüne geldim. Çalma gereği duymadan odaya daldığımda, soğuk geceye inat kısa kollu bir gecelik ve altına da şort giyen kıza karşı çatıldı kaşlarım. Üstelik deli yattığı için örtü de üzerinden düşmüştü. Hadi ama sabaha kadar bu şekilde kalsa kesinlikle hasta olurdu. Ay ışığının vurduğu odada ilerleyip lambayı açtım. Daha sonra da kahverengi giysi dolabından kalın bir kazak ve altına da eşofman çıkardım. Ev kaloriferli olsa da ısıyı fazla açamıyorduk çünkü para fazla gidiyordu. Ve bizim de o kadar paramız olmadığından en düşük ısıda yanıyordu kalorifer. Ama benim odamın buradan daha sıcak olduğu belliydi. Kalorifere yaklaşıp ısıyı kontrol ettiğimde kapalı olduğunu gördüm. Büyük ihtimalle hasta olduğumdan dolayı benim odamın ısısını açmıştı ama para fazla gelmesin diye de kendi odasını kapatmıştı. Gözlerim anında dolarken bu kızı ne kadar fazla sevdiğimi düşündüm. Kavga etsek bile böyleydik işte. Kaşlarımı çatıp onu sarstım. Bir kaç kere sarsmama rağmen kalkmayınca elimdeki kıyafetleri yatağın ucuna koydum. 

"Dulcie?"

Birkaç anlamadığın mırıltıdan sonra tekrar dürttüm.

"Hey, Cie!"

Yataktan anında zıplarken elleri ile gözlerini ovalayıp bana döndü.

"Millie, bir sorun mu var bebeğim, bir yerin mi ağrıyor?"

Cevap vermeme fırsat vermeden yatakta emekleyen pozisyonu alıp karşıda komidinde duran telefonu eline aldı. 

"Doktor, hemen doktoru arayayım."

Dolan gözlerimdeki yaşlar aşağı doğru inerken ağzımdan bir hıçkırık kaçtı ve elindeki telefonu alıp yerine koyduktan sonra ona sıkıca sarıldım. İnanamıyorum, vücudu buz tutmuştu salağın. Hala ne olduğunu anlamadığından ondan ayrılıp kafasına bir tane vurdum. Sonra gözlerimi elimin tersi ile silip yatağın ucundaki gri kazak ve siyah eşofmanı ona uzattım.

COVENANT OF LOVE(LOUİS TOMLİNSON)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin