Lily ve Tommy'nnin yatağımda zıplayarak beni uyandırma çabaları başarılı oldu diyebilirim. Yine de bu Kyle'ın uyandırma biçiminden kat kat iyi.
Ben Cat. Yani Catherine. Black ailesinin 2. çocuğu, 1. kızı. Genelde Leydi Catherine çünkü babam kral yada lord. Nasıl seslenmek isterseniz. Yıl 2382. Ama teknoloji (maalesef) ilerlemek yerine geriledi. Şu anki zamanla geçmişi kıyaslarsak sanırım 18. yada 19. yüzyıldayız. Tam emin değilim çünkü tarihle hiçbir zaman aram iyi olmamıştır. Lily, Tommy, Kyle. 3'ü de benim kardeşlerim.
Tommy. Asıl adı Thomas. Ama henüz 4 yaşında olduğu için herkes ona Tommy diye sesleniyor. Öz kardeşim değil aslında. Annem, Lily'i doğurduktan sonra ölmüş. Annemi pek tanımadığım ve hatırlamadığım için bu beni çok üzmüyor. Babam tekrar evlendi ve Tommy dünyaya geldi. Üvey annem eski filmlerdeki gibi kötü bir kadın değil. Etrafına neşe saçan, çok tatlı bir kadın. Tommy ise havuç turuncusu saçlı, bal rengi gözlü ve yerinde duramayan kıpır kıpır bir çocuk.
Lily 7 yaşında. Ailedeki 2. kız çocuğu. Ne yaparsa yapsın asla yorulmayacak bir yapıya sahip. Lily’i ve Tommy’i her zaman bahçede bulabilirsiniz. Ağaç evlerinde. Kumral saçlı, ela gözlü. Saçlarını atkuyruğu şeklinde toplar. Üvey annemin peşinden, bir kuyruk gibi, hiç ayrılmaz.
Kyle… En büyüğümüz. Gerçi benden sadece 1 yaş büyük. Ama aramızda dağlar kadar fark var. Bir kere, Kyle’ın espri anlayışı: sıfır, zero, null, zéro. Eğlence: yok. Tahtın yasal varisi ya, herkese patronluk taslıyor. Acayip ağırbaşlı ve dikkatli. Biraz babama çekmiş. Koyu kahverengi saçlı, çilli ve mavi gözlü. Babam da ciddi bir adamdır ama yeri geldiğinde sevecendir. Oysa Kyle öyle mi? Bütün gün odasına kapanıp başka kralları okuyup durur. Uzun zamandır da güldüğünü görmedim.
Geldik bana. Evet ben Catherine Black. Turuncumsu kahverengi bir saç rengim var. Yeşil gözlüyüm. 20 yaşındayım. Ormanda avlanmayı severim. İyi yay kullanırım. Ama Kyle bu konuda konuşmaktan bıkmıyor. Neymiş “Görevliler senin için hayvan yakalayabilir.” , “Bir yerine zarar vereceksin.” , “Birileri görse ne der?” … Of sanki kimse bilmiyor ok attığımı. Zaten ben genelde kuş, hedef veya ağaç vuruyorum. Kendime ne zarar verebilirim ki?
Devam edelim. Lily ve Tommy sayesinde uyandım ve ikisini de gıdıklamaya başladım. Çocuk kahkahaları her zaman beni neşelendirmiştir. Sonunda üçümüz de nefes nefese kaldık.
“Cat, babam-“
“Lil!”
“Tamam, tamam. Cat abla?”
“Efendim hayatım?”
“Babam çağırıyor. Birini yakalamışlar.”
“Direnişçilerden mi?” diye sordum bıkkınlıkla.
Direnişçiler, bir grup insandı. Bu monarşik (tek kişiyle yönetilen) yönetime karşıydılar. Her ay en az 1 Direnişçi yakalanır ve sarayımıza getirilir. Babam tarafından sorguya çekilir, ama genelde hiçbir şey söylemezlerdi.
Ve bir haftanın sonunda idam edilirlerdi.
“Büyük ihtimalle bir Direnişçi.” Bunu söyleyen, kapıda duran İsabel’di. Benimle ilgilenmekle yükümlüydü.
“Haydi Lily, Tommy.” diye devam etti İsabel. “Cat’i rahat bırakın da giyinsin.”
Uzun uğraşların sonucunda İsabel’i, bana Mel demesi için ikna etmiştim.
İsabel, Lily ve Tommy’i kovduktan sonra beni zorla kaldırdı. Halbuki ben uyumak istiyordum. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra kot pantolonumu ve Guns’n Roses tişörtümü giydim ve taht odasına doğru yola çıktım. Belki babamı ikna edebilirim diye yayımı ve sadağımı da yanıma aldım.
18. (yada 19.) yüzyılda bunlardan yokmuş. Ama heey!! Biz 2300’lerdeyiz. 24. yüzyıl. Kot pantolonumuz tabi ki var. Ve gayet de rahatlar.
Taht odasına girdim. Karşımda takım elbise giymiş babam, ciddi bir şekilde tahtında oturuyordu. 2 yanında birer taht vardı. Soldakinde Kyle, çenesini kaldırmış, ‘benden alt konumdasın, ezik’ bakışıyla oturuyordu.
“Hoş geldin Cat.” dedi babam sevecen bir sesle.
“Sana da merhaba, baba.” dedim. Gülümsedi ve yanındaki boş tahtı işaret etti.
“Bugünkü sorguda benimle beraber olmanı istiyorum kızım.”
Kaşlarımı çattım.
“Aslında bugün ormana gitmeyi düşünüyordum.” Yayımı, babama göstermek için, havaya kaldırdım.
“Cat…”
“Lütfen baba, ormana çıkmayalı 2 hafta oldu.”
Babam bunu düşünürken Kyle’a bakarak ekledim.
“Zaten tahta çıkmayacağım. Sorgulamayı öğrensem ne olur, öğrenmesem ne olur?”
Babam iç çekti ve arkasına yaslandı.
“Pekala, ama bundan sonrakine katılacaksın.”
Dizlerimi hafifçe kırarak selam verdim.
“Teşekkürler baba.”
Ve dışarı çıktığımda onu gördüm. Direnişçi’yi.
*****************
Selammm :D Bu bölüm biraz sıkıcı olabilir, çünkü giriş bölümü gibi bir şey. İnsanları tanıtıyor. Eğer sevdiyseniz ve devamının gelmesini istiyorsanız, lütfen vote'a basın ve yorum yapın. Okuduğunuz için teşekkürler :D :* (Multimedia'da Catherine var)
![](https://img.wattpad.com/cover/6495292-288-k715788.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Betrayal (İhanet) ~ASKIDA~
AventuraBir adam için ailenize ihanet eder misiniz? Hele de bu adam düşmanınız ise ve onu hiç tanımıyorsanız? Kendi hayatınızı riske atıp onu kurtarır mısınız? Bu ailenizi geride bırakmak demek olsa bile mi?