10. Bölüm: İlk Rezillik

9.1K 350 16
                                    

Sizden bol bol yorum istiyorum, haydi doldurun paragrafları kuzucuklar. İyi okumalar!

Bana ne olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu. Ama bu kollar günah kadar iyi hissettiriyordu.. Olmam gereken yer burasıydı ve ölmem gereken. Günlerdir yaşadığım bu şeylerin mantıksızlığı o kadar ağır basmıştı ki, fazla düşünmek bir süreden sonra aptalca hareket etmeye mecbur bırakıyordu insanı, görmüştüm. Ve elini bana uzattığında inanamamıştım. Ben o evlilik teklifini kabul etmiştim. Bu hayatımda duyduğum en olmaz evlilik olsa da hayalinin görüntüsü sarmıştı elimi kolumu. Daha prens bilmeden aylar yıllar önce bende onun gibi kapılmıştım ona. Babamla o ilk eğitime başladığım gün, bende görmüştüm onu. O kadar istikrarlı ve meraklı olmasam da bende izlemiştim onu. Ve şimdi küçük aptal bir kız gibi, her şeyi ve herkesi olan bir adama –bir prense- bana ihtiyacı varmış gibi inanmıştım. Yarın öleceğimi umarak kollarımda ki asil adama sımsıkı tutundum. Bu benim son günümse aşık olduğum adamın kollarından daha güzel bir yer olamazdı veda öpücüğüm...
Hayatımda ki hiçbir gece bu kadar sıcak ve rahat bir uyku çekmemiştim. Prens ve ben saatlerce sarmaş dolaş uykuya teslim olduk. Ama güneş tepede dikilene kadar kimse bizi rahatsız etmedi. Sonuçta prensin kollarından koparıp idam edemezlerdi değil mi? Yapabilirler miydi?
Kate beni hafifçe dürtükleyip prensi uyandırmamaya dikkat ederek ''Efendim!'' diye fısıldadı.
Gözlerimi açtım ve dikkatlice prensin kollarından sıyrılıp kalktım. Elimi anlına koydum, rahatlamaya benzer bir ses çıkardı. Çarşaf,  çekici kalçalarından kaydı kayacaktı. Kate yürüyüp çıkınca yatak örtüsünü üzerine çektim. İçimi titretiyordu bana ihtiyacı varmış gibi yapması.
Dışarı çıkınca Kate  elimden tutup hemen prensin yanındaki odama soktu, telaşlı görünüyordu.
Gri gözlerine ve kızıl-kahve saçlarına baktım. Ne kadar güzeldi. ''Kraliçe,sizi krala şikayet etti. Ölmenizi istiyor!''
''Evet, bende böyle tahmin etmiştim.''dedim sakince.
Soğukkanlılığıma dayanamayarak ''Nasıl?'' dedi.
Ona olanları kısaca özet geçtim, kraliçeye yaptığım terbiyesizlikten bahsettim. Ağzı bir karış açıldı. ''Kral, Victoria'nın bu isteğini saçma buldu. Kraliçe ısrar edince de sağlam bir azar işitti. Yıllardır tahtta ama ona ilk direnen sensin.''
''Ne?! Ölmeyecek miyim?!'' sesimde resmen korku hissediliyordu.
''Evet bu çok normal. Kralda ondan bıktı, herkes Victoria'dan nefret ediyor. Babanızla konuştular, kral özür diledi.''
Kral... 20 yılın ardından özür mü dilemişti yani? Umarım babam kabul etmemiştir!
...
''Kabul ettim.''diye fısıldadı titreyerek. Gözlerime yaşlar birikti. ''Dün öleceğimi düşünürken prensin evlilik teklifin kabul ettim. Tanrılarım nasıl açıklarım!
Yere çöktüm, yüzümü kapatarak hıçkırıklara teslim oldum.. Kate önüme oturdu ve ellerimi yüzümden çekti. ''Ağlamayın, efendim. Siz dün kabul etmeden çok önce kral ve babanız bir nişan sözleşmesi imzaladı. Prens teklifi etmeden çok daha önce nişanlanmıştınız. Sizi nasıl öldürsünler, yıllardır bu sarayda yaşayan ve çalışan herkes ne zaman prensin sizi alacağını merak ediyordu. O avına giden bir avcı gibidir. Size olan hisleri Victoria'yı çıldırtıyordu. Ama kral onu destekledi. Benim duyduğuma göre kral, babanıza yaptıklarından pişman ve sizi ailesine alarak özür dilemek istiyor.''
''Eğer geçerli bir özür istiyorsa o zaman Cleveland'ı bize geri verecek!'' 
Ağlamam geçtikten sonra ayaklı cenaze gibiydim. Bir süre Kate'in tüm yedirme çabalarına direndim. Ama sonra üzerimi değiştirip bana ikram ettiği ballı sıcak şarap ve bir parça ekmeği minnetle kabul ettim. Üçüncü bardak şarabı lıkır lıkır içiyordum, bir yandan da yanaklarımı yakarak inen gözyaşlarım bardağımın içine doğru akıyordu. Kate, bardağı elimden zorla çekip bahar mevsiminde titreyen vücuduma bir battaniye örttü, ben uykuya dalana kadar saçlarımı okşayıp ninniler mırıldandı. Başımda bekledi, kraliçeye duyulan nefret yanıma şimdiden birini katmıştı. İşin tuhaf yanı samimiyetinden de hiç şüphe duymuyordum.
''Neyi var Kahtrine?'' diye mırıldandı Prenscik ben uykuya dalarken.. Kız ayaklandı.
''Dün evlenme teklifinizi kraliçeye saygısızlık yaptığı için idam edileceğini düşündüğünden kabul demiş. Ama şimdi hayır da diyemez çünkü siz teklif etmeden saatler önce kral ve Cleveland bir nişan sözleşmesi imzaladılar.''
''Beni asla affetmeyecek.''diye mırıldandı adam.
Prensi kolundan tutup kapıya yönlendirirken ''Ona hakkı olanı vermelisiniz.''diye mırıldandı Katherine.
Saatlerce uyumanın üzerime çöken kara bulutlara bir etkisi yoktu. Yıkılışım beni uykunun kollarına teslim ederken uyandığımda lanetli haberimi getiren Kate olmuştu.
Cleveland tüm varlığıyla soyuma tekrar verilmiş, Kral babamdan özür dileyip yirmi yıllık acımıza son vereceğini düşünmüştü. Gülünç! Ben artık gerçekten de Cleveland'ın tek varisi Leydi Olivia'ydım. Babam, apar topar güneye yollanmıştı. Verilen iyiliğin karşılığında beni koruyabilecek tek insanı uzaklaştırmışlardı. Tamamen prense ait kılınmaya çalıştıklarını anlayacak kadar zeki bir kadındım.
Ben onun esiri olmuştum.
Gözlerimi açtığımda sapasağlam bir prens, ellerini arkasında bağlamış keskin bakışlarıyla beni biçiyordu. Onu gördüğümde midemden boğazıma kadar yandım. Biriyle ilgili hayal kurmak farklıydı, o kişiye mecbur bırakılmak, esir olmak farklıydı.
Benim hislerim her kızınkinden farklı değildi.  Ulaşamayacağını bildiği bir insana delice hayranlık duymuştu yüreğim.
Prensin bakışlarından anlaşılan sünepe gibi sessiz olup boğun eğmemi beklediğiydi. Ben artık kraliyet soyunun hayatımı parmağındaki bir yüzük gibi evirip çevirmesinden tiksinir olmuştum. Öldürülmek için elimden geleni yapmak ruhumun ulaşabileceği tek  özgürlük mertebesiydi.
''Yüzünüzü bile görmek istemiyorum!''
''Sen bana evet dedin!'' diye gürledi.
Ayağa kalktığımda elim ayağım titriyordu. Kapıya doğru ittirirken kendime hakim olamadan bağırıyordum. ''Dün seninle uyuyan da sana evet diyen de öleceğini düşünen bir kadının hasta bir adama gösterdiği şefkatten başka bir şey değildi!''
Sinirle ittiğim bedeni kapıya çıktığında muhafızlar açmıştı. Sinirime eşlik eden gözlerimle ona haykırmaya devam ettim. Bedeni artık koridordaydı ve orada bulunan herkes duru rezilliğimizi seyrediyordu. '' Topraklarımı geri vererek beni satın alamazsınız! Cleveland'ın her bir karışı bana ve aileme aitti. Beni koruyabilecek tek insanı da ellerimden söküp aldınız! Siz bencilin tekisiniz! Yanıma yaklaşmayın artık yeter, sizi görmek istemiyorum!''
Prens karşımda tüm öfkesiyle duruyordu, saray erkanı yeni dedikoduları yayacak bu olayı izlemekten alıkoyamıyordu kendini. ''Kes sesini Olivia! Evet bencilim ne söylersen söyle umurumda değil! Hiçbir kelimen beni yolumdan döndürmeye yetmeyecek! Ben sana aşığım ve sen benim olacaksın! Süreyi biraz uzatacaktım ancak unut bunu. Bana alışmak için yalnızca bir ayın var. Bir ayın sonundaki gece karım olarak yatağımı süslüyor olacaksın! Sen bana aitsin bunu o aklına sok! Yoluma her kim çıkarsa bu ailem olsa dahi yüreklerini kendi ellerimle  sökmekten büyük bir mutluluk duyacağım!''

Aşk ve ÖzgürlükHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin