4. bölüm Doğum günü sürprizi

50 6 5
                                    

      Beril Su'nun ağzından

Sabah en erken ben uyanmıştım. Bir bardak su içmek için kalktım. Ve aklıma, başına fotoğraf makinası kadar taş düşesice psikopat geldi. Acaba adımı değiştirsem beni bulurlar mıydı? Ani bir kararla adımı değiştirmeye karar verdim. Bir not kağıdına durumu özet geçerek yazdim. Ve giyinip evden çıktım. Saat daha 10 du. Bugün haftasonu olduğunu düşünürsek çok erken kalkmıştım. Yolda yeni adımı düşünüyordum. Vee çok sevdiğim bir isim buldumm. Beren olacaktı yeni adım!!!

İsmimi değiştirdikten sonra eve yürürken aklıma gelen şey ile durdum. Bugün Selin"in doğum günüydü. Hemen bizimkilerle konuşup bir kafe ayarlayıp kutlamalıydık. Çünkü hep kutlardık. Ve bu sefer Selin'in sevgilisi Umut'u da çağıracaktık. Bu sefer diyorum çünkü bu yıl sevgilisi olmuştu.

o sırada kafama dank etti ben hala duruyordum. ve yanımdan geçen taksi beni çamura buladı. arkasından bir süre söylendim. öyle öyle eve gelmişim. kapıyı açtım, karşıma Yârel çıktı.

"yeni adın ne kıııııııııııııııııııııızz" diyerek üstüme atladı. adımın Beren olduğunu söyledim ve Selin'in uyuduğunu anlayınca devam ettim;

"kızlar bilmem fark ettiniz mi ama bugün Selin'in doğum günü ve bir kafeye gidip 8 kişilik pardon Esra yok maalesef o yuzden 7kişilik yer ayırtıp kutlamalıyız." dedim. ilk bön bön baktılar. 8 kişinin nedenini anlamamışlardı kesin. öf leyerek onlara açıkladım.

Nurçiçek'in ağzından

Beril Su, ah pardon beren bize 8kişi olayini açıklayınca laptop umu kucağıma alıp koltuklardan birine oturdum ve kafelere baktım. Bizim bildiğimiz kafeler hep doluydu. Ve en sonunda bir tane buldum. Buraya çok uzak değildi. Adı Menekşe Kafe'ydi. İç dekorunda menekşeler vardı. Selin'in de en sevdiği çiçek menekşeydii!

Içimden iyiki böyle arkadaşlarım var dedim kendi kendime. Duygusallaşmaya başlamıştım.
Yârel'in sesi ile kendime geldim.

"Esra da olsaydı keşke diğer doğum günlerimiz de olduğu gibi." Ve iç çekti. Ahh, keşke olsaydı. Ama onu bulacaktık!! Ne olursa olsun....

"Ben bir kafe buldum. Adı da menekşe kafe. Rezerve mi neyse ondan ayırt-" sözümü Suel kesti.

"Aaa oraya güzel diyorlardı. Evet evet ayır ordan 7kişilik yer." Laptopa geri döndüm. Yeri de ayırdığım zaman laptopu kapatıp yerine koydum. Ve

"Hadi hediye almaya gidelim. "dedim. Başlarıyla onayladılar. Ama Beren (bakıın alıştım Beren demeye sjsjsj) evde kalıp Selin'i oyalamayı tercih etti. Onun adına da hediyeyi biz alacaktık. Diren

"Ne sever Selin?" dedi. İşte buna verilecek bir cevap yoktu. Çünkü canım arkadaşımız hediye seçmezdi. her şeyi kabul ederdi. bunu Diren'e anlattıktan sonra çarşıya indik. Girdiğimiz her mağazadan eli boş çıkıyorduk. Ama bu bizim beğenmememizle alakalı değildi ki (!). Ürün çeşitliliği yoktu bir kere. En son bir mağazaya girdik. Çok tatlı eşyalar vardı. Ve buradan bir şeyler aldık. Ben mor renkte, kenarlarında beyaz beyaz tüyleri olan çok değişik bir çerçeve aldım. Ama biz ne giyecektik? Bir mağazaya girdik ve kıyafetler alıp denedik. Beren'e de sormuştuk ne alalım sana diye ama o benim evde var demişti. Ben 4 kıyafet denedim. En çok siyah askılı, dizime kadar olan ve belimden sonra tül tül açılan elbiseyi beğendim.

Yârel beyaz dar bir etek, üstüne de pembe kalın askılı hafif bol bir  gömlek aldı. Gerçekten hem güzel hem de neşe saçan biri olarak gözüküyordu. Diren dar, gözlerini ortaya çıkartacak yeşil renkte bir elbise ve Suel de kot şort üstüne de pullu bir askılı tişört aldı. Ve eve geldik. Selin'i arkadaşın düğünü var diye kandırarak akşam 7 de saçlarımızla kıyafetlerimizle hazır olup Menekşe Kafe'ye gittik. Ayırdığımız masaya yerleştik. ve Selin'e gerçeği söyledik. çok mutlu oldu ve hepimize sarıldı. Ama ben Umut'u göremiyorum ve bu içimde tarif edilemez bir his bırakıyordu.

                                                                             Selin'in ağzından

"Allahım inanamiyorum , Şapşiklerim benim yhaa."diyerek hepsine sarıldım. Gerçekten çok şaşırmıştım. Herkes içecek bir şeyler ve kurabiyeler falan istedi. Garson gidince ben de wc'ye gittim. Telefonumdan Umut'a onun da gelmesi için mesaj yazarken telefonum biri tarafından elimden çekildi ve yere atıldı.
"Sen mal mısın ya? O telefon Iphone 5 di."dedim. Kafami canım ciğerim olan telefonumdan kaldırdığımda yeşil gözlü ve fotoğraf makinalı bir çift AKSEL ile karşı karşıya girdim.

O değilde burası kızlar tuvaleti. Olamaz! Yoksa o kiz miydi da bize yalan soyledi!!??

Off, iç sesim yine salaklık konusunda birinciliğini belli etmişti. Onu pek fazla takmayarak;
"Oo Aksel, telefon kırmak moda mı oldu?"dedim.
Hem sinirimi belli etmeye hem de işi şakaya vurarak burdan sıvışmaya çalışıyordum. Ve içimden bile geçirmeye korkuyorum ama ya bu psikopat ise? Şansıma tüküreyim ya! Doğum günümde kaçırılacağım, inanamıyorum.

"Sakın ses çıkartma Selin, tamam mı? Şimdi buradan sessizce çıkacağız ve ben ne dersem onu yapacaksın. He yapmam diyorsan," cebindeki silahı gösterdi.

"A-aksel i-iyi misin? Yoksa sen...Esra'ya naptın? O iyi mi?"
Artık sesim yükselmeye başlamıştı. Ama kendime engel olamazdım. Esra o pisliğin elindeydi ve Aslı da Aksel'in sevgilisiydi.

"Kes sesini! Yürü, gidiyoruz."dedi.

"Hayır, ben gelmiyorum psikopat manyak!"

"Esra'yi çok merak ediyordun, onun yanina götüreceğim seni yürü."
Mecbur yürümeye başladım. O sırada da kaçış yolu düşünüyordum. Ama cebindeki silahı çıkartmıştı ve beni-görünmeden bir şeylerin arkasından giderken- silahıyla ittiriyordu.

En sonunda çıkışa ulaştığımızda bizim kızlara bir göz attım. Nurçiçek ve Diren masadan kalkıp wc'ye gidiyordu. Sanırım bana bakacaklardı. Psikopat manyak beni ittirerek arabaya fırlattı. Ve tam gaz, bizim evin tersi olan yola doğru sürdü.
           {Bir kaç saat sonra}
Aksel arabayı bir oyuncakçının önünde durdurdu. Içerden Aslı geldi. Beni kolumdan tutup sürüklemeye başladı. Ben ise çığlık atıyor, çırpınıyor, küfürler ediyordum. Ama hiçbiri işe yaramıyordu. Beni temizlik şeylerinin konulduğunu düşündüğüm bir oda gibi bir yere ittirdiler. Karşımda yıpranmış, korkudan 2 büklüm olmuş ve olamaz...dövülmüş bir Esra duruyordu. Afallamıştım. Esra'yı dövmüşler miydi??

"Korkma, bize karşı çıktı diye 2-3 vurduk o kadar. Sen karşı çıkmazsan bir şey olmaz sana." Bunu diyen Aslı'ydı. Koşarak Esra'ya sarıldım.

"Burdan kurtarcak bizi Umut ve arkadaşlarım.  Ve o zamanda sizi mahkemeye şikayet edeceğiz."Bu dediğim üzerine Aksel neşeden uzak bir kahkaha attı. Aslı ise gözlerini devirip bize aptalmisiz gibi baktı. Kapıyı kapatıp gitmeden önce Aksel konuştu.
"Tesisimizde yemek ve su veriliyor. Şimdiden ölmenizi istemeyiz. Ve Selin sevgilinin adını söylediğin için thank you. Hahahahaha..."

G.PHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin