Selam :D
Diğer bölüm zaman atlayıp direk tura başlayayım mı?
Uzun yorum lütfen. :D
------------------------
"Her şeyin hazır olduğuna emin misin Dulcie?"
Göz devirip son kez mutfağa göz attı.
"Görüyorsun işte Milena, her şey istediğin gibi. Pastalar, börekler, çörekler ve tatlılar. İçeceklerde hazır. Rahat ol eksik bir şey yok."
Yüzümde bir sırıtış belirirken kalbim güm güm atıyordu. Buraya gelmelerine neredeyse yarım saat kalmıştı ve istiyordum ki onlara ikram edeceğim bütün yiyecek ve içecekler tam olsun.
Ayrıca zaman bana inat geçmiyor gibiydi. Tek istediğim Louis'i görmekti ve şuan da yirmi sekiz dakikam kalmıştı.
Üzerindeki mutfak önlüğünü çıkarıp, ocağın yanında fazla durduğundan dolayı terleyen alnını elinin tersiyle sildi. Omzumdan dolayı ben hiçbir şeye dokunmamıştım, her şeye tek başına yetişmek zorunda kalmıştı. Hatta toplasan yıl boyunca yemediğimiz yiyecek vardı mutfakta.
"Annemlerleyken bile toplasan bu kadar şey yapmamıştım. Hayır yani neden internette her gördüğün yiyecekten illa yaptıysak. Adamlar bu kadar şeyi bitiremezler ki!"
Kıkırdayıp mutfağa baktım. Cidden öyleydi. Ne severler falan derken internette hangi tarifi bulduysam yaptırmıştım. Eğer onlar tok olarak gelirlerse Dulcie beni yanımızda onların olmasını umursamadan öldürebilirdi.
Yanımdan hızla geçip lavaboya ilerlerken onu takip ettim. Elini yıkayıp havlu ile kuruladı ve bana dönüp gülümseyerek ellerini çırptı.
"Pekala, şimdi sıra kıyafetlerini giyinmende sana yardımcı olmaya geldi."
Kafamı olumlu anlamda sallayıp odama doğru yöneldim. Omzumdan dolayı kendim giyinemiyordum ve bu berbattı.
"Makyaj yapmamak konusundaki kararın kesin mi, bence hafifte olsa yapalım Mill."
Odanın kapısını açıp içeri girdim. Dulcie'de girdikten sonra kapıyı kapattı ve ikimizin gözüde yatakta duran elbiseye kaydı. Mavi bir elbiseydi ve iddealıdan çok evde giyilen şeker elbiselerdendi. Bel kısmından göğüs kısmına doğru iki siyah kanat uzanıyordu.
"Biliyorsun yüzüm fazla hassas ve ayrıca makyaj yapmayı sevmiyorum da."
Omuz silkip yatağın üstündeki elbiseyi eline aldı. Arkasını ve önünü çevirip yüzünü buruşturdu.
"Şey, sen bu 'Hey ben tatlı bir kızım Loueh.' elbisesi ile onu tavlayacağına cidden inanıyor musun?"
Ağzım kocaman aralanırken " Onu tavlamaya çalışmıyorum." dedim.
"Hem ne yapsaydım? Evime oturmaya gelecekler kendimi Grammy ödül törenine gidiyormuş gibi mi hazırlayacaktım."
Suratı tekrar asılırken "Ama bu elbise de daha çok ergenliğe yeni girmiş tatlı kız elbisesi Milena, biz yirmi bir yaşındayız. Ergenliğe yeni girmiş genç kız değil!" diye mırıldandı.
Uzunca bir of çekip saate baktım. Gelmelerine tam olarak yirmi bir dakika kalmıştı ve ben henüz hazır bile değildim.
"Peki ne giyeyim o zaman. Gelmelerine sadece yirmi bir dakika var. Lanet olsun hastaneye gittiğim bu gereksiz giysilerle mi karşılayacağım onları?"
Eğer Dulcie elbiseye itiraz etmemiş olsa rahat olabilirdim ama etmişti ve ben şuan fazla stresli hissediyordum.
"Sakin ol, yanında Dulcie var bebeğim. Bence bu elbiseyi giyip çocuksu gözükeceğine..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
COVENANT OF LOVE(LOUİS TOMLİNSON)
Fanfictionİki yıllık aradan dönen One Direction ve onları -özellikle Louis'i- deli gibi görmek isteyen bir kız düşünün; Milena... Peki ya çocuklar çalışmak için stüdyoya gelseler ve Directioner'lar onları fazla özlediklerinden buna izin vermeseler! Sizce nele...