10.bölüm cenaze

24 2 0
                                    

Medyada:Diren

Özür dilerim. Çok geç bölüm yayınladım ama meşguldüm. Haftaya sınavlarım başlıyor. Yani yine geç yayinlarsam diğer bölümü beni affedin lütfen.

....Iyi okumalar....

Kapının önünde ağzımız açık vaziyette öylece duruyorduk. Bu da nerden çıkmıştı şimdi?

"Beni taniyorsunuzdur zaten. O yüzden direk konuya gireceğim."diye başladı konuşmaya Cemil. Derin bir nefes aldı ve hepimize teker teker göz gezdirdi.

"Benim abim; yani Aksel, gerçekten psikoloji-"

"Ah, seni arıyorum yarım saattir Cemil! Nasıl korktum tahmin edemezsin. Hadi, yürü gidiyoruz."
Kafalarımızı bir Aksel'e bir de Cemil'e çeviriyorduk. Aksel 'hadi, yürü gidiyoruz' dediğinde kırdığı potu en sonunda farkına varıp toparlamaya çalıştı.

"Imm, yani gidelim demek isted-"

"Abi, hiç sorun değil. Fakat şuan da kızlarla bir şey konuşuyorum. Müsade edersen konuşmam bitince gideriz."

"Bu kadar acil ne vardı da konuşacak, benden habersiz buraya geldin, Cemil!?"

"Abi! Bunu bilmeye hakları olduğunu düşündüğüm bir şey var. Ve istersen bunu, sen de söyleyebilirsin."

"Neymiş o Cemil? Hı!? Bilmediğim bir şeyi nasıl söyleyeyim hem ben!? Çabuk gidiyoruz! Kendin mi arkamdan gelirsin, ben mi seni süreyim?"

"Aaa, yeter canim! Biz de varız burda. Ayrıca Cemil, ne diyeceksin sen bize?"diyerek bu kavgayı Yârel sonlandırdı. Cemil Aksel'e kısa süreli bakıp konuşmak için ağzını açmıştı ki yediği yumruk ile tekerlekli sandalyesinden yuvarlandı. Biz elimiz ağzımızda, şaşkın ve korku ile Aksel'e bakıyorduk. Cemil ise yere yüzünü de yapıştırmamak için elleriyle tutunuyordu. Diren yanına gidip kaldırmaya çalıştı ama Aksel'in buna pek izin vereceği yok gibiydi.

"BIRAK! Kendi kalksın kolaysa! Sen Cemil, sen hep birine böyle muhtaç olacaksın, anladın mı!?"

Ve Cemil'in kolundan sertçe çekip tekerlekli sandalyesine oturttu. Cemil kenara kan tükürerek Aksel'e acı bir sırıtış gönderdi. Açıkçası o nasıl oluyor ben de bilmiyorum. Yani ben öyle gülmeye çalışsam orangutan sırıtıyormuş filan olur.

"Abi, elbet söyleyeceğim onlara. Çünkü yaşıyorum." Aksel Cemil'i ittire ittire indirdi ve görüş alanımızdan çıktı.

"Haydee, sanki hiç işimiz yokmuş gibi bir de bu çıktı."diye söylene söylene kapıyı açtı Suel. Koltuklara yayıldık. Çok yorulmuştum. Gözlerimi dinlendirmek amacına kapadım. Ama pamukşeker gibi (!) rüyalar beni içine almaya başladı hemen...

"Hey Aksel, neden yaptın peki bunu?"

"Istedim."

"Ama neden? Neden bizden çokça yıl geçtikten sonra intikamını aldın?"

"Öyle istedim."

Kısa cevaplar vermesi sinir bozucuydu.

"Ama şimdi hapistesin. Değdi mi?"

"Hem de her zerresine.."

"Ve biz de ölüyüz."

"..."

"Sen...sen ona nasıl kıydın? O-o sakattı zaten. Senin hastalığın var!"

"Sen de dedin. Sakattı zaten. Yani ölecekti. Ayrıca planlarımı bozmasına izin veremezdim."

G.PHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin