6.bölüm ters tepiş

38 7 4
                                    

Nurçiçek:kristina bazan
Suel:katie mira
Esma:melina sophie
Beren:loren gray
Diren:madison iseman
Selin:madison beer
Yârel:dove cameron
Aksel:serbej derbin
Aslı:ebba zingmark

Multide: Nurçiçek

Arkadaşlar ilk önce 207 kişi göz atmış kitabıma. Teşekkür ederimm! Ama Umarım bu kişilerin kütüphanelerinde de duruyordur:)) Ben ilk defa bir hikayemi sosyal ağlarda yayınlıyorum. Ve gerçekten begenilmesini istiyorum(vote anlamında degil). Diğer söyleyeceğim, ah pardon yazacağım şey ise multiye koyduğum fotoğraflar bahsettiğim kişilere pek uymuyor. Saçları, gözleri falan...Ama bunu takmayın gdhd. Ben her bölüme bir şahısın fotoğrafını koymaya çalışacağım. Ama arkadaşlar sadece 12-13 kişi filan beğenip yorum yapıyor. Lütfen siz de beğenip yorum yapsanız? Ben de sevinip daha uzun ve daha çok bölüm yayınlasam¿
       Sizi seviyorum, gençler ;))

Acaba Selin bu durumu-Umut'un ölmesi durumunu-biliyor muydu?
"Kızlar...sanırım benim bir planım var." Konuştuğum anda herkes bana bakmıştı. Ve benim yüzümü böyle anlarda kocaman ama gerçekten kocaman bir sırıtış kaplardı. Hatta bu yüzden kovalandığım filan da olmuştu. Neyse, o ayrı bir konu.

Kendime engel olmaya çalışarak-ki hiç beceremediğime eminim-anlatmaya başladım.
"Onun oynunu ters teptircez."
"Hemen söylesen iyi olur. Çünkü ilerde ki köpek pek iyi bakmıyor gibi." Kafamı o tarafa çevirdim. Valla bu köpek bize sosismişiz gibi bakıyordu. Köpek bir binanın yan duvarına yakın duruyordu. Gözüme köpeğin boynundaki tasma takıldı. Sahibi vardı demek köpeğin saldırmayacaktı yani.

Duvarın arkasından bir kız-gözlerinde siyah gözlüğü olan bir kız- çıktı ve yürümeye başladılar. Anlaşılan kız kördü. Bir an ona acısam da iç sesim tüm karamsarlığı ile yine konuştu.
"Bu kız,bana çok tanıdık geliyor."
"..."
"Kızım bir şey desene kendimi deli gibi hissettim. Kendi kendime mi konusuyorum ben?"
Benim iç ses sandığım şahıs dibimde duran ve çook sessiz konuşan Suel'di.

Tabi son konuşmasında hayvan gibi bağırdığı için kör kız da yerinden sıçramıştı.
"Ne bağrıyon be! Bak kız da yerinden sıçradı." Elimi siyah gözlüklü omzuna koydum.
"Kusura bakm-" Sözüm, Yârel'in sözüyle kesilmişti.

"Aslıııııııı..." Gözlüğünü çıkarttım ve aman tanrım, mavi gözlü bir adet Aslı!!!

"A-Aslı sen neden böyle geziyorsun Allah aşkına?"

"Yoksa sen gerçekten kör mü oldun?"

Kendimi cümlemi bitirmemle Aslı'nın kollarında buldum. Ve tanrım, şu an rehin altındaydım. Boğazıma bıçak dayalıydı.
"Yaklaşmanın hiç kimseye yararı yok. Gidin. Bakın ben hai-yani heidi gibiyim diyecektim." Hai- demişti ve sonra toparlamaya çalışmıştı.
                       Hain?
Beynimden bütün olaylar şerit halinde geçti. Aslı hain di. Ve Aksel'in bundan haberi yoktu. Ve en önemlisi ben burada rehin altındaydım, yani bir kaç dakka sonra psikopat'ın önünde bile olabilirdim. Gözlerimle bizimkileri taradım. Ama, hey! Beren nerde? Beni umursamayıp gitmiş ihtimali % 0.0 dı. Yani bir planı olmalıydı zeki arkadaşımın.

"Aslı bak, ona bir şey olursa aynısını sana yaparım."dedi Diren. Tam ben ağzımı açacak iken Aslı bana doğru düştü. Ama düştü derken kafasına kütük yediği için üstüme gücünü verip bayıldı yani. Onu-elindeki bıçağı alıp-yere atınca kimin vurduğuna baktım ve ta taa! Beren!

       Ama saat olanı puhahaha

Ya neden benim iç sesim espri yapıyordu? Neden iğrenç espri yapıyordu? Kafamda deli sorular...
Beren ile beşlik çaktıktan sonra konuşmaya başladım.

"Kızlar planım Aslı'yı kaçırmaktı. Çünkü Aslı hain ve psikopat, bizim arkadaşlarımızı kaçırıyorsa biz de onun dilinden oynamalıyız bu oyunu. Hadi tutun şunun kollarından, bacağından filan taksiye götürelim."

Hiçbir şey demeden tutup götürdük. Taksici amca da bir şey sormadı zaten. Eve gelince Suel;
"Oha! Yani psikopat Aksel mi!?"dedi.
"Hayır tabi ki. Aksel'in, Aslı'nın hain olduğundan haberi yok. Ben şimdi onu arayıp olayı anlatayım. Zaten öldürmeyeceğiz." Hemen telefonuma koştum. Aksel'in ismini görünce aradım.

   Çaldı...Çaldı...Çaldı... ve açtı!

"Bak Aksel ,biz psikopatı bulmaya çok fazla yaklaştık ve Aslı'nın hain olduğunu öğrendik.  Bu yüzden Aslı'yı kullanarak psikopatı bulacağız."
"Yani?"
"Yani Aslı bizde."
"Tamam. Zarar vermeyin ama. Bay bay."

Aksel hiç dert etmedi. Ben olsam kıyameti koparırdım. Kanepenin üstünde yatan hain'e baktım. Bir zamanlar dosttuk oysa.

Ben böyle eski günleri düşünürken kapının tekmelenmesiyle olduğum yerden zıpladım. Kapıdan giren...kapşonu var...boynunda-fotoğraf makinasindan dolayı-iz var...b-bu psikopat!?!?!?
Cebinde parlayan şey gözüme takılınca o tarafa baktım ve gerçekten aman tanrım dedim. Ama büyük ihtimalle sesli demiştim.

Zaten biz psikopatın kendisini görünce korkudan titriyoruz. Silaha ne gerek vardı şimdi?

'Mal olmaz mısın Nurçiçek!? Zorluk çıkarcağınızı düşünmüş işte.'

'Keser misin sesini?'

'Ben makas değilim kii. Puhaha...'

Açıkçası iç sesimle bu dediğinden sonra konuşmayı bırakmayı düşündüm. Ama şimdi burada ki olaya odaklanmalıydım.

"Kızı verin!" Aniden bağırması ile ben bile korkmuştum.

"Asla! Ayrıca sen nerden biliyordun burada olduğumuzu?"

"Gerizekalı mısınız? Evlerinizi biliyorum. Buraya geleceğinizi tahmin etmek çok zor değildi. Şimdi, kızı verin! Çabuk."

"Arkadaşlarımızı geri getir biz de sana kızı veririz."dedim. Soğuk bir kahkaha atıp;

"Prenseslerimiz başka neler isterler?"dedi alay ederek. Yârel;

"Yeter be yeter! Sen bizimle neden uğraşıyorsun ya? Neden!?"diye bağırdı.

Şimdi Aksel'in alaycı tavrından eser yoktu.

"Asıl size yeter be!"diyerek eli cebine gitti.

Daha ne olduğunu anlamadan silahını çıkarttı ve büyük bir ses geldi. Gözlerim dolmuştu. Bulanık görüyordum. Aksel Aslı'yı kucağına almış kapıdan çıkıyordu.

Kafamı sallayıp dikkatimi toplamaya çalıştım. Bir yerim acıyor muydu? Hayır. O zaman ben vurulmamıştım. Kafamı çevirip kime bir şey olduğuna baktım. Yerde biri yatıyordu ve karnını tutuyordu. Beynim yavaş yavaş tekrar çalışmaya başlayınca dank etti. Bu..bu vurulan benim... her şeylerimden biriydi!!!

G.PHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin