2.bölüm

97 8 8
                                    

Yârel diye bağırdım bir kaç kez. Aşağıdan:
"Geliyoooom"diye ses gelince farkında olmadan tutmuş olduğum nefesimi dışarı verdim. Geldiğinde tam hesap sormak için ağzımı açmıştım ki
"Biri zile basıp kaçmış. Bende gidip bakayım dedim. Sana da seslendim ama nasıl kendinden gectiysen duymadın herhalde!"dedi imalı imalı...
        Takmamaya çalışarak
"Ee buldun mu zile basani?"dedim.
"Aşağı baktım ama sadece gözümün önünde patlayan flaşı gördüm. Sanirim o gizemli şahıs benim fotoğrafımı çekti." Ne kadar kendini serinkanlı tutmaya çalışsada fotoğrafının çekilmesinden rahatsız olduğu belli oluyordu. Sadece 'tamam' anlamında kafamı salladım. Isimize geri döndük. Güneş nazlı gelin gibi batarken-ki nasil nazli geline benzettiysem artik-kahvelerimizi alıp koltuğa kurulduk. Ve benim telefonum çaldı. Arayan Diren'di.
       O bizden sadece 1yaş büyüktü. Ilkokuldan beri cok iyi bir dosttuk. Sanırım onu bugün hiç aramadığım için kıskanmış hatta kırılmıştı.
"Alo, canım arkadaşım, Diren'iimm"dedim.
"Olo, conom orkodosom, Doron'oomm" dedi ve devam etti;
"Ben aramasam unutacaksın beni nerdeyse!"
"Ya kızım mümkün mü seni unutmak? 9 yıllık akidişiz yani"dedim. Yârel
"Bize cagirsana,bende Aslı'yı çağırırım. Kalırlar burada."dedi. Kafamı salladim.
"Diro bize gelsene lan. Hem Asli da gelcek. Kalırız burada hep beraber."(Diren Asli ile tanisıyordu. Aynı sınıftaydılar. )
"Zaten yoldayım kiii. Ahgsjahagajagaha..."dedi ve kibarca (!)güldü. Hele şükür telefonu kapattık. Kapı çalınca ikimizde birbirimizi ite kaka kapıyı açtık. Gelmislerdii!.
       Çerezlerimizi tabaklara koyup salona getirdim. Flimlerden en acıklısıni seçtik. Film saat 11 gibi bitti. Ve 4'ümüzün de gözleri aglamaktan kızarmıştı. Aslı;
"Uykum geldi benim ya. Hadi bize yatacak yer hazirlayin."dedi. Yüzünde de o gıcık sırıtışı vardı. Yârel;
"Siz ikiniz benim yatakta yatın. Bizde Nurçiçek ile onun yatağında yatalım."dedi. Neyse ki yataklar genişti, sığabilecektik. Ve yine tahmin ettiğiniz gibi o söküp atmak istediğim kapı çaldı. Delikten baktim.
"Ooo, basketçimiz gelmiş" diyerek kapıyı açtım. Suel ve Esma bizim gururumuzdu. Ve Suel karşımda pembe bir sporcu atleti ve sortla karizmalı bir şekilde durduğuna göre  antrenmandan yeni çıkmıştı.
"Selam gençlik" dedi.
"Gelsene" dedik Yârel ile.
"Tabikisidee. Bensiz olmaz"dedi mütevazı arkadaşım. Onu Diren ve Aslı ile tanıştırdı Yârel.
"Ya kızlar, bu aralar bir psikopat dolaşıyormuş. Boynunda hep fotoğraf makinası varmış. Dikkatli olun he!"dedi Suel. Ve anında Yârel ile birbirimize baktik. Gözlerindeki korkuyu görüyordum. Suel bize 'noldu?'bakışlarını attı. Ona da anlattık.
         Bir süre sonra 'ben gideyim'diyerek gitti Suel.

     Haftaya bugün 'el-yaméno' adlı Türk yemekleri de yapan restaurantta biz, onlar, Beril Su ve Selin bulusmaya karar almistik. Heyecanlıydım doğrusu. En sonunda bir daha kapi çalmadan yatağa ulaşıp uyku pozisyonumuzu aldık. Normalde hemen uyurdum. Ama bugün içimde bir sıkıntı vardı, dile getiremediğim...

G.PHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin