Sabah güneşi Arthur'un gözüne gözüne küçük pencerenin arasından vuruyordu.Duvarda asılan saate baktı.Saat 6.30'u biraz geçiyordu.Bugün okulda gireceği ilk ders olacaktı.Ama ders 8.00'de başlıyor olmasına rağmen yatağından kalktı ve dolabının içerisinde kendi için asılmış olan üniformayı aldı.Siyah süveter ve hırka üzerinde kırmızı grubun ve VOLKOV Kralığının anblemi olan büyük bir ulu kurt...Altına yine siyah pantolon ve siyah ayakkabılar.Ve büyük siyah bir pelerin...Arthur'un gözü birden pelerinin yanındaki küçük kutuya takıldı.İçini açıp baktığında içinde iki tane kol düğmesi gördü.Üzerinde de bir adet not vardı.Notta şöyle yazıyordu.''Bu kol düğmeleri babana büyük babasından kaldı Arthur.Ama bir gün en değerlileri arasında seçim yapması gerekti.O da bu düğmeleri bırakıp anneni seçti.O günden beri bu kol düğmeleri okulda babana ait kasada saklanılıyordu.Haftaya olacak baloda gerçek sahibi olan senin kollarında görmek isterim Profesör Garb ''. Arthur kol düğmelerine baktı.Siyah, simsiyah ... Kenarlarında küçük ince bir beyaz çizgi ile tamamlanmıştı.Aslına bakılırsa belkide bir çok insan beğenmeyebilirdi ama Arthur'un bu güne kadar aldığı en güzel hediyeydi.Şimdi bir kez daha profesör hakkında çok yanlış düşündüğünü düşündü.Belkide tüm bu okulda disiplini saklamak için öyle davranması gerekti ama tahmin ettiği kadar kötü bir insan değildi.Üzerini giyindikten sonra saat 7.30 olduğunda büyük salona doğru kahvaltısını yapmak için indi.Merdivenlerden inerken Akilla yanından geçti tam günaydın diyecekti ama Akilla Arthur'un yüzüne bile bakmadı.Arthur kızların anlaşılamaz bir varlık olduğunu bu şekilde bir kez daha kabul etti.Büyük salona gittiğinde Leo 'nun masada olduğunu gördü ve ona doğru yöneldi.
-Günaydın büyük Kral..
-Bana kral deyip durma lütfen?
- Senin gerçekten dünyadan haberin yok galiba.
-Efendim!!!Volkov hanedanlığı babamın ölümü ile dağılmadı mı?
-Yani tam olarak öyle denilemez.Kuzeyin Lordunun elinden kaçan bazı şövalyeler Lord seni bulamayıpta öldüğünde....Yani inan bana zerre kadar öldüğüne inanmıyorum.Neyse Lordun ruhu parçalandığında geri geldiler ve Volkov hanedanlığını aralarında bir meclis toplayarak yönetmeye başladılar.
-Yani bir Kral yok.
-Hayır bir kral yok bir kral olması için Volkov olması gerekir.İnan bana onlar babana ve krallığa çok saygılı şövalyelerdi.Babana ihanet etmediler ve senin bir gün geri dönmeni bekliyorlardı.
-Anladım ama ben bir krallığı yönetemem yani bunu yapamam.
-Tabi ki yapabilirsin sen Volkov'sun sen babanın oğlusun....
-Yaşadıklarımı anlamıyorsun her şey çok hızlı gelişiyor .Bundan bir hafta önce evimde huzurlu bir şekilde ailemle birlikte oturuyorduk şimdi kral olacağım.Şaka mı bu?
- Sen de haklısın.... Bende Volkov hanedanlığından gelen bir şövalye Andrel ,Profesör Garp ile konuşacağını duyunca mutlaka bunu isterler diye düşündüm.
-Bunu nereden duydun?
-Sabah profesöre bir mektup geldi ben odasındayken Volkov hanedanlığından bir elçi getirdi bende ister istemez kulak misafiri oldum.
Arthur bunları duyar duymaz yerinden fırladı.Şövalye profesör Garp la konuşmadan Arthur profesörle konuşmalıydı.Arthur ne yapacağını nasıl davranacağını hiç bilmiyordu.Arthur bir hırşımla yanından fırladı ve büyük salondan çıktı.
-Nereye gidiyorsun?Arthur.....
Arthur her tarafı altın kaplama olan merdivenden yukarı çıktıktan sonra duvarları büyük tablolarla döşeli olan büyük koridordan ilerleyip Profesör Garp'ın odasına geldi. Leo'ya ''Sen burada kal.''dedi.Kapıyı bir tek tıklattı ve içeriden ''GEL'' sesi yükseldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maximiliaan:Başlangıç
FantasiBazı insanlar için para, güç , şöhret çok önemlidir. Bazıları ise tüm bunları önemsemez ....Bizim dünyamızda çok eskiden tüm bunları yani sonsuz güçü isteyen birileri vardı...Peki ona ne mi oldu?İşte o kısmı hiç kimse bilmiyor.Belki gelecekte birile...